Yargı mensupları buluştu
Muş Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve iki gün süren seminerin ilk oturumuna Muş Barosu avukatlarının yanı sıra Vali İbrahim Özçimen, Cumhuriyet Başsavcısı Necmettin Saygın, cumhuriyet savcıları ve hâkimler katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Muş Barosu Başkanı Av. Sait Sever, yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakemeleri Kanununun (CMK) oldukça karışık ve yeni kurulları kapsadığını belirterek, bu konuda bilgi alışverişinin sağlanması amacı ile böyle bir seminer düzenlediklerini söyledi.
Yeni yasalardan dolayı yaşanan sorunları asgariye indirmek için kanunu en ince ayrıntısına kadar öğrenme çabası içerisinde olduklarını söyleyen Av. Sait Sever, “1 Haziran 2005 tarihinde yeni TCK ve CMK yürürlüğe girdi. Bu kanunun uygulanmasında ciddi sorunlar yaşanacaktır. Yaşanacak sorunların asgariye indirilmesi için bugün buradayız. Örnek olarak, 765. Ceza Hükümleri Kanunu'nda çok büyük değişiklikler var. Bu kanunda 'Kast' çok anlaşılmaz hale getirilmiştir. Yeni karşılaştığımız konular var. İyi yanları da olan kanun, bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi. 80 yıllık teori ve ortaya çıkan pratik heba edildi. Ceza hukukunda bir takım konuları yeni öğreneceğiz. Her şeye rağmen biz uygulayıcılara düşen yasaları doğru anlamak ve uygulamaktır. Bu seminer ile bilgi eksiklerimizi kısmen de olsa giderebilirsek bizler için sevindiricidir” dedi.
Seminerde ilk söz alan konuşmacı Av. Zeki Ekmen, Türkiye'nin en genç barolarından biri olan Muş Barosu'nun böyle bir seminer düzenlemesinin sevindirici olduğunu söyledi. Av. Zeki Ekmen, “Yeni yasaların yasalaşmasından sonra ister istemez bir takım sıkıntılar doğmaktadır. Yasaların yasallaşması döneminde basının bu konular üzerinde durması ve ciddi tartışmaların olduğu dönemler oldu. Ancak sadece zina ve basın kanunları ile ilgili hususlar üzerinde duruldu” dedi.
Seminerde ikinci gün
Muş Barosu tarafından 5 Nisan Avukatlar günü münasebetiyle Muş Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve iki gün süren yeni TCK ve CMK konuları anlatıldığı seminer sonrasında Dap Otel'de verilen yemeğe, T.B.B. Eski Başkan Yardımcısı ve TTB İnsan Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Zeki Ekmen, Kültür Üniversitesi Ceza Hukuku Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof Dr. Durmuş Tezcan, 9 Eylül Üniversitesi Ceza Hukuku Anabilimdalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mustafa Ruhan Erdem, 9 Eylül Üniversitesi Ceza Hukuku Anabilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Önok, Muş Cumhuriyet Savcıları ve hakimlerin yanı sıra Muş Barosu avukatları katıldı.
Dap Otel'de verilen yemekte konuşan Muş Barosu Başkanı Av. Sait Sever, “ Türkiye Cumhuriyeti Demokratik bir hukuk devletidir inancı oluşmaya başlamıştı. Yasama organı Anayasaya, Yürütme ve Yargı yasaya bağlı kalacaktı. Hiç kimse Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanmayacaktı. Yürütme ve İdarenin ancak yasayla var olduğunu, yasayla verilmeyen bir yetkinin kullanılmayacağı, yargı mensuplarının hiç kimseden çekinmeden yargı yetkisini kullandıkları bir sistem nihayet gerçek olacaktı. Derken, bilinen gelişmelere tanık olduk; Şemdinli de patlayan bombalarla başlayan, 14 silahlı örgüt üyesinin öldürülmesi sonrasında Diyarbakır da meydana gelen ve bölgeyi kapsayan şiddet hareketleri herkesin yüreğini ağzına getirdi. Yurttaki huzur ve barış ortamı yerini iç savaş görüntülerine bıraktı. Kimin ne sorunu varsa çözümü için müdahale etsin. Eylem de yapsın, ancak hukukun içinde kalarak, şiddete bulaşmadan. Ne şiddet ne de karşı şiddet olsun” belirtti.
Ülkenin ve toplumun huzurunu bozan, Barışı engelleyen tutum ve davranışlardan herkesin uzak durması gerektiğini ifade eden Av. Sait Sever, “ farklılıklarımızla bir arada yaşamanın yolu, iç barışı olan bir toplum, ilerleye bilen bir toplum, uygar ve insani bir toplum olmayı başarmaktan geçer. Hangi iyi kuralı (yasayı) getirirseniz getirin, uygulayıcı iyi değilse kuralları da, kurumları da gerektiği gibi işletemezsiniz. Tersinden ifade ettiğimizde, uygulayıcı iyi ise kötü yasa yoktur. Adalet için önce kaliteli insana, bunun içinde kaliteli bir eğitim gerekli. Bunun yanında, yargının rengi olmamalı, yalnız yargı olarak çalışmalı, en üst iktidar organı yargısal denetime tutulabilecek bir güce sahip olmalıdır. Tüm toplum yapısıyla hukukun üstünlüğüne dayalı, hak ve adaletin egemen olduğu, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygılı uygar bir hukuk devleti olma umuduyla meslektaşlarımın gününü kutlarım” diye konuştu.
