7
Mayıs
2024
Salı
EKONOMİ

Erzurum'da sanayi hamlesi

Erzurum'daki bazı sanayici ve işadamları, Doğu Bölgesi'nin kalkınmasının sanayiiyle mümkün olabileceğini ileri sürerek, "Yeter ki insanlar buna inansınlar. Türkiye'yi yönetenlerin Doğu Anadolu'yu sanayi merkezi haline getirme fikrini benimsemeleri ve bunun için de gereken çalışmaları acilen yapmaları gerekmektedir" dedi.

Makine Yüksek Mühendisi, Ekonomist işadamı Erdal Dedeoğlu ile Makine Mühendisi ve işadamı Efrahim Güngör, Doğu Anadolu'nun Türkiye'nin sanayi merkezi olmasının mümkün olduğunu belirtti. Bir ülkenin sahip olduğu imkan ve topraklarının, o ülkeye maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanılmasını düzenlemek kadar haklı ve makbul bir politika olamayacağını belirten işadamları Dedeoğlu ve Güngör, yaptıkları müşterek açıklamada şöyle dedi:

"Cumhuriyetin ilk yıllarında Doğu Anadolu'da sanayi yatırımları yapılmamıştır. Bu, o günkü askeri strateji itibariyle doğru bir politikadır. Rus işgali tehdidi altında bulunan bir bölgeye yatırım yapılmaması akla uygun olandır. Bu dönemde yatırımlar Orta Anadolu'da toplanmıştır. Demir cevheri Divriği'de olduğu halde demir çelik tesisleri Karabük'te, ağır sanayi ve savunma sanayisi Kırıkkale'de oluşturulmuştur. Ancak, bu strateji ve politikanın bugün hiçbir değeri kalmamıştır. Doğu ile Batı veya ortanın hiçbir farkı yoktur. Çok iptidai olmalarına rağmen, İzmir dahi Saddam'ın füzelerinin menzili içindeydi. On binlerce kilometre ötesine gidip bir ülkeyi işgal etmek artık olağan bir hadisedir. Bugün bürokrasimizde ve siyasilerimiz arasında Doğu Anadolu'da sanayi olmaması ve hatta olamayacağı iddia ve kanaati mevcuttur.

Buna şimdi gösterilen gerekçe ise iklim ve ulaşım olmaktadır. Bu düşünce, sanayiinin ve ekonominin ne olduğunu bilmeyenler, anlamayanlar tarafından ancak ileri sürülebilecek bir iddiadır. Sanayiinin güneşe ve kumsala ihtiyacı yoktur. Yeryüzünde sanayisi gelişmiş ülkelerin hemen hepsinin iklimi, Doğu Anadolu ikliminden farklı değildir. İskandinav ülkeleri, Almanya, İngiltere, Rusya, Kanada, Japonya, Kore ve Amerika'nın sanayi kesimi Doğu Anadolu'dan daha iyi bir iklime sahip değildir. Ama, dünyanın en gelişmiş sanayisine sahip ülkeleri de bunlardır. Bu ülke mensubu kişiler ülkemize güneşi ve denizi görmeye geliyorlar.

Biz ise bunları yok ederek işe yaramaz hale getiriyor, tarıma elverişli olmayan Doğu Anadolu'yu ise sanayiden uzak tutmaya çalışıyoruz. Doğu Anadolu toprakları bu ülke topraklarına dahil olduğuna, burada yerleşim birimleri bulunduğuna ve bulunması da gerekli olduğuna göre, bu vatandaşlara mahallinde iş temin etmek gerektiği de bir gerçektir. Aç kalamayacaklarına göre bu vatandaşlar ya dağa çıkıp şaki olacaklar, ya da büyük şehirlere göç edecekler. Bu ise çözümü imkansız sosyal problemler meydana getirmeye devam edecektir. Bölgeye yapılacak yatırımla Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri'ne hitap etme imkanı doğacağı gibi, Avrupa Birliği tarafından öne sürülen bölgelerarası gelişmişlik farkı da telafi edilmiş olacaktır. Türkiye'yi yönetenlerin Doğu Anadolu'yu sanayi merkezi haline getirme fikrini benimsemeleri ve bunun için de gereken çalışmaları acilen yapmaları gerekmektedir."

