26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Yerel Seçimler ve İstanbul

Önümüzdeki 29 Mart 2009 günü halkımız, tercih ettikleri partinin yerel yönetim adaylarını seçmek üzere sandık başına gidecek. Bu seçim, önümüzdeki yıllar İstanbul’unun da yazgısını belirleyecek.

Bilindiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için iki kuvvetli aday var. Birisi, şimdiki başkanımız AKP’li Kadir Topbaş, diğeri CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu. Diğer parti adaylarının Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanma ihtimalleri yok. Ancak ilçe ve belde belediye başkanlık ve meclis seçimlerinde söz sahibi olabilecekler, birkaç belediye başkanlığı elde edebileceklerdir. Bu yazıda her iki başkan adayına da olabildiğince tarafsız yaklaşacak, hem nalına hem mıhına vurmaya çalışacağım. Kime oy vereceğim ise ancak beni ilgilendiren bir husustur.

Topbaş meslektaşımızı bu güne kadarki icraatı ile tanıyoruz. Başkanlığının ilk dönemlerinde, mimarlık mesleğini ‘şekilcilik’ zannedenlerin kolaycılığı ile Hayırsız Ada’ya Mevlâna heykeli dikme hevesinde idi. Bu arada geçen 5 yıl, onu epeyce geliştirdi. Belediye hizmetlerinde de epey başarılı işler yaptı. Varoşlara yapılan kömür ve gıda yardımları ve de arkasında duran Başbakan dolayısıyla bu dönemde de şansı yaver gidecek gibi görünüyor. Saadet Partisi başkan adayı Mehmet Bekâroğlu’nun kazanma şansı olmamakla beraber, son yıllarda iktidara yakın türbanlılar arasında oluşan sınıf farklarını dile getirmesi nedeni ile Topbaş’ın oy oranını düşürebilirse bu, Kılıçdaroğlu için avantaj yaratabilir.

Kılıçdaroğlu, deve dişi gibi bir adam. Dürüst ve başarılı bir geçmişi var. İmar alanında yapılan suiistimalleri, vurgunları bulup teker teker kuyudan çıkararak Topbaş’ı yıpratmaya devam ediyor. Yeşil alanların nasıl ticari alanlara dönüştüğünü basın ve TV’lerden izliyoruz. Ancak Kılıçdaroğlu’nun belediyecilik deneyimi yok. Bu eksiğini tamamlamak için olsa gerek, şimdiden CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’i Belediye Meclis Başkan Vekili, İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Ünlü’yü Genel Sekreter yapacağını ve belediyede ‘üçlü yönetim’ uygulayacağını ilân ediyor. Dileriz ki başarılı olsun; Roma tarihindeki ‘triumvira’ (üçlü yönetim) gibi iyi başlayan ilişkiler bir süre sonra bozulmasın. Burada bir hatırlatma yaparsak, M.Ö. 60-50 yıllarındaki Sezar + Pompeius + Crassus ‘triumvir’i; keza M.Ö. 40-30 yıllarındaki Octavianus + Antonius + Lepidus ‘triumvir’i, araya giren ölüm ve düşmanlıklarla devam edememiş, sonuçta Sezar ve Oktav tek otorite olarak kalmışlardı. Nitekim Gürsel Tekin, daha yolun başında iken az daha oyunbozanlık yapıyordu. Alper hocanın da sırtında yumurta küfesi yok. Partililerin baskılarına ne kadar dayanabilir, bilemem.

DSP, Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp’i başkan adayı olarak gösterdi. Hoca, İstanbul imarı konusundaki orijinal fikir ve projeleri ile zaman zaman basınımızda yer alan bir mimardır. Kendisini tanırım; iyi niyetli insandır. Mesleğinin ehlidir ama politikacı değildir. Onun için de kazanamayacağını bile bile ve de sağ-sol ayrımı gözetmeksizin her teklif gelen partiden aday olur. Bu durumu, parti içinde ve DSP seçmenleri arasında huzursuzluğa neden oldu. Onun için de DSP’nin Kılıçdaroğlu’na verilecek oyları etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Esasen belediye başkanının mimar olması, başkanlık için tercih nedeni olmamalıdır. Belediye hizmetleri imar ve inşaat işlerinden ibaret değildir. Burada iyi yöneticilik esastır. Seçim günü yaklaştıkça dozunu arttıracak propaganda ve aynî yardımlar sonucunda, kemikleşmiş oylar dışında kalan kararsız oylar kime yönelir bilemiyor, ancak halkın sağduyusuna inanıyorum.

Yalnız dileğim şu ki, İstanbul ikinci bir ‘Devr-i Sözen’ yaşamasın. O dönemde ANAP Hükümeti ile SHP’li Belediye uyumsuzluğunu yaratan partizanca davranışlar birçok vatandaşı mağdur etti. Birçok kişiyi de ihya etti. Başkan dürüsttü ama Belediye Meclisi ve İmar Komisyonunca yaratılan rant karşılığında büyük rüşvetler dönüyordu.

Bu sözüm her iki başkan adayı için de geçerli değil, belediye meclislerinin oluşumu ile ilgilidir. Burada, başkan adayları kadar Belediye Meclisi üyelerinin de önemli olduğunu belirtmek istedim. Seçmen, üye isimleri üzerinde fazla durmaz. Listedeki isimleri öğrenmeye bile gerek görmeden ‘Evet’ mührünü inandığı parti üzerine basar. Hâlbuki kazın ayağı öyle değil. Her zaman, her partiye ve her listeye öncelikle kendi çıkarını gözeten kişiler girebilmektedir. Partilerin, listeleri hazırlarken öncelikle isimler üzerinde titizlikle durmaları gerekir.

Başkan genel politikayı yürütür; ana ilkeler üzerinde yoğunlaşır. Ama bütün uygulamalar meclisten ve meclisin kurduğu komisyonlardan geçer. Burada en önemli komisyon İmar Komisyonudur. Bürokraside tezgâhlanan mevzii imar planları ve imar planı değişiklikleri bu komisyondan geçer ve meclise sunulur. Geçmişten gelen izlenimlerimle, meclis üyeleri hangi partiden olursa olsun fark etmemiş, bal tutan parmak yalamış, hatta balı kovanı ile yutmuştur. Bu nedenle de hiçbir partiye şu eğridir, bu doğrudur diyemiyorum. Rant söz konusu olunca, İstanbul kentinin çıkarları kimsenin umurunda olmamış, iktidar ve muhalefet üyeleri birleşmiş, birlikte hareket etmişlerdir. Burada parti grupları değil, hemşerilikler ve etnik gruplar etkili olmuştur. Geçerliliğini koruyan bir Kayseri deyimi vardır: ‘Çok lâf yalansız, çok para haramsız olmaz’ derler.

Başkan, bürokrasiye, meclis ve komisyonlara hâkim olamaz, partililere zaaf gösterir, önemli kişilere ödün verir, sonuçta ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ politikası güderse iş çığırından çıkar. Bu durumda başkanın dürüst olması hiçbir anlam ifade etmez.

Onun içindir ki, bu günlere kadar süregelmiş soygun düzeni devam edecekse, kim seçilirse seçilsin; benim için fark etmiyor.

Hâlbuki İstanbul, dünya çapında bir metropoldür. Bu metropolün, kamunun ve toplumun yararlarını, kentin kimliğini, doğasını, kültür değerlerini ön planda tutacak, kentliye insan gibi yaşamanın onurunu verecek demokratik, katılımcı, en önemlisi ahlâklı bir yönetime gereksinimi vardır.

Bir kentli ve bir mimar olarak, imar rezilliklerini ve bundan sonraki yerel yönetimden beklentilerimizi ayrı bir yazı ile ifade etmeye çalışacağım.
 

Yayın Tarihi : 20 Şubat 2009 Cuma 11:13:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?