5
Mayıs
2024
Pazar
EKONOMİ

Çin kontrplağı, yerli firmaları vurdu

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde, 1997 yılında 24 kişinin biraraya gelip sermaye ve tecrübelerini birleştirmek suretiyle 10 bin YTL gibi mütevazı gibi görünen bir sermaye ile Ekol Kontrplak A.Ş üretim tesislerini kurdular. Avrupa Birliği (AB) standartlarındaki teknolojiye sahip firma, çok kısa sürede ürettiği kontrplağın yüzde 70'ni Almanya, İtalya ve Avusturya gibi AB ve Dünya ülkelerine ihraç ediyor.

Türkiyede aynı kulvarda faaliyet gösteren firmalar arasında ürünlerinin yaklaşık dörtte üçünü ihraç eden tek firma olan Ekol A.Ş, yakaladığı başarı trendi ile hem bu sektörün dünya ile entegrasyonunu sağlıyor, hem de Taşköprü'nün dünyaya açılan bir penceresi konumunda. Kaliteyi ve teknolojiyi ilke edinen firma, bu prensiplerinden 2001 yılındaki genel kriz ve akabinde ihraçcılar için büyük dezavantaj olan düşük kurlara rağmen hiç taviz vermeden üretimine devam etti. Sadece Almanya'da 63 devamlı müşterisi bulunan şirket, 2004 yılında EN İSO 9001- 2000 ve LOYD kalite sertifikaları kazandı. Taşköprü sanayisi çıkışından 3 kilometre ileride 40 dönüm alan üzerine kurulan tesiste yılda 10 bin küp ithal, 5 bin metreküp de yerli kayın ve kavak işleniyor. Hammadde ihtiyacını bir bölümünü de köylüden karşılayarak çiftçiye ek gelir sağlayan firmada şimdilik 71 personel istihdam ediliyor.

Ekol Kontrplak A.Ş, Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, sektörde faaliyetlerine devam eden firmalar için dezavantaj olan döviz kurlarındaki düşüklüğünün devam ediyor olması ve en mühimi üretilen ürünlerle kıyas götürmeyecek düzeyde çok kalitesiz olan ve sadece ucuz olduğu için tercih edilen Çin kontrplağının aşırı miktarda ithal edilmesi gibi iki ciddi sorunla karşı karşıya kaldıklarının söyledi. Başkan Arslan, "Türkiye, Çin'den 2004 yılında Çin kontrplağı ağırlıklı olmak üzere 18 bin metreküp, 2005'te ise 47 bin metre küp kontrplak ithalatı yapıldı. Yüksek düzeyde yapılan bu ithalat, yerli firmaların piyasalarını kaybettirdi ve dolayısıyla ürününe alıcı bulmakta zorlanan firmalar mallarını depolara stok etmek durumunda kaldılar. Depoları stoklarla dolan şirketler, bu ürünlerini acilen nakit paraya çevirmek mecburiyetinde. Fakat alıcısını bulamadıkları malları kime satacaklar ki , ama resmi ödemelerini nakit yapmak zorundadır. Sektörün bu mağduriyetini ilgili makamlara ilettik. Şimdi acilen çözüm bekliyoruz. Şayet çözüm gecikirse, bu şartlarda firmalar faaliyetlerine devam etme gücü olmadığı için çalışmalarına maalesef son vermek zorunda kalacaklardır ve bunun da sosyal hayata asgari bin 500 kişinin işsiz kalması olarak yansıyacaktır" dedi.

Başkan Arslan, Dünyada bu alanda faaliyetlerine devam eden firmaların sahip oldukları imkanların kendilerine de sunulması halinde sektörde rahatlıkla söz sahibi olacak bilgi ve teknolojiye sahip olduklarını, tek isteklerinin eşit şartlara sahip olmanın yeterli olacağını ifade etti. Başkan Arslan, "Bizlerin sahip olduğu çalışma şartları ile çok geniş ve devletin her türlü desteğine sahip dünya firmaları ile rekabet edemeyiz,zaten bu da etik olmaz. Zira Çin devleti, firmalarına her türlü finansman desteğini veriyor, Oradaki üretim maliyetleri ve işçilik yok denecek kadar az olduğu için maliyetleri de bizlere göre son derece düşük oluyor. Bizlerin ise maliyetlerimizi yükselten SSK, Elektrik, Vergiler gibi resmi giderlerimizdir. Çin kontrplağı dünyada kalitesiz ve özellikle ucuz olduğu için tercih edilirken, bizim ürünlerimiz ise marka ve kalite olarak dünya standartlarındadır. Şimdi, Resmi giderlerden doğan maliyet farkını kalitenizden ödün vermeden nasıl üreteceksiniz ve resmi ve işçilik giderleri yok denecek kadar az olan ve her türlü finansman desteği olan Çin ile nasıl rekabet edeceksiniz, bu mümkün mü. Ama maalesef Çin bizlerin maliyetimizin çok altında bir fiyatla Türkiye pazarına girdi ve adeta piyasayı alabora etti. Vergi ödeyen, istihdam sağlayan yerli firmalarımızın pazar paylarını minimuma düşürdü. Satışları adeta durdu. Ürünleri elinde kalan firmalarımızın depoları maalesef stoklarla doludur. Kontrplak sektörü, 2001 yılında yaşanan ekonomik krizde bile bu kadar sıkıntı yaşamamıştır" diye konuştu.


"2006 YILINDA DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ 100 BİN DOLARLIK YATIRIMI ASKIYA ALDIK"

Çin'den yüksek miktarda kontrplak ithal edilmesi, sektörde faaliyetlerine devam eden yerli firmaların bu pazarlarını Çin'e kaptırdı. Satış yapamadıkları için depoları stoklarla dolan firmalar ekonomik olarak da çok zor durumdalar. Şu anki piyasa şartlarının yerli firmaların aleyhine olması 2006 yılı için planladıkları yatırımları iptal ettirdi. Önlerini net olarak göremedikleri için planladıkları yatırımdan vazgeçtiklerini aktaran Başkan Arslan, şunları ifade etti:

"Artık sektörün önünün açıldığını düşünürken bu kez de karşımıza Çin sorunu çıktı. 2006 yılı için Filim kaplı kontrplak gibi ürün yelpazemizi genişleterek yılda 10 bin küp ithal, 5 bin metreküp de yerli kayın ve kavak işleme kapasitemizi artıracak, 71 olan personel sayımızı da 100'e çıkaracak olan 100 bin dolarlık yatırım yapmayı planlamıştık. Maalesef bu yatırımdan şimdilik vazgeçtik. Bunun tek sebebi de yüksek oranda Çin'den kontrplağın ithal edilmesidir. AB Standardlarındaki teknolojiye sahip firmamız, sektörde ürünlerinin yüzde 70'ni Almanya, İtalya ve Avusturya gibi ülkelere düşük döviz kur'u dezavantajına aldırmadan büyük bir özveri ile ihraç etmeye devam ettik. Yüzde 30'luk gibi kalan ürünlerimizi de İç piyasada, Otomotiv'de Mercedes, Isuzu firmalarına, Mobilya da, İstikbal, Kilim, Boytaş, İnşaat'ta Eczacıbaşı,Tepe, Akfen, MNG Grubu ve Denizcilik (Yat) sektöründe çalıştığımız sadece bir kaç şirketlerdir. Zor şartlarda faaliyetlerine devam etme mücadelesi veren firmaların mağduriyetlerin giderilmesi adına hazineye müsteşarlığına müracaatımızı yaptık, artık oradan gelecek cevabı bekliyoruz."

.
Yayın Tarihi : 7 Ocak 2006 Cumartesi 16:16:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?