DOĞU ANADOLU'NUN KALKINMASI İÇİN ACİL TEDBİRLER

İşadamları, AB'ye girecek Türkiye'nin, bölgelerarası gelişmişlik farkını gidermek için bazı tedbirleri mutlaka alacağını hatırlatan işadamları, yörenin kalkınması ve Doğu Anadolu'da sanayiinin gelişmesi ve buranın Türkiye'nin sanayi bölgesi olması için acilen alınması gerekli tedbirleri şöyle sıraladı:

- Mevcut yatırımların problemlerine bir an önce eğilmeli ve bunların ekonomiye kazandırılmaları sağlanmalıdır. Mevcut yatırımlar atıl durumda iken yeni yatırım beklemek hayaldir. Bu firmalara çalışmalarını sağlayacak yeni kredi bir an önce verilmeli ve çalışmaları sağlanmalıdır.

- Bölgedeki sanayi kuruluşlarının kamu bankalarına olan borçlarının faizleri kaldırılmalı ve ana para iki yılı ödemesiz 4 yıla yayılmalıdır. (31.Ocak.2002 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 4743 numaralı kanunun imkan verdiği bu husus batıdaki firmalara uygulanmasına rağmen doğudaki firmalara maalesef uygulanmamıştır.)

- Mevcut ve yapılacak yatırımlara en az 5 yıl ödemesiz, en az 10 yıl vadeli ve yıllık faizi yüzde 4'ten fazla olmamak üzere yeterli kredi verilmelidir.

- Kredilendirme işlemlerinde acil davranılmalı ve bürokratik engeller kaldırılmalıdır.

- Kredi teminatı olarak mevcut veya yapılacak tesisin ipoteği ve alınacak makinelerin rehini yeterli olmalıdır.

- Yatırımın yüzde 10'u öz sermaye, yüzde 90'ı krediyle karşılanmalıdır. Kredi karşılığı yapılacak ekspertiz değerleri gerçekçi olmalı, marj düşük tutulmalı ve yapılmış olan yatırım yüzde 10 kabul edilerek yüzde 90 krediyle desteklenmelidir.

- Yapılacak yatırımlarda KKDP teşvik primi, gümrük muafiyeti, yatırım indirimi ve her türlü vergi,resim,harç istisnası uygulanmalıdır.

- Vergi-Sigorta-Bağ-kur ve TEDAŞ'a olan borçların faiz ve cezaları affedilmeli, ana para borçları iki yıl ödemesiz dört yıla yayılmalıdır. (Bu konularda yapılan düzenlemeler Türkiye çapında hep aynı uygulamaya tabi tutulmakta, bölgesel ayrım yapılmamaktadır. Etiler'de paranın şımarıklığı ile ne yapacağını şaşıran ve doğuda günlerce siftah yapmadan işyerini kapatan aynı uygulamaya muhatap kılınmaktadır.)

- SSK prim oranları düşürülmeli, işçi için yüzde 3, işveren için yüzde 7 olmalıdır.

- Bölgedeki tüm mükellef ve kurumlara önemli vergi indirimi sağlanmalı ve asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.

- Enerji ve akaryakıt fiyatları yüzde 50'den az olmamak üzere indirilmelidir.

- Elektrik kesintileri ve voltaj düzensizlikleri kaldırılmalıdır.

- Firmaların ödenmemiş çek ve senetlerine af getirilmeli ve bu durum kredilendirilmede problem yaratmamalıdır.

- Halka açık Anonim Şirketlerden alınan kar payları vergiden muaf olmalıdır.

- KDV oranı azami yüzde 5 olmalı, peşin vergi kaldırılmalıdır.

- Mükelleflerin tüm giderleri (giyecek, okul, yiyecek, otomobil, seyahat gibi) kanuni sarf kabul edilmelidir."

