28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Yeniden Başlamak...



      Takvim yaşımıza koskoca bir yıl daha veda ederken, ömrümüzden üçyüzaltmışbeş günü de  iade ediyoruz “miş’li” geçmiş zamanlarımıza . 
      
       Ne dersiniz!;hali hazırda Aralık ayının hesaplaşma ve bilanço zamanı olduğu gerçeğinden yola çıkarak bizde hesaplaşsak mı şu yüreğimizin sağına soluna sıkıştırdıklarımızla!

      Diyorum ki; şöyle kalan direncimizi aklımızın ölçüsünde bir güzel tartsak , sil baştan olsa da geride kalan acıtılmışlıklara ve haksızlıklara inat, bir şeylere yeniden başlasak.

     Önce kendi elimizle şöyle sıkı bir hırpalasak bilincimizi; yok sayıp atladığımız hiçbir kusur kalmasa.
     Sonra, varlık nedenimizin adını koyup, mümkünse yeniden başlasak hayata. Tüm yokluklar için, umutlar ve toz pembe hayaller kursak yeniden… 

      Hatta zamanın akış hızını fark edip, mümkünse hayatın bizzat kendine değerek yaşasak.
      Mesela bir tırtılı gördüğümüzde ,kelebek olacağını bilsek.Cevizin sadece kabuktan ibaret olmadığını düşünebilsek. 

      Yeniden aşkın büyüsünü içimizde hissedebilsek, birileri için güzel bir şeyler çağrıştırabilsek,işe yarayabilsek ve hesapsızca birini sevebilsek..

       İlkeler olsa mesela ...
     “ İnsan olmak" hak ettiği anlama hasıl olsa, kavuşsa…

      En büyük yenilginin, karamsarlık olduğu bilgisi ile önce kendimize galip gelebilsek misal ve tabii sonra yaşamla savaşımızda ki tüm düşmanlara...

      En büyük erdemin "sevebilme becerisi ", hoşgörünün "mutluluk nedeni", her gün , her şeye rağmen yeniden başlayabilmenin "yürek işi" olduğu bilinci ile eşikten geçebilsek, yeniliklere minimum kaygılarla "merhaba" diyebilsek...

      Belki yine nedensiz savaşlarda canlar gidecek ve gidiyor da; yine doğa, kendisine yapılan kötülüklere, kendi bildiği yoldan savaşarak direnecek belki; yine, dünyanın bir yerlerinde aç, eğitimsiz, sakat ve kimsesiz çocuklar büyüyecek olsa da , inadına pes etmeden karşı koyabilsek mesela ..

      Sevgisiz, hoşgörüsüz, paylaşmayan, dostluklara ve sevdalara gölge düşürülen bir dünyada, sihirli değnek gelip hiçbir soruna kendiliğinden çözüm üretmeyecek olsa da , çok  zor bir şey değil, pırıl pırıl başlangıçların hatırına "yeni"lerin hakkını verebilirsek, bir yerlerden başlamış oluruz nasılsa. 

             ...................................................
                                                               .................................................:))
            


       Ben  şimdi size, hayatlarımıza yenilikler getirelim, yeni bir renk verelim derken, üstüne üstlük  yepyeni bir yıla girerken , eskici yanım  içimde bir yerlerde ,eskileri özler telaşına ve kaygısına  düşüverdi bir anda.:)

       Ve ben....
      
      Her ne kadar  yenileri savunur  konumunda  görünüyor olsam da;  bazı "eskileri " de çok sevdiğimi  ve özlediğimi anladım,şimdi yazacağım bu muhteşem ve "İşte ben!" dedirten dizeleri okuyunca… 




       Eski bir plaktan duyulan cızırtılı şarkıları,
       Eski aşkları, aşıkları, kelimeleri, eski insanları ,eski adamları….
       Eski evleri seviyorum …
       O ahşap evleri…. 
       İçinde yaşayan insanlar gibi o soğuk, beton apartman dairelerini değil… 
       Katlar arasına sıkıştırılmış insanları, sıkışmış hayatları, bilgisayar tuşlarına saklanmış sahte ilişkileri değil…

       Adam gibi adamları özlüyorum… 

      Sevdi mi tam seven ,özü sözü bir adamları…
      Bir bakışın, bir gülüşün, bir dokunuşun kıymetini bilen insanları…
      Arthur Miller’in bir oyununda şöyle bir söz geçer;
      “Bir genç kızla seviştiğin zaman ona bir çok söz vermiş olursun.” 

       Öyleydi eski adamlar…
                                   Bunu bilirlerdi….
                                                  İlle de kelimeler gerekmezdi… 

       Dokunduğun zaman bir insanın kuytularına muhtemelen duyacağın söz budur…. 
       Gözün göze değmesinin ne demek olduğunu, bir insanı sevmenin ne olduğunu,
       Sevmenin yürek istediğini, emek istediğini, güç istediğini…
       Sevdayı taşıyamayacak adamların boyundan büyük işlere girişmemeleri gerektiğini…
       Bunu bilirler  hep eskiler…
                                                  Bunu bilirler… 


       Ve benim gibi eskiciler nedense hep bunu severler… 
               
                          Bunu isterler….
                                                 Bunu yaşatırlar,yaşarlar….
                                                                                            Yaşamak isterler… 
 

     “İyi ki” lerle koyun koyuna geçireceğiniz, eskileri  daha az özleyeceğiniz ve aşkın kanununu yeniden yazabileceğiniz nice güzel günleriniz olsun…
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2006 Pazartesi 13:19:51
Güncelleme :25 Aralık 2006 Pazartesi 17:47:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erdal geyikçi-köçek IP: 85.98.129.xxx Tarih : 27.12.2006 13:42:52
merhaba NİLGÜN abla..2006 da köşenize rasladım 2007 dede okumaya devam edeceğim.bu seneki son köşe yazınızı okuyorum, ve bayramınızı kutluyorum.her yıl birşeyleri bırakıp ardımızda yeniden birşeylere başlama sözü veriyoruz.ama gelecek yıl ne olacagını bilmediğimiz için,yine yıl sonunu bekliyoruz.eger yeni birşeylere başlayacaksak istedikten sonra,hergün yeni bir gündür.bugün olduğu gibi NİLGÜN ABLA.kendimden yola çıkacak olursak,ben yıl sonu gelsede yeni birşeyler yapıyım hayeli kurmam.benim en büyük 3 hayalim vardı NİLGÜN ABLA.bir evim olsun,bir işim olsun,birde eşim olsun.bilmiyorum allahtan çok şeymi istedim.evimiz vardı babamdan kalma ailemle yaşadığım.işimde vardı yılmadan ne iş olursa çalıştığım.eşimi bulamadım,ne bileyim eşsiz birisi olacağımı NİLGÜN abla.KİMİ ZENĞİNİM DER MALA GÜVENİR.KİMİSİ PARAYA PULA GÜVENİR.AKIL ALMAZ HAYALLER KURULUR.KAMİL OLAN BİR ALLAHA GÜVENİR.İNSAN HİÇ DÜŞÜNMEZ NEDEN VAR OLDUM.BİR AVUÇ TOPRAKTIM NASIL VAROLDUM.GÖZ AÇTIM KENDİMİ DÜNYADA BULDUM.BİLMEZKİ BU DÜNYADA İMTİHAN OLDUM.DÜNYA BİR TREN.İNSAN İSE BİR YOLCU.BİLETLER KESİLMİŞ MAHŞERE DOĞRU.BİTTİ BAK BU DÜNYA EY İNSAN OĞLU.kendi yazdığım şiir NİLGÜN abla.bu sene hem yeni yılı hemde kurban bayramını aynı anda yaşayacağız.türkiyemizin yeni yılını ve kurban bayramını kutlarım.saygılarımla.erdal geyikçi-köçek.......!

Mustafa Yenidoğdu IP: 88.232.13.xxx Tarih : 26.12.2006 18:42:45
Sevgili Nilgün hanım, yazınızda herşeye yeniden demişsiniz yani yazının özünde yeniden var, taptaze ve henüz yeryüzünde olmayan kimseden habersiz yaşanan duygular vede yaşamlar hatta birbirini tanımayan habersizce yaşayan ama ileride birbirlerini ne kadar değerli kılacaklarından habersizce yaşamlar var, ve... insan bazen gerçekten özlüyor eskiyi ve eskileri ama aslında onlar eski değiller içlerimizde hep var olmak için en değerