1
Mayıs
2024
Çarşamba
EKONOMİ

ASO Meclisi toplandı

Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Kurumlar Vergisi'ni daha da düşürebileceklerini belirterek, "Bunun için kayıtdışılığın azalması gerekiyor. Eğer bu yönde bir adım göremezsek geriye dönüşler olabilir" dedi.
Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Kasım ayı Meclis Toplantısı'na katılan Babacan, Kurumlar Vergisi'nin yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülmesi konusunda açıklamalarda bulundu. Gerek enflasyon gerek faizler konusunda 3 yıl öncesine göre büyük ilerlemeler kaydedildiğini anlatan Babacan, ama aynı ilerlemenin bir türlü kayıtdışılık konusunda sağlamadığını ifade etti. Türkiye'nin artık bir normalleşme sürecini yaşadığına işaret eden Babacan, iş dünyasının en büyük şikayetlerinden biri olan vergiler konusunda radikal sayılabilecek bir değişikliğe gittiklerini dile getirdi. 1 Ocak'tan itibaren Kurumlar Vergisi'ndeki değişikliğin hayata geçirileceğini anlatan Babacan, şunları kaydetti:
"Dün bu karar açıklandıktan sonra bazıları 'Nerden çıktı bu?' diye yorumlar yaptı. Böyle konularda teknik çalışmalarımızı yapıyoruz, ilgili uluslararası finans kuruluşlarıyla irtibat kuruyoruz. Hem kamu maliyesi hem de iş adamları açısından ince ince düşünüyoruz. Böyle bir adım yatırım ortamının cephesini değiştirecektir. Artık özel sermayenin elinde daha fazla kaynak var. Biz sanayicilerimize doğru bir adım attık, sanayicilerimizden de hükümete doğru bir adım atmasını bekliyoruz. O da kayıt dışılık. Kayıt dışında pek bir iyileşme göremiyoruz. Kurumlar ve Gelir Vergisi oranları konusunda gönlümüzden daha düşük oranlar geçiyor. Ama bunun için kayıt dışılığın azalması gerekiyor. Kurumlar Vergisi'nin düşürülmesi ile vergi tahsilinde bir azalma var mı ona bakacağız. Eğer çok somut bir gelişme görürsek devam ederiz. Eğer vergi tahsilinde bir düşme olursa elimizi uzatmış ama karşılığını bulmamış oluruz. 1 Ocak 2006, Türk sanayisi için bir dönem noktası olacaktır. Biz çok önemli bir adım attık. Bu kolay olmadı. İçeriden dışardan takip ediliyoruz. Sıkı bir bütçe politikasının uygulandığı bir ülkede böyle radikal kararın arkasında çalışma var. Kurumlar Vergisi'ndeki düşüş çok büyük bir fırsat, özel sektöre büyük bir kapı açtık. 2006'da kayıt dışında somut adımlar görürsek, bu indirimlerin gerisinin geleceğini garanti ediyorum. Ancak, vergi oranlarında indirimler yapılmasına rağmen kayıtdışılıkta değişiklik olmazsa, geriye dönüşler de olabilir. Kayıtdışılıkta önemli adımlar görmek istiyoruz."
Kayıtdışı çalışmanın uzun vadede firmaların aleyhine olduğunu vurgulayan Babacan, hükümette işadamı kökenli çok sayıda Bakan'ın bulunduğunu belirterek, "Ne olup bittiğini herkes çok iyi biliyor. 3-5 telefonla sektörün, firmaların durumu ortaya çıkıyor" dedi. Babacan, bir başka vergi barışını kimsenin beklememesini ve kayıt dışı olan herkesin risk altında olduğunu ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başmüzarekeci Ali Babacan, yazarlar Orhan Pamuk ve Hrant Dink'e açılan davalar konusundaki AB'nin eleştirilerine, "Yargının bağımsızlığı ilkesi göz ardı ediliyor. Bu kavramın Türkiye'deki bazı çevrelerle Avrupa'daki bazı çevrelerde de sindirilmesi gerekiyor" diyerek cevap verdi.
Babacan, ASO Kasım ayı Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, işsizlik konusunda yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu konuda farklı ve esnek bir yapıya gidilmesi gerektiğini ifade eden Babacan, Avrupalı meslektaşlarıyla yaptığı görüşmelerde onların kendi sistemlerinden şikayetler ettiğini anlattı. Avrupa'da da işsizlik ve sosyal güvenlik sistemi konusunda zaman zaman günü kurtaracak adımlar atıldığını kaydeden Babacan, "Asıl hedefimiz daha çok insanın çalışması ve bunların daha iyi bir sosyal güvenlik şemsiyesi altında alınmasıdır" dedi.
Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi konusunda gerekli adımları atması halinde, Avrupa ülkelerinde ve ABD'de görülen sorunlarla karşı karşıya gelmeyeceğini dile getiren Babacan, Almanya'nın gerekli adımları atarak iflastan döndüğünü söyledi. Yapacakları reformla her vatandaşın artık tek bir sistem altında toplanacağını dile getiren Babacan, aynı şeyi sağlıkta da yapacaklarını söyledi. Sosyal güvenlik kuruluşlarına yapılan devlet yardımlarının devam edeceğini aman bunun her sene artmayacağını vurgulayan Babacan, genel makro dengelere zarar vermeyecek şeklinde adımlar attıklarını ifade etti. "2 kere ölçüp bir kere biçeceğiz, 2 kere düşünüp bir kere söyleyeceğiz" diye konuşan Babacan, iyi planlanması durumunda Türkiye'nin çözülemeyecek bir sorunun bulunmadığını anlattı. Ama zaman zaman kendilerine eleştiriler yöneltildiğini ifade eden Babacan, "Sorun göstergelerde değil. bakan gözlerde Biz ekonomiyi sadece grafiklerden izlemiyoruz; sokağa çıkmak, işletmeler ile iç içe olmak zorundayız" diye konuştu.
AB sürecine ilişkin de konuşan Babacan, AB sürecindeki reformların yavaşladığı ve rehavete kapıldığı görüşüne kesinlikle katılmadıklarını söyledi. Şu ana kadar 6 fasılda tanıtıcı taramanın, iç fasılda da ayrıntılı taramanın 40 günde tamamlandığını anlatan Babacan, sürecin saat gibi işlediğini, takvimin günü gününe çalıştığını belirtti. Türkiye'nin AB üyeliğine geçiş için zamanı bulunduğunu ve bazı reformlar için zaman isteme hakkının bulunduğunu vurgulayan Babacan, AB'ye katılım sürecinin Türkiye'yi A'dan Z'ye değiştirecek bir süreç olduğunu vurguladı. Yazarlar Orhan Pamuk ve Hrant Dink'e açılan davalara atıfta bulunan Babacan, şöyle konuştu:
"Bazıları, bir kanunun şu maddesine dayanılarak bir dava açılmış ama dava bitmemiş, halen devam ediyor. Yargıtay daha son sözü söylememiş. İfade özgürlüğüyle ilgili yasaların henüz yeni çıktı ve bu yasaların ülke genelinde harmonize edilmesi için Yargıtay içtihatları da gerekiyor. Bunlar henüz başlamadı. Yargının bağımsızlığı ilkesi göz ardı ediliyor. Bu kavramın Türkiye'deki bazı çevrelerle Avrupa'daki bazı çevrelerde de sindirilmesi gerekiyor. Biz, Kopenhag Kriterleri'nin Türk insanının çıkarı için Türkiye'nin her alanda daha yüksek standardı yakalaması için yerine getiriyoruz. Biz demokratikleşmeyi, insan haklarındaki özgürleşmeyi, kendiniz için Türkiye için ve insanımız için istiyoruz. Hukukun üstünlüğünü Brüksel ya da başka bir yerde birilerini tatmin etmek için istemiyoruz."
Babacan, AB için bazı tavizlerin verildiği eleştirilerine cevap veren Babacan, "Türkiye'de daha iyi işleyen bir demokrasi sistemi oluşturmak taviz mi oluyor?" diye sordu.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, sanayicilere çağrıda bulunarak, "Kurumlar Vergisi'nde yapılan indirimle devletin bir kaybının olmadığını, yatırım, üretim, istihdamda ve yabancı yatırımla devlete yeni bir kaynak olarak devam edeceğini ispatlamamız gerekiyor" dedi.
Çağlayan, ASO'nun Kasım ayı Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, enflasyon konusunda son derece başarılı bir noktada bulunulduğunu, enflasyonla mücadeleye devam edilmesi gerektiğini söyledi. İhracattın TL'nin aşırı değerlenmesine rağmen 72 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Çağlayan, ihracatın önündeki engellerin kaldırılması durumunda bunun 100 milyar doları geçeceğini ifade etti. Türkiye'nin borç çevirebilme konusunda bir sıkıntısının kalmadığı dile getiren Çağlayan, Türkiye'de 3-5 yıl daha cari açığın devam edeceğini öngördüklerini belirtti. Çağlayan, Kurumlar Vergisi'ndeki 10 puanlık düşüşe ilişkin de konuştu. Sanayicilere çağrıda bulunan Çağlayan, "Devletin Kurumlar Vergisi ile Gelir Vergisi'nde yaptığı indirimlerde bir vergi kaybı olmadığını, yatırım, üretim, istihdamda ve yabancı yatırımla devlete yeni bir kaynak olarak devam edeceğini ispatlamamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Konuşmasında, Türk işadamlarının yaşadığı vize sorununa da değinen Çağlayan, işadamlarının kuyruğa girerek Hans'ın, George'n o sabah nasıl kalktığına ve keyfine bağlı olarak vize alabildiğini anlattı. Çağlayan, sadece Türkiye'de hem işsizlik sigortası hem de kıdem tazminatının bulunduğunu belirterek, bu konuda bir çalışma yapılmasını istedi.

...
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2005 Çarşamba 16:59:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?