.
Yayın Tarihi : 12 Ekim 2005 Çarşamba 14:00:26
Güncelleme :13 Ekim 2005 Perşembe 11:16:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kerim sever IP: 195.142.173.xxx Tarih : 13.10.2005 10:15:36
Bu anlattıklarınızı iki kişi bir araya gelip faaliyete geçiremezziniz. Çünki bizler hasut insanlarız "Birbirimizi çekemeyiz, Karslıyı Rizeliyide istemeyiz" darbı meseli bizim için söylenmiştir. Biraz zenginlenip tavlanan ya Bursa ya İstanbula vs. gider oradan nutuk atarız. İstanbulun büyük kulüplerine bir bakın hep Erzurumlu iş adamları yönetimdedir. Erzurumspora gelince bir ufak nutuk yeter Önce kendimize iyice aynada bakıp birbirimizi kandırmayacağız bakın Erzurumun tarihine Karadenizden Karstan Ağrıdan Erzurumlu büyük ve beyefendi itibarlı iş adamları vardı ne oldu bu adamlara neden hızla yok oldular? Adamları hotulamaktan başka işimiz olmayınca adamlarda sermayelerini yavaş yavaş çektiler olay budur İstanbulda Bursada kimse kimseye nerelisen gardaş diye sormaz iş yapar kalkınır o kadar o yüzden bu iki muhterem abimizin önerilerine önem veriyor, ancak hayata geçirilemeyeceğini bildiğimdende üzülüyorum ...

Ercan KESİMCİ IP: 195.142.173.xxx Tarih : 19.10.2005 11:44:40
Kerim sever beye aynen katılıyorum. Karslılara sormuşlar ya kulhuyu oku... Hep sorarız nerelisin diyen olsaki senene nüfus memurumusan tellek.

