4
Mayıs
2024
Cumartesi
GÜNCEL

'Düşündüklerimi söyleyemiyorum'

Diyarbakır Barosu tarafından düzenlenen "AB Müzakere Süresi ve Kürt Sorunu" konulu panelde konuşan Prof. Dr. Gencay Gürsoy, "Kendi konuşmamı da, düşündüklerimi de en açık şekilde söyleme hakkına sahip değilim; çünkü Türkiye'de yaşıyorum" dedi.

Gaziantepspor Kulüp Başkanı Celal Doğan ise, Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle birtakım meseleleri çözme konusunda yeterli çabayı sarf etmediğini belirtti.

Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda düzenlenen panele başbakan ile görüşen aydınlar arasında bulunan Prof. Dr. Gencay Gürsoy ile Prof. Dr. Mehmet Altan ve Gaziantepspor Kulüp Başkanı Celal Doğan ve çok sayıda davetli katıldı.

Panelde konuşan Prof. Dr. Gürsoy, zor bir konuyu tartıştıklarını belirterek, "Açıkça söylemek lazım ki kendi kendimizi ister istemez zaman zaman sansür ederek konuşmak zorunda kalıyoruz. Bu da geçmişte çok daha ağır bir şekilde yaşadığımız oto sansürdür. Kendi konuşmamı da, düşündüklerimi en açık şekilde söyleme hakkına sahip değilim; çünkü Türkiye'de yaşıyorum" diye konuştu.

Gürsoy sözlerini şöyle sürdürdü:

"Silahlı eylemlerin nitelik değiştirme eğiliminde olduğu son ateşkes döneminden sonra, hiçbir başarı hiçbir somut adım atılmadığını gördükten sonra yeniden başlayan silahlı eylemlerin kentlere doğru taşınmaya ve bölgenin sınırlarından ülkeye doğru yayılmaya başlayacağı konusunda bilgiler ve uyarılar gelmeye başladı.

150 imzalı deklarasyonun temel mesajı; silahlı hareketlerin arkasında duran PKK'ya yönelikti. Bu da koşulsuz ve ön koşulsuz silahlı eylemlerin bırakılması mesajıydı. Bu mesaj çok çeşitli çevrelerden biraz tek taraflı olmakla suçlandı.

150 aydının çıkışını Türk ve Kürt kesiminden tek taraflı olarak görüp bizleri suçladılar. Kürt kesimi bizi devlet ya da tatlı su aydını olarak suçlarken, Türk kesiminden de PKK'nın sözcülüğünü yapmakla ve bizleri arabuluculuk rolü oynamakla suçladılar. Bunlar bugün de devam ediyor."

Prof. Dr. Gürsoy, Türkiye'de çok ciddi bir psikolojik atmosferin yaşandığını kaydederek, "Özelikle Türk kesiminde bir rehabilitasyon dönemine ihtiyaç var. Ben asabiye uzmanıyım. Meslek olarak ölümlere karşı gelmem doğal; ama bu atmosferin tedavisi lazımdır. Bu ülke ve bu ülke halkına sadece bilinçlendirme yetmeyeceği gibi bu halkın tedaviye ve rehabilitasyona da ihtiyacı vardır" dedi.

Panele konuşmacı olarak katılan Gaziantepspor Kulüp Başkanı Celal Doğan da, Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle birtakım ciddi meseleleri çözme konusunda yeterli çabayı sarf etmediğini söyleyerek, "Bu doğrultuda AB süreci bu sorunların çözümünde en etkin amirlerden biridir.

AB süreci ülkemize insan hak ve özgürlükleri ortamını yaratacak bir çerçeve oluşturacaktır. AB sürecinde sadece Kürt meselesi değil, Kıbrıs, Ermeni ve Alevi meselesi her zaman için önümüze gelecektir. Bundan kastım şudur ki, bu meseleler bizim meselemizdir.

Sorun ne kadar büyük olursa olsun yüzleşmekten korkmamamız gerektiği noktasına bir türlü gelemedik. Hep meselelerimizi altlardan süpürülmeyi esas alarak kabul ettik. Bu sorunlar bizi ürkütmemeli ve yüzleşmekten asla korkmadan, meselelerin masaya yatırılıp tartışılması gerekiyor.

Bu nedenle Türkiye, AB sürecindeki siyasi meselelerle 35 ana başlık yoktur diyerek kendisini bir kenara çekemez" diye konuştu.

Panel, konuşmaların ardından katılımcılarla panelistler arasında soru-cevap şeklindeki bölümüyle sona erdi.

.
Yayın Tarihi : 22 Ekim 2005 Cumartesi 16:31:14
Güncelleme :23 Ekim 2005 Pazar 16:00:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?