18
Mayıs
2024
Cumartesi
SPOR

…………gözlerimin yaşına bak.

Fenerbahçe golü yiyene kadar bu sezonki en iyi deplasman performansını sergiliyordu. Takım tam da tek paslarla hızlı çıkmayı öğrenmiş derken, bu oyun için transfer edilmiş Guiza’nın sahada olmadığı aklımıza geldi. Semih oyun içinde top alıp veren aktif bir oyuncu gibi görünse de, durmadan geriye gelip hücumda oyunu sıkıştırması takımın golü bulmasına engel oldu. Sahi ya, Semih madem bu şekilde oynamayı seviyor, neden sene başında Aragones’in ona biçtiği role karşı geldi? Bir de soruyu başka yönden soralım, Semih Cumartesi günü sahada ne yaptı? Yoksa İspanya Gol Kralı’nı günah keçisi yapmak, bu takımın orta saha yetersizliğini görmekten daha mı çok işimize geliyor?

Fenerbahçe’nin problemlerinin kangren haline geldiğine ve bunları aşmak için takımın çoğunun değişmesi gerektiğine asla inanmıyorum. 2 kanat oyuncusuyla sorunlar büyük ölçüde çözülecektir. Takımın gol yedikten sonra böyle oyundan düşmesi de geçiş dönemi basiretsizliği olarak algılanabilir.

Aslında Fenerbahçe’nin 60. dakikadan sonra oyuna ağırlığını koyacağını düşünmüştüm. Ama Aragones hala anlamadığım bir şekilde Deniz’i çıkarınca, maç tamamen Gençlerbirliği’ne döndü. Basın toplantısında bunu oyunu kanatlara yığma amacıyla yaptığını söylese de hürmet çerçevesinde “hangi kanat oyuncularıyla?” diye sormak aklımızdan geçmedi değil.

Bu maç benim için de bir ilkti. İlk defa suni çimde oynanan bir maçı canlı izledim. Erman Toroğlu kadar avam olmasa da, benim de düşüncelerim bu sahada maç oynanmayacağı yönünde. Islak plastik üzerinde; atılamayan pasların, kontrol edilemeyen hava toplarının, kayan kramponların herhangi bir futbolseverin ilgisini çekebilme olasılığı yok.

Fenerbahçe son 2 deplasmanını rezil saha koşullarında oynadı. Bakmayın siz o bazı çok bilenlerin bu mazeret olamaz hayıflanmalarına. Bu, takımın orta sahada 2 kişi eksik oynadığı kadar geçerli bir mazerettir. Ve Fenerbahçe camiası, Deivid’le hala sözleşme imzalamaya çalışan yönetime, bu sahada top oynatan federasyona ve Colin Kazım gibi futbolculara rağmen iyi yoldadır.

Ve Ankara… İnsana Kafka romanlarını anımsatan gri kamu binaları, turnikelerde taraftarı saatlerce bekleten sevimsiz stadyumu, dondurucu soğuğu, küçüklüğümüzden beri Fenerbahçe’nin başına bela olan takımları... Her şeye rağmen gerçek dostlardır bir yeri güzel yapan… Benim Ankara’yı sevmem için bu yeter de artar bile.
 

Yayın Tarihi : 23 Şubat 2009 Pazartesi 13:59:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?