bekir keşmer IP: 85.104.91.xxx Tarih : 27.09.2007 12:35:12

ERZURUM SANAYİSİ AŞAĞIDA BELİRTECEĞİM DÜŞÜNCE UYGULAMAYA GEÇERSE KARADENİZ YÜKÜNÜ ALARAK KAT KAT HIZLANACAKTIR.BU DÜŞÜNCE BASİT GİBİ GÖRÜNÜYOR OLSA BİLE ERZURUM İÇİN ÇOM CİDDİDİR. İTHALATTA VE İHRACATTA TİREBOLU’’NUN KONUMU Hızla gelişen Dünyada, Ticaret ve Kaynaşma yönünden Ağır Malların geçiş kolaylığı sağlanması nedeni ile Kuzey-Güney, Doğu-Batı giriş ve çıkış sevkıyatları için çok projeler düşünülür ama her nedense Tirebolu bölgesel olarak en uygun ve en ucuz maliyetli geçiş yeri olma özelliği olsa bile hiç dikkate alınmamaktadır. Ülkeler arası yapılan anlaşmalarda en çok; Maden, Ham Petrol, Doğalgaz vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Bu unsurları da Liman, Demiryolu ve Araziye göre geçiş kolaylığı olan yer durumlarına göre yapmaktadırlar. Buna göre; Tirebolu’’nun coğrafi konumu düşünülürse, Karadeniz’’den Güney kesimlere ağır tonajlı sevkıyatların, Boru hattı kullanılarak yapılan sevkıyatların; Coğrafi konumdan dolayı Tirebolu’’ya ağır tonajı kaldırabilecek vinç bulunan ve ro ro gemilerine açık olan Liman yapılması halinde, Harşıt vadisinin getirdiği kolaylık sebebi ve Tirebolu Tiflis Demiryolu Projesinin Hayata geçirilmesi; Bu Liman ve Demiryolu sayesinde de ağır sevkıyatlar Tirebolu’’dan Harşıt Vadisi boyunca sağlanması, Ülkemiz için en kolay ve düşük maliyetli geçiş olacak, çok daha iç ve dış Ticaret kazancı sağlanacaktır. Orta Asya ve Hazar Havzası Ham Petrol Kaynaklarını, Türkiye Üzerinden Tirebolu sayesinde Dünya Pazarlarına Açması için, Türkiye'nin Stratejik Önemini Güçlendirecek ve Boğazların Petrol Trafiğini Azaltacak Projelerden biri Tirebolu’’dan başlamalıdır. Yani Tirebolu-Ceyhan veya Tirebolu-Basra veya bu belirttiğimiz her iki proje Tirebolu’’dan başlamak üzere hayata geçirilmelidir. Tirebolu’’ya yapılabilecek bu projeyle; Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya hatta Avrasya içinde bulunan tüm ülkeler, Politikalarına stratejik sinerji sağlayan parametrelerin oluşmasını Tirebolu’’dan düşünürlerse, bu düşüncelerinin Tirebolu’’dan gerçekleşmesi, Ülkemiz için büyük kazanç kapısı olacak, kendileri içinde en kolay yoldan ve çok ucuz maliyetle kısa sürede hayata geçirip bölgesel kaynaşmalarını düşündükleri gibi sağlayacaklardır. Romanya şirketi Petkom’’un, Karadeniz’’de bulduğu doğalgaz ve ham petrolün Dünya’’ya sevkıyatı Tirebolu’’dan yapılmalıdır. Çünkü Bu sevkıyatın Dünya’’ya en ucuz maliyetle pompalanarak yapılmasına yukarıda belirttiğimiz projeler Tirebolu’’da kurulduğu takdirde, Tirebolu ve Harşıt vadisi, Karadeniz’’de tek müsait konumu olan yerdir.Yani Karadeniz’’e açık ve önünde Kop ve Zigana gibi yüksek dağlar olmadan sadece düz vadi boyunca kolaylıkla hızlı geçiş yapılabilecek tek yer Tirebolu ve Harşıt Vadisidir. Ayrıca Bu proje hayata geçirildiği takdirde İstanbul Boğazının yükü çok rahatlayacak, Karadeniz bölge Ülkelerinin Ortadoğu ve Mezopotamya’’ya açılımı hızlanacaktır. Ülkemizin; Rusya Federasyonu, Gürcistan, İran, Ukrayna, Kafkasya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile yapılan ticarette, Tirebolu’’yu transit geçiş merkezi konumuna getirmesi durumunda; Türkiye’’nin, Karadeniz bölge ülkeleri arasında Ticaretin hızlanmasını çoğaltacak ve verimliliğin artması hızlandıracak bir konuma geldiği görülebilecektir. Böylelikle Tirebolu Limanı ve Demiryolu projesi hayata geçtiği takdirde, Karadeniz bölge ülkelerinin Avrupa ve Dünya pazarlarına açılmasına, Uluslararası pazarlarla bütünleşmesine çok büyük imkan tanımış olacaktır. Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak, İran ve Azerbaycan'ın, Karadeniz'in kuzey pazarlarıyla olan bağlantısını sağlamaya aday en önemli üslerden biri haline Tirebolu gelmelidir. Bu üs, şu anda Tirebolu dışında düşünülmektedir ama incelendiği takdirde kendileri için en avantajlı ve kârlı yer Tirebolu olacaktır. Türkmenistan, ve Özbekistan'ın açık denizlere bağlantısını da sağlamayı Tirebolu limanı ile planlayıp yapması gerekir. Bu ülkeler bu düşüncelerini hayata tam geçirmeyi Tirebolu ile sağlayabilmesi kendileri açısından çok avantajlıdır. Çünkü bu ülkeler gelişmekte olan ülkeler olduğundan en ucuz ve kolay olarak bağlantıyı Tirebolu’’dan yapması gerekir. Bu ülkeleri, bu düşünce ve politikalara yöneltmek ve uygulamaya koydurmak için, Özellikle Dış politika ve Dış ticaretle uğraşan yetkililere ve hepimize çok büyük görevler düşüyor. İngilizler ne güzel söylemiş: “Büyük seller küçük kaynaklardan meydana gelir”.İşte Tirebolu, Avrasya’’da çok küçük etkisiz görünse bile, Avrasya’’da küçük görünen Ticaretleri büyük Sellere hatta Okyanuslara dönüştürebilecek konumdadır.(Bekir KEŞMER)