Düşünce Suçuna Karşı Girişim ve Diyarbakır Barosu iş birliğiyle bilgi edinme hakkının tanınması amacıyla düzenlenen 'Biz de bilelim' seminerinde, Türkiye'de bilgi edinme özgürlüğünün dilekçe hakkıyla sınırlı tutulduğuna dikkat çekildi.

Diyarbakır Barosu Eğitim Merkezi'nde Diyarbakır Barosu ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim iş birliğiyle "Biz de bilelim" adıyla seminer düzenlendi. Seminere, Diyarbakır Barosu avukatlarından Cengiz Analay ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim üyesi Muteber Öğreten ile bazı avukatlar katıldı. Öğreten'in "Biz de bilelim" adıyla başlatılan projeye dair kısa bilgiler vermesinin ardından avukat Analay, Türkiye'de bilgi edinme hakkına ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Bilgi edinme hakkını kamu otoriteleriyle siyasi otoritelerin demokratik karakterlerini güçlendirmek açısından önemli olduğunu vurgulayan Analay, insanların öğrenebildikleri şeyleri ifade etme hakkına da sahip olmaları gerektiğini söyledi.

Türkiye'de bilgi edinme hakkının 1961 ve 1982 anayasalarıyla verilen dilekçelerle sınırlı kaldığına değinen Analay, "Türkiye'de bilgi edinme özgürlüğü dilekçe hakkıyla sınırlı tutuldu. En son çıkarılan 4982 sayılı 'Bilgi Edinme Yasası'nın amaçları açık olmasına rağmen vatandaşlar halen bilgi alma konusunda çeşitli problemler yaşıyor. Proje çerçevesinde şu ana kadar 300 bin başvuru yapıldı. Bilgi edinme hakkı için başvuruların önümüzdeki dönemde daha da artmasını bekliyoruz. Herkes bir dilekçeyle bilgi almak istediği kurum veya kuruluşa adını soyadını, adresini ve bilgi almak istediği konuyu açıkça yazarak başvuruda bulunmalı, bunun reddi halinde ısrarcı olmalıdır" dedi.

Seminer daha sonra soru ve tartışmalarla noktalandı.