Psikolojik Danışmanı Şengül İnan, erkeklerin yüzde 68'inin, kadınların ise yüzde 43'ünün çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını belirterek, aile içi şiddete maruz kalmış çocuğun depresyona gireceğini, okul başarısının düşeceğini ve öz saygısının azalacağını söyledi.
Adana İl Sağlık Müdürlüğü ve Seyhan Belediyesi işbirliğiyle yürütülen program çerçevesinde, "Meslek Edindirme Merkezi"ndeki kadınlara "İstismar ve Aile İçi Şiddet" konulu bir konferans verildi.
Konferansta konuşan Adana İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi'nden Psikolojik Danışman Şengül İnan, toplumda kadınlara ve çocuklara aile içinde de şiddet uygulandığına dikkat çekerek, "Çocuğun düşürülmesi, azarlanması, cinsel tacize uğraması istismardır. Çocuğun sağlığına önem verilmemesi, terk edilmesi, uygun bir ev ortamı sağlanmaması, evdeki risklerden ve hastalıklardan korunmaması, beslenmesine dikkat edilmemesi, eğitimine önem verilmemesi ise ihmaldir" dedi.
İstismarın fiziksel, duygusal ve cinsel olmak üzere 3 grupta toplanabileceğini söyleyen İnan, erkeklerin yüzde 68'i, kadınların ise yüzde 43'ünün çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, şiddet yöntemleri içerisinde ise yumruklama, tokatlama, ve tekmelemenin ilk sırayı aldığını kaydetti. Annelerden çocuklarını aile içi şiddetten de uzak tutmalarını isteyen İnan, "Aile içi şiddete maruz kalmış bir çocuk, depresyon, okul başarısının düşmesi, öz saygının azalması, itaatsizlik, kabus görme ve fiziksel sağlık şikayetleri olan duygusal ve davranışsal problemler için artan bir risk altına girer" diye konuştu.

AİLELER NELER YAPABİLİR?

Şengül İnan, ailelerden çocuklarının önünde tartışmamaya özen göstermelerini, duygusal istismardan uzak durmalarını isteyerek önerilerini şöyle sıraladı:
"Çocuklarına başkalarına ve kendilerine saygı duymayı öğretebilirler. Oğulları olduğu kadar kızlarının da sağlığı, güvenliği ve entelektüel gelişimine özen gösterebilir ve kendilerine değer vermelerini sağlayacak bir yaklaşımda bulunabilirler. Çocuklarını dövmeyebilirler, bunun yerine şiddete dayanmayan bir disiplini vurgulayabilirler. Çocuklarıyla cinsellik, aşk ve kişiler arası ilişkiler hakkında konuşabilirler."
Çocuklara karşı yapılan cinsel saldırıların çocuğun tanımadığı, hasta veya "sapık" kişiler tarafından yapıldığı inancı yaygındır. Bir başka yaygın inanç da, çocuk cinsel istismarı kurbanlarının genellikle genç kızlar olduğu ve bu tür cinsel istismarın yalnız " fakir" ve "sorunları" olan aileleri etkilediği inancıdır. Çocukların cinsel istismarı ile ilgili gerçekler ise olayların yüzde 85'inde çocukların akrabaları, aileyi tanıyan kimseler veya çocuğun tanıdığı ve güvendiği kişilerin saldırısına hedef olduğunu göstermektedir.
Saldırganlar, genellikle normal erkekler ve bazen de kadınlardır. Saldırganlar, genellikle evli ve iş sahibi olan kişilerdir. Saldırganlar, kurbanlarını her yaştaki kız ve erkek çocuklar hatta bebekler arasından seçmektedir. Saldırganlar, çocuğa karşı olan sevgimi gösteriyordum, karım gebeydi, karım cinsel ilişkiden hoşlanmıyordu, suçlu çocuktur, o beni kışkırttı gibisinden bahanelerle kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar."
Çocuklara "hayır" demenin de doğru bir şey olduğunu, bunu herkesin yapması gerektiğini ifade eden İnan, anne ve babalardan çocuklarla birlikte yüksek sesle "Hayır" deme çalışmaları yapmalarını isteyerek konuşmasını şöyle tamamladı:
"Onlara bedenlerinin kendilerine ait olduğunu anlatmaya çalışın. Bu durumun cinsel organları da içerdiğini söylemeyi unutmayın. Siz cinsel organlardan rahatça ve ismiyle söz ederseniz onlar da rahatlarlar. Onlara bir öpücük istendiğinde ya da hiç tanımadığı birisi bir sırrı paylaşmak istediğinde hayır demesini öğretin. Onlara hayır demenin de doğru bir davranış olduğunu ve herkesin bunu yapması gerektiğini anlatın. Çocuklara bedenlerinin kendilerine ait olduğu anlatın. Onlara kendilerini güvende hissetmediklerinde büyüklerin her sözünün dinlenmesinin gerekli olmadığı anlatın. Onlara kendilerini korkutan kişiden kaçmayı öğretin."

Yayın Tarihi : 28 Kasım 2005 Pazartesi 15:27:45

Güncelleme :28 Kasım 2005 Pazartesi 15:30:27