Son günlerde hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Daha önceleri de böyle şeyler yaşanıyordu da benim mi haberim yoktu?

Bu haşema-bikini kavgası diye gündem yaratılan konu nedir Allah aşkına? Daha doğrusu bunu dert edinmiş aşırı dinci arkadaşlara sormak lazım. Çünkü bu sorunun cevabını en iyi onlar verebilirler. Nedir ağrınıza giden anlamış değilim.

Sizin kendinize hak gördüğünüz şeylerden bizim de yararlanmak gibi bir hakkımız yok mu? Tabi ki var ve buna (kanunlara aykırı olmadığı sürece) sizler de dahil hiçbir Allahın kulu engel olamaz.

Hafta sonu Gökçeada’daydım ve daha önceleri de birçok yerde olduğu gibi yan tarafımda haşema giyip denize giren bir çiftle aynı kumsalı paylaştım. Benim gibi bikinililer(sizin tabirinizle) herhangi bir şekilde bir rahatsızlık duyup, giderek “sizin burada ne işiniz var? Burada haşemalıları istemiyoruz, defolun gidin başka yerde denize girin burası bize ait” gibi kelimeler kullanarak hatta ve hatta şiddet uygulayarak o insanları rahatsız etmedik. Herkes mutlu bir şekilde ve özgürce, denizine girdi, güneşlendi, kafasını dinledi. Çünkü olması gereken de buydu.

Ama kendilerini dinin bekçisi olarak gören bazı şahsiyetler bu kadar anlayışlı, bu kadar hoşgörülü ve bu kadar saygılı olamıyorlar maalesef. Bikinili diye isim taktıkları kadın, kız, çoluk, çocuk, anne, evlat ayrımı yapmadan sözle tacizin yanı sıra şiddet içeren hareketlerde de bulunabiliyorlar. Geçen gün İzmir, dün Şile ve yarın kim bilir nerede bu tür olayları yaşatmaya devam edeceksiniz.

Kimse kimsenin dini inancına karışamaz, müdahale edemez, zorla ve zorbalıkla hiçbir şeyi kabul ettiremez. Laik ve demokratik bir devletin insanları olarak herkes düşünce ve inanç özgürlüğüne sahiptir.

Bikini veya mayo plaj kıyafetidir. Aynı üniforma gibi. Denizde giydiğiniz de dikkat çekmez. He anlarım haşema da giyilebilir. Dini inançlara saygım her zaman sonsuz. Siz asıl bize saldıracağınıza denize donla girenlere hatta ve hatta bir taraflarının gözükmediğini sanarak büyük bir yanılgıya düşen, t-shirt ve etekle denize girenlere saldırın. O hatunlara söyleyin ”kardeşim bu ne hal sen napıyorsun? Islanmış kıyafetlerinin altından her şeyin apaçık ortada” diye.

Gerçi herkesi de suçlamamak lazım birkaç kendini bilmezin yüzünden. Mesela geçen yaz Yassıada’ya dalışa gittiğimde gözlerime inanamadığım bir manzarayla karşılaştım. Adaya yanaştığımız da en az 300-400 haşemalı erkeğin denize girdiğini gördüğümde şok yaşadım. Kadınlar çarşaflarıyla tepelerde piknik yapıyorlar, erkekler iskelede güneşleniyor, denize giriyor ve yemek yiyorlardı. Onlar da plaj kıyafeti olarak haşemayı benimsemişlerdi çünkü araların da mayo giyen bir tek erkek bile yoktu.

Neyse ilk başlarda gerçekten büyük bir rahatsızlık duydum. Çünkü teknede toplam 15-20 kişi kadarız ve bunun 7-8 tanesi kadın. Onca erkeğin, haşemalı erkeğin karşısında dalış yapmak beni biraz tedirgin etti açıkcası. Herhangi bir gerginlik yaşanabilir mi, bir sataşma olabilir mi diye çok sıkıldım. Ama inanın kavga unsuru sayılabilecek tek bir kelime bile çıkmadı ağızlarından hatta ve hatta iskeleye yanaşmamıza bile yardım ettiler. Ve geri kalan günlerin de daha rahat denize girebileceklerini de eklediler. Keza başlarına bir şey gelirse biz dalgıçlar onları kurtarırmışız:) O gün onlar yüzünden yaşadığımız tek sıkıntı, adayı terk ettiklerinde geride bıraktıkları, etrafa saçılmış çöplerini toplamak oldu.

Daha önceki yazılarımda din konusuna hiç değinmediğim halde bu tarz yorumlar aldım ve çok şaşırdım. Bakalım bu yazımdan sonra neler olacak. Ama şunu aklınızın bir köşesin de bulundurun. Ben dinsiz, imansız, inançsız bir insan değilim ve bu konu da bir tek kişiye bile laf söyletmem. Boş konuşmam hele hele boş şeyler asla yazmam. Marifet yazılanın altındakini görebilmektir. Asıl mesajı algılayabilmektir.

Sevgiyi, saygıyı,hoşgörüyü içeren barış dolu kardeşçe günler diliyorum hepinize…