Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur Kaymaz'ın sağ olarak ele geçirildikten sonra öldürüldüğü öne sürüldü.

Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesinden sorumlu oldukları iddia edilen 4 polisin yargılanmalarına Eskişehir'de devam edildi. Duruşma nedeniyle polis adliye binası çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Bu arada, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaburun, adliye binası etrafına çekilen güvenlik şeridini kaldırttı.

Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, tutuksuz yargılanan sanık polis memurları Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Salih Ayaz ile ölen Ahmet Kaymaz'ın kardeşleri Murat ve Reşat Kaymaz hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık polis memuru Seydi Ahmet Döngel sağlık sorunu nedeniyle duruşmaya katılmadı.
Duruşmaya yaklaşık 20 müdahil, 10 sanık avukatı katıldı.

"SANIK POLİSLER TUTUKLANSIN"

Mahkemede müdahil avukatlar adına söz alan Kemal Aytaç, duruşmanın daha büyük bir salonda yapılma taleplerinin güvenlik gerekçesiyle reddedildiğini kaydetti. Aytaç, şöyle konuştu:

“Bu dava sadece mahkemede değil, kamuoyunda da yargılanıyor. Bu dava bu koşullarda bu heyetle, bu mahkemeyle sürdürülemez. Yargının görünümü bozulmuştur. Mahkeme heyeti bu işten el çekmelidir. Bu dava ile yargının bağımsızlığı kanıtlanmalıdır.”

Aytaç, maktullerin cesetlerinin etrafındaki boş kovanların kimlere ait olduğunun belirlenmesi gerektiğini ifade ederek, olay yerini gösteren CD kayıtlarının çok önemli olduğunu ve mutlaka izlenmesi gerektiğini söyledi. Maktul Uğur Kaymaz'ın polis Yaşafettin Açıkgöz'ün silahından çıkan 9 kurşunla öldüğünün Adli Tıp Raporu'nca tespit edildiğini savunan Aytaç, “Tüm sanıkların, özellikle de polis Yaşafettin Açıkgöz'ün tutuklanmasını istiyoruz” dedi.

“BEBEKLERİN 13 KURŞUNLA ÖLDÜRÜLDÜĞÜ DAVALARDA YOKLAR”

Sanık avukatlarından Veysel Güler ise davada aleniyet ilkesinin ihlal edildiği yönündeki itirazları kabul etmediklerini söyledi. Mahkemede ve gösterilerde sadece Uğur Kaymaz'ın gündeme getirildiğini ifade eden Güler, şöyle devam etti:

“Tutuksuz yargılanan polisler özverili, yürek ve bilek isteyen bir iş yapıyorlar. Bu nedenle tutuklanma talebinin reddini istiyoruz. Mardin'de görülen duruşmada mahkemeyi etkileyecek kadar nümayiş yapıldı. İdeolojik sloganlar atıldı. Davanın Eskişehir'de görülmesinden kamuoyunun rahatsız olduğunu söylediler. Bunların kamuoyu dedikleri devlet aleyhine yürüyüş yapan, bayrak yakan ev ve işyeri taşlayan gruptur. Evet dedikleri gibi belli başlı ülkelerin ve gizli servislerin gözü bu davanın üzerindedir. Dünyanın neresinde bir terörist yargılansa izliyorlar. Fakat bebeklerin 13 kurşunla öldürüldüğü davalarda yoklar.”

"KAYMAZLAR SAĞ ELE GEÇİRİLİP SONRADAN ÖLDÜRÜLDÜ"

Güler, Ahmet Kaymaz'ın terör örgütü PKK bağlantısının sabit olduğunu belirterek, olay günü kullandığı silahın daha önceden Yenişehir Polis Karakolu'na yapılan baskında da kullanıldığının tespit edildiğini bildirdi. Söz alan ölen Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Murat Kaymaz da Yenişehir Polis Karakolu'na baskın yapıldığı sırada ağabeyinin Irak'ta olduğunu ileri sürerek, bu durumun pasaport kayıtlarından anlaşılabileceğini belirtti.

Sanık avukatlarının aileyi “terörist” olarak nitelendirmesinin kendilerini üzdüğünü ifade eden Kaymaz, “Bu bize hakarettir. Bu kelime kullanılmasın. Eskişehir, Mardin'e çok uzak. Maddi imkanı olmayan yakınlarımız davayı izleyemiyor. Salonda sadece bir akrabamız vardır. Görgü tanıklarının ifadelerine göre ağabeyim ve yeğenim sağ olarak ele geçirildi. Sonradan öldürüldü” dedi.

Sanık avukatlarından Füsun Tunçok da söz alarak, “3-5 teröristin davayı izleyememesi nedeniyle aleniyet ilkesinin ihlal edilemeyeceğini belirterek, “Bunlar anlı şanlı teröristtir” dedi.

“ŞOV YAPMAYIN”

Mahkeme Başkanı Osman Açar, sözlü tartışmaya başlayan Murat Kaymaz ile Füsun Tunçok'u uyararak, “Burası mahkeme, burada yargılama yapıyoruz. Şov değil. Kurallara uyun. Aksi takdirde dışarı çıkarmak zorunda kalacağım. Bizim de zamanımız sınırlı. Ben dosyayı inceliyorum kimi etkilemeye çalışıyorsunuz” dedi.

Mahkeme Başkanı Açar, sesini yükselterek konuşan Avukat Füsun Tunçok'u “Seçim meydanında değilsiniz. Lütfen sakin olunuz. Talebiniz varsa söyleyiniz” diye uyardı.

Mahkeme heyeti ara verdikten sonra, müdahil avukatların, davanın başka bir yerde görülme, sanık polislerin tutuklanarak yargılanması ve olay yeri keşif taleplerini reddederek, davayı 10 Mayıs'a erteledi.