5
Mayıs
2024
Pazar
GÜNCEL

Dinler arası diyalog tartışmaları

Hristiyanlığı meşrulaştırmak ve misyonerler aracılığıyla özellikle İslam ülkelerinde yaygınlaştırmak için 2. Vatikan Konsili tarafından ortaya atılan "Dinlerarası Diyalog" ile ilgili belgede İslamiyet'e yer verilmediği, Müslümanlar'ın birey olarak ele alındığı bildirildi.

Dinlerarası diyalog ve misyonerlik araştırmalarıyla bilinen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Dinler Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Aydın, dinlerarası diyalog oyununa karşı Müslümanlar'ın uyanık olmasını isteyerek, "Dinlerarası diyalogu ortaya çıkaran 2. Vatikan Konsili belgesinde İslamiyet'e yer vermiyor. Dinlerarası diyalogun bizimle bir ilgisi yok" dedi.
Doç. Dr. Mahmut Aydın, Hıristiyanlar'ın, özellikle katolik ve protestanların 19. yüzyılda tüm dünyanın Hıristiyanlaşacağına inandığını, 19. yüzyıl bittiğinde hiç de öyle bir hedefe ulaşamadıklarını söyledi. Aydın, bunu gören Katolik Kilisesi'nin kendisine "Biz nerede yanlış yaptık? Ekonomik güce rağmen neden Hıristiyanlığı yaygınlaştıramadık?" sorularını sorduğunu ve bu soruların ardından dinlerarası diyalogun doğduğunu kaydetti.

1962-1965 yılları arasında 2. Vatikan Konsili'nin düzenlendiğini, bu konsilden Müslümanlar ile ilgili olumlu bir karar çıkarma düşüncesi bulunmadığını ifade eden Aydın, "Bu konsili toplayan Kardinal Bea, Yahudiler ile ilgili olumlu bir rapor hazırlanmasını istedi. Hazreti İsa'yı öldürmekten sorumlu tuttukları ve Nazi soykırımı da dahil eziyet yaptıkları Yahudiler ile aralarında iyi ilişkiler kurma düşüncesi doğdu" diye konuştu.

Hazırlanan rapor alt komisyona gönderildiğinde İslam ülkelerinden katılan kardinallerin buna itiraz ettiğini ve bu belgenin kabulünün İsrail'in tanınması anlamında olduğunu ileri sürerek, bu rapor yüzünden İslam ülkelerinde faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini söylediğini açıklayan Aydın, şu bilgileri verdi:

"Bunun üzerine rapora Müslümanlar ile ilgili bir paragraf ekleniyor. Yalnız bu paragraf İslamiyet ile değil Müslümanlar ile ilgili. Raporda İslam kelimesine hiç yer verilmiyor. Ama maalesef Türkiye'de diyalogla ilgili yazanlar 'İslam ile ilgili şöyle şöyle denildi' diyor. Hayır böyle bir şey yok. Raporda; 'Müslümanlar iyi insanlar olabilir. Müslümanlar içerisinde ahlaklı, namuslu, dürüst insanlar olabilir. O insanlar kurtuluşa erecekler. Ama onların kurtuluşa ulaşması da sahip oldukları dinden olmayacak. Onların içindeki İsa Mesih aşkından dolayı olacak' deniyor. Yani beni Müslüman birey olarak ele alıyor. İyi eylemlerimin İsa'dan dolayı olduğunu kaydediyor. Bunların İslam ahlakından kaynaklandığını söylemiyor. Yani son ve hak din olan İslam'ı reddediyor. Dinlerarası diyalog, Dünya Kiliseler Birliği ve Katolik Kilisesi'nin yürüttüğü faaliyetler zinciridir ve kiliselerin diyalogudur. Bu faaliyetlerin amacı misyonerlik. Hıristiyanlığın daha iyi tanınıp bilinmesini sağlamaktır. Hıristiyanlık tanınıp bilinemiyorsa, en azından Hıristiyanlığa sempatiyle bakılması amaçlanmaktadır. Amaç budur. Bunun bizimle ilgisi yok"

.
Yayın Tarihi : 26 Mart 2006 Pazar 12:30:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İBRAHİTOKMAK IP: 85.108.38.xxx Tarih : 1.04.2006 23:26:02
AZINA SALIK HOCAM HELE ŞÜKÜR ÜLKEMDE BÖYLE İNSANLARIN OLMASI GERCEYİ GÖRMESİ COK COK GÜZEL KEŞKE BAZI DİN ADAMI SIFATINDAKİLER DE GÖRSE?

Dr.Hüseyin Emin SERT IP: 193.255.125.xxx Tarih : 31.03.2006 08:05:09
Bu bilgilendirmeyi yapan Sayın Doç.Dr.Mahmut Aydın'ı tebrik ediyorum. Aynı durum Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Prof.Dr.Mehmet Bayraktar tarafından da Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda 30 Mart 2006 tarihinde dile getirilmiştir. Diyalog eşit şartlarda müzakere ile olabilir. Sizin dininizi ve sizi muhatap bile kabul etmeyenler ile neyin diyaloğunu nasıl yababilirsiniz. Hatta teslis'e karşı tevhid'i ve diğer değerleri konuşma için Sayın Prof.Bayraktar'ın ifadesine göre yapılan davete önce iştirak edileceğine söz verilmesine rağmen daha sonra bu toplantıya katılamayacaklarını kilise temsilcileri bildirmişlerdir. Diyalog ve ılımlı İslam gibi ifadelerle asıldan uzaklaştırmaya yönelik oyunlara karşı uyanık olunmalıdır.