3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Hipodrom

Mekanlar vardır; orada, yaşamın gerek bireysel gerek toplumsal anlamını, farklı bir algılama boyutundan yakalarız.
 
 Böylesi yerlerde, tanımlayamadığımız ama hissederek irkildiğimiz görkemli bir “ruh”un dingin titreşimlerinin içimizde uyandırdığı yaşama sevinci, hoşgörü, yaratıcılık, sezgi, paylaşma ve dayanışma gibi insanı “İnsan” yapan duygu ve yönelimlerin patikasında hayatın içinden sonsuzluğa açılan sihirli bir kapı ya da sanal bir boyut arama hissine kapılırsınız.
 
Tarihi Yarımada’nın kalbinde, kentin 2700 yıllık tarihsel ve yönetimsel merkezinde bulunan efsanevi mekan (Hipodrom); görkemli geçmişi, zengin birikimleri, özgün anıtları ve derin anılarıyla yaşayan köklü kimliğini insanlara tüm yalınlığı içinde sergiler.
 
Dünya Mirası” olarak kabul edilen, benzersiz bir konuma sahip Tarihi Yarımada; geçmişinde sahip olduğu her şeyi; meraklısına kanıtlarıyla, anılarıyla, havasıyla, ironisiyle aktarmak isteyen “bilge bir ermiş” gibidir.
 
 Ermişler saygı ister, vefa ister, kadirbilirlik beklerler.
 
 Bir toplumu “Toplum” yapan, bütünleştiren; “hemşehrilik” ve “yurttaşlık” duygularının yoğun olarak yaşandığı ve gelecek kuşaklara aktarıldığı etkileyici mekanların görünmez ama hissedilen manevi titreşimleri değil midir?
 
Toplum; kendisine emanet olarak kalan böylesine mekanları benimsemesi ölçüsünde, geçmişiyle ve geleceğiyle uyum sağlayan sağlıklı bir organizma olarak, kökünü derinlere salabilir.
 
Toplumların yaşamında önemli “kırılma noktaları” vardır.
 
 29 Mayıs 1453 (İstanbul’un fethi), 23 Mayıs 1919 (Sultanahmet Bağımsızlık ve Özgürlük mitingi), 29 Ekim 1923 (Cumhuriyetin kuruluşu) tarihsel bağlamda, bizler için önemli olayların yaşandığı günlerdir.
 
 Böylesine dönüşüm günleri, büyük toplumsal buluşmaların ve coşkuların kitlesel olarak kutlanmasını gerektirir.
 
23 Mayıs, 29 Mayıs, 29 Ekim; kültürel, sanatsal, müzikal, sosyal ve estetik açılımları barındıran zincirleme “etkinlik halkaları” oluşturularak Hipodrom alanında yüzbinlerin katılımıyla  kutlanmalı ve Tarihi Yarımada’nın bağrından tüm ülkeye ve dünyaya; Türkiye’nin barışçı, dayanışmacı, çok kültürlü derin geçmişini yansıtan “aydınlık ve yaratıcı toplum” imajı gururla sunulmalıdır.
 
Modern Türkiye’nin candamarı İstanbul’un kadim atardamarı Tarihi Yarımada geçmişte olduğu gibi; her zaman ve her koşulda, kentin “ana etkinlikler merkezi” olarak günümüzde de toplumsal buluşma ve coşkuların yaşandığı ve yaşatıldığı bir işleve kavuşturulmalıdır.
 
Kişilerin; din, dil, ırk, milliyet ve cinsiyet ayrımına uğramaksızın, kendilerini gerçek (Dünya vatandaşı) olarak hissedebileceği en görkemli ve en anlamlı mekan, Tarihi Yarımada’nın mihenk taşı sayılan Hipodrom alanıdır.
 
Hipodrom’da dün, bugün; bugün yarındır...
 
    Zamanı durduran  böylesi mekanlar; toplumsal anıları sonsuzlaştıran ve kuşaktan kuşağa aktaran ayrıcalıklı hoş seda alanlarıdır...
                                                                                   
                                                                          
                                                 mcyilmaz@kenthaber.com
 
Yayın Tarihi : 1 Ağustos 2005 Pazartesi 17:34:50
Güncelleme :1 Ağustos 2005 Pazartesi 18:08:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Hulki can IP: 81.215.90.xxx Tarih : 6.08.2005 15:57:41
Tebrikler. Türkiye kültürel mirasını korumayı nihayet öğreniyor galiba... saygılarımla Hulki can