Merkeze bağlı Koruk köyünde yaşayan 2 çocuk babası Muhammet Hanifi Çok, özürlülük raporuna sahip olmasına rağmen Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından onay alamadığını iddia etti. 1982 yılında Tunceli'de çalıştığı iş yerinde geçirdiği bir kaza sonucu 2 ayağının sakat kaldığını ifade eden Hanifi Çok, 1985 yılından itibaren Bağ-Kur primlerini ödemeye başladığını, ancak maddi zorluklar nedeniyle artık primlerini ödemekte zorluk çektiğini söyledi. Çok, "1982 yılında Tunceli'de iş kazası yaptım. 1985 yılında Bağ-Kur'a prim yatırmaya başladım ve 20 yıl bir fiil primimi yatırdım. Bu süre zarfında, 3 defa heyete girdim ve üçünden de özürlü olduğuma dair rapor aldım.

Bu raporları Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne malulen emekli olmak için gönderdim, ancak hepsinden bana ret cevabı geldi. En son Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi'nden aldığım yüzde 95 özürlü raporum da, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından kabul edilmedi. Gelen ret cevabına itiraz dilekçesi verdim, dilekçem de reddedildi. Ankara Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne gittim. Sağlık İşleri Genel Müdürü, beni gördüğünde durumumu anlattım ve kendisi bana, 'Siz gerçekten özürlüsünüz' diyerek, itiraz dilekçesi vermemi söyledi. Verdiğim itiraz dilekçesi de reddedildi. Eşimin yardımı ve koltuk değneklerim olmadan hiçbir iş yapamıyorum. Bu özürlü halimle geçimimi sağlayamazken, bir de her ay 275 YTL Bağ-Kur primi yatırıyorum. Çok zor durumdayım" dedi.

Yürüme özürlü Muhammed Hanifi Çok'un eşi Gülten Çok ise 13 yıldır evli olduğu eşini bir an olsun yalnız bırakmadığını ifade ederek, eşi Hanifi Çok'un yıllardır yaşadığı haksız muameleye çok üzüldüğünü söyledi. Çok ailesi, yaşadıkları bu haksızlığı nasıl gidereceklerini bilmediklerini belirterek, konuyu bir avukatla görüşüp Bağ-Kur Genel Müdürlüğü hakkında dava açmayı düşündüklerini kaydetti.

Yayın Tarihi : 4 Nisan 2006 Salı 17:54:38