Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, bin 203 öğrenci arasında yaptıkları ankette en dikkat çekici sonuçlardan birinin lise son sınıflarda sınav yaklaşırken okullar boşaldığı halde, dershaneye gitme oranının 10. sınıflara göre daha düşük olması olduğunu bildirdi. Özcan, Türk Eğitim-Sen ile Gazi Üniversitesi'nin ortaklaşa hazırladığı ve bin 203 öğrenci üzerinde yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. Anketin 9, 10 ve 11. sınıflarda okuyan öğrenciler üzerinde yapıldığını belirten Özcan, ankete katılanların yüzde 64.6'sının genel lise, yüzde 18.9'unun meslek lisesi, yüzde 5.2'sinin Anadolu lisesinde okuduğunu bildirdi. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 52'sinin ÖSS sisteminin mevcut durumundan memnun olmadığını belirtirken, yüzde 42'sinin memnun olduğunu belirttiğini kaydeden Özcan, meslek lisesi öğrencilerinin katsayı nedeniyle sistemi eleştirdiğini, düz lise öğrencilerinin ise ÖSS sisteminin daha çok Fen lisesi ve Anadolu lisesi öğrencilerine avantaj sağladığını ifade ettiğini bildirdi. Özcan'ın açıkladığı ankete göre, meslek lisesi öğrencilerinin büyük bir kısmı ÖSS sistemini 'adaletsiz' olarak niteliyor. Öğrencilerin dershaneye gitmeden ÖSS'yi kazanamayacağına inananların oranı yüzde 63.5 iken, kazanabileceğine inananların oranı yüzde 36.5 olarak ortaya çıktı. Ankete göre, öğrencilerin yarısına yakını, yani yüzde 43.9'u okulla birlikte dershaneye gitmenin ÖSS için kendisine fayda sağlayacağına inanıyor. Yine yüzde 27.7'si okulla birlikte dershaneye gitmenin faydalı olduğunu ve derslerine katkı sağlayacağını, yüzde 21.2'si de okul ve dershanenin bir arada yürütülmesinin sağlık açısından zararlı olduğunu ancak sınav için gitmek zorunda kaldığını belirtiyor. Öğrencilerin okul türlerine göre dershaneye gitme ilişkisine bakıldığında ise genel liselerde okuyan öğrencilerin yüzde 25.5'i dershaneye gittiğini, yüzde 74.5'i dershaneye gitmediğini belirtirken, Anadolu liselerinde okuyan öğrencilerin yüzde 61.3'ünün dershaneye gittiği, yüzde 38.7'sinin gitmediği görülüyor. Meslek liselerinde ise dershaneye gidenlerin oranı yüzde 4.1, gitmeyenlerin oranı ise yüzde 95.9.

"GELİR DÜZEYİ DÜŞTÜKÇE DERSHANEYE GİTME ORANI DA DÜŞÜYOR"
Öğrencilerin hane gelirlerine göre dershane ilişkisi hakkındaki anket sonuçlarını da açıklayan Özcan, "Gelir düzeyi düştükçe dershaneye giden öğrencilerin oranının da azaldığı görülmektedir. Dershaneye gitme oranı 400 YTL ve altı gelire sahip olanlarda yüzde 16, 401-600 YTL olanlarda yüzde 16.1, 601-1000 YTL arasında olanlarda yüzde 25.4, 1001-1500 YTL arasında olanlarda yüzde 31, 1501-2500 YTL arasında olanlarda yüzde 37.4, 2501-3500 YTL arasında olanlarda yüzde 47.6 iken, 3501 YTL ve üzerinde gelire sahip olanlarda yüzde 61.9'dur. Yani dershaneye gitme oranı hane geliri ile doğru orantılıdır" şeklinde konuştu.
Ankete katılan öğrencilerin dershane ve okul öğretmenlerini de kıyasladıklarını belirten Özcan, öğrencilerin yüzde 28.8'inin dershanedeki öğretmenlerin daha aktif ve özverili olduğunu düşündüğünü, yüzde 27.6'sının okuldaki öğretmenleri daha aktif bulmamakla birlikte daha samimi ve içten olduğuna inandığını, yüzde 24.1'inin de bir fark bulunmadığını düşündüğünü kaydetti.
Sınıflara göre dershaneye gitme oranlarına bakıldığında ise, 9. sınıfların 10. sınıflara göre daha az dershaneye gittiğini belirten Özcan, 9. sınıfta dershaneye gidenlerin oranı yüzde 15 iken, 10. sınıfta bu oranın yüzde 42.4'e çıktığını bildirdi. Özcan, "Ancak asıl yoğunlaşmanın beklendiği 11. sınıfta 9. sınıflara göre yaklaşık 2 kat artış, ancak 10. sınıflara göre ciddi bir azalış görülmektedir. Zira 10. sınıflarda dershaneye gitme oranı yüzde 26.6'dır. Bunun nedeni ise anketten elde edilen bilgilere ve öğretmenlerle yapılan görüşmelere göre, bu sınava girebilmek için mezun olmak gerektiğinden, öğrencinin amacı liseyi bitirmek ve sonra dershaneye giderek sınava hazırlanmaktır" dedi.

"LİSE SON SINIFTA DERSHANEYE GİTME ORANI DÜŞÜYOR"
Özcan ayrıca, 11. sınıflarda rapor alarak öğrencilerin okula gitmediğini, okulların boşaldığını da belirterek, buna rağmen dershaneye gitme oranındaki düşüşün şaşırtıcı olduğunu kaydetti. Özcan, bunun da öğrencilerin kendi kendilerine hazırlandıklarının göstergelerinden olduğunu kaydetti.
Öğrencilerin sosyo-kültürel faaliyetlerle ilişkisine bakıldığında ise, öğrencilerin arkadaşları ile eğlenmeyi, maç izlemeyi, gezmeyi ya da internet kafelerde vakit geçirmeyi sosyo-kültürel faaliyet olarak algıladıklarını belirten Özcan, "Buna göre lise öğrencilerinin yüzde 72.5'i yoğun tempoya rağmen arkadaşlarıyla sosyo-kültürel faaliyetlerde bulunabildiğini, yüzde 27.5'i ise sosyo-kültürel faaliyetler içinde bulunamadığını belirtmiştir. Yani neredeyse her dört liseli öğrenciden biri sosyo-kültürel faaliyetler içinde bulunduğunu ifade etmiştir" diye konuştu.
Öğrencilerin Orta Öğretim Başarı Puanı (OÖBP) tespitinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sorusuna verdikleri cevapları da açıklayan Özcan, ankete katılanların yüzde 50.3'ünün OÖBP'nın her yıl ortaöğretim derslerinden alınan notların ortalaması alınarak hesaplanması gerektiğini belirttiklerini söyledi. Ankete katılan öğrencilerin ortaöğretimin 4 yıla çıkartılması konusunu da değerlendirdiklerini kaydeden Özcan, "Buna göre ankete katılanların yüzde 33.4'ü 'iyi organize edilirse, dershane yükünü kaldırır' derken, yüzde 24.8'i 'fazla bir etkisi olacağını zannetmiyorum' cevabını vermiştir. Ankete katılanların yüzde 24.5'i lise eğitiminin daha iyi insan yetiştirilmesi için bir fırsat olduğunu düşünürken, yüzde 17.4'ü 'hiçbir şey katmaz, boşuna ailelerimize yük getirir' demiştir" şeklinde konuştu.