1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

ÇÖK ve ÇÇÖK’ler ile Rojmussen

Artık geleneksel Türk misafirperverliğini kaybediyoruz. İnsanlar “Aman istemiyoruz gelmesinler” diyor. Bence çok haklılar. Ankara ve İstanbul adeta kabir azabı çekiyor.

Efendim neymiş ABD Başkanı Barak Obama Türkiye’ye gelmiş. “E geldiyse geldi, ne yapalım?” diye sorası geliyor insanın. Bu ÇÖK’ler (Çok Önemli Kişi) yüzünden çektiğimizi sadece bizim gibi çekenler biliyor.

Eski ABD başkanı George W. Bush geldi canımız çıktı. Adeta uçan kuştan hesap soruldu. İstanbul’un en eski sakini olan martılar bile Bush nedeniyle gökte uçan F-16’lar ve helikopterler yüzünden sindiler bir kenara…

Bu durum sadece Bush geldi diye değil, ne zaman ÇÖK gelse kendi memleketimizde hem esir oluyoruz, hem de işkence çekiyoruz.
Kendi polisimiz adeta bir Amerikan polisi kesiliyor ve kendi vatandaşına eziyet ediyor. İtip kakıyor, sorgusuz sualsiz arama yapıyor, gerekçe göstermeden insanları alıkoyuyor. Neymiş efendim ÇÖK gelmiş.

Reva mı bu insanlara?

Şimdi de ÇÇÖK (Çok Çok Önemli Kişi) geldi. Kim mi bu ÇÇÖK? Tabi ki ABD’nin çiçeği burnunda başkanı Barak Hüseyin Obama… Türkiye’ye Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ayak bastı. Ve eziyet başladı. Hoş o daha gelmeden bizim işgüzar yetkililer prova niteliğinde “Obama tatbikatı” yaptı ve insanlara eziyet çektirdi ama eziyet dün tavan yaptı. Yollar kesildi, insanlar araçların içinde bekletildi. Gideceği yere yürümek isteyenlere bile izin verilmedi.

Bir vatandaş kendisine uzatılan mikrofona “Kendi ülkemizde yolumuzda yürürken polis bizi Obama geçecek diye durdurup yolumuzdan çevirdi? Üstelik de bunları çok kaba yaptı” sözleriyle şikayetini dile getirdi.

E çok haklı… Haklı da dinleyen kim…

Obama dün akşam saatlerinde ise İstanbul’a geldi. Bütün yollar tıkandı. Sahil yolu, E-5 Karayolu, Mecidiyeköy, Barbaros Bulvarı… Obama için boşaltılmıştı. Diğer tüm yollarda ise trafik tamamen durmuş araçlar arpa boyu yol alamıyordu. İnsanlar tıklım tıklım dolu otobüslerde üst üsteydi.

Neymiş efendim Obama İstanbul’a gelmiş ve kaldığı otele gidecekmiş.
11 milyonu aşkın insanın yaşadığı İstanbul’a, İstanbullulara reva mı bu eziyet? Farkında mısınız sayın yetkililer siz Türkiye’nin başkenti Ankaralılara diğeri de en güzel kenti İstanbullulara potansiyel katil muamelesi yapıyorsunuz?
Elbette ki, ÇÖK’lerin başına ülkemizde olumsuz bir durum gelmesi hepimizi üzer.

Her yerde kötü niyetli insanlar vardır, bu da çok makul. Ancak Ankara ve İstanbulluların tümüne potansiyel katil muamelesi yapmak büyük acımasızlık.
Soruyorum; Başbakan Erdoğan ya da Cumhurbaşkanı Gül Washington’a gittiğinde hangi caddeler kapandı? Ya da “Bizim Başbakanımız ya da Cumhurbaşkanımız falan tarihlerde ülkenizin başkentini ziyaret edecek. Şu güzergahları, şu saatlerde kullanacak. Geçilecek ve geçmesi muhtemel bütün yolları kapayın” deme cesaretini gösterdiniz mi?

Başka bir şey daha soracağım; Obama Türkiye’ye gelmeden önce NATO zirvesi için Fransa’nın Strasbourg ve Almanya’nın Kehl kentlerindeydi. Acaba oralarda da yollar kapandı mı? Ben kapanmadı diyorum siz?

****

Kafama takılan diğer konuya gelince… Şu Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, NATO'nun yeni Genel Sekreteri olma hikayesi…
Fransa’nın Strasbourg ve Almanya’nın Kehl kentlerinde düzenlenen NATO Zirvesi’nde Türk tarafı gerekçelerini sıralayıp Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olmasını istemiyordu. Yoğun görüşmeler ve baskılar sonucu Türk tarafı vetosunu kaldırdı. Başbakan Erdoğan da 4 Nisan’da çıkıp Rasmussen’in kabul ettiği koşulları sıraladı. Neydi Rasmussen’in kabul ettiği koşullar?

NATO Genel Sekreter Yardımcısı Türk olacak. Silahsızlanmadan sorumlu üye Türk olacak. NATO'nun terörle mücadele koordinatörü Türk olacak. Afganistan'daki NATO temsilcisi Türk olacak. Bu maddeler Rasmussen, 1 Ağustos’ta iş başı yapacağı için henüz belli değil. Ancak Türkiye için çok önemli bir konu daha var ki, o da Danimarka’dan yayın yapan Roj TV yayınının durdurulması…

Rasmussen’in bu konuda da garanti verdiği açıklanmıştı. Üstelik de Barak Obama da kefil olmuştu. Ancak bugün ortaya çıktı ki Rasmussen böyle bir garanti vermemiş. Eee Roj TV’nin kapatılacağı haberi nereden çıktı? Ya Türk halkı kandırılıyor ya da Rasmussen ve avanesi Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül’ü kandırıyor.


Bunu nereden mi çıkarıyorum? Danimarka Başbakanı Rasmussen ülkesinde yayın yapan TV2 kanalına çıkıp “Türklere kendimi satmadım. Onlara boyun eğmedim. Roj TV’nin kapatılması gibi bir söz vermedim. Türklerle yüz yüze geldim ve onları ikna ettim” açıklamasını yaptı.

Bu sabah Danimarka gazeteleri Başbakan Tayyip Erdoğan’ı kastedilerek “Fogh’un ayakkabısındaki taş”, “Türkiye yerine böyle oturtuldu”, “Türkiye’ye diz çöktü” başlıklarıyla çıktı. PKK’nın yayın organı Roj TV’nin Kopenhag’daki müdürü İmdat Yılmaz da “Bizi kapatamazlar” diye oldukça yüksek perdeden bir açıklama yaptı.

DTP’li Ahmet Türk ise NATO Genel Sekreterliği için Türkiye’nin Roj TV üzerinden pazarlık yapmasının barış ve kardeşliğe hizmet etmediğini belirterek, “Roj TV halkın sesidir” dedi.

Haberi okurken yüzüm kıpkırmızıydı hem utançtan hem de sinirden…
NATO anlaşmasının en önemli maddesi “Üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasî bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir” maddesidir.

Bu madde Roj TV’nin kapatılmamasıyla NATO Genel Sekreteri Rasmussen tarafından ihlal edilecek ve buna artık ses çıkaramayacağız. Çünkü Gül ve Erdoğan (Artık izninizle Rasmussen yerine Rojmussen diyeceğim) Rojmussen’e onay verdi.

Gül ve Erdoğan, PKK’lı katillerin saldırması için Roj TV’den emirler verildiğini nasıl anlatamadılar ya da niye anlatmadılar?

Bir de Rojmussen’in karikatür krizi nedeniyle dilemediği özür var ki ona hiç girmeyeceğim. Çünkü çok sinirlerim bozuldu. Sanıyorum sizin de… Bozulan sinirleri daha fazla germenin anlamı yok… 

ayse_akyurek@yahoo.com
 

Yayın Tarihi : 6 Nisan 2009 Pazartesi 21:03:36
Güncelleme :9 Nisan 2009 Perşembe 14:23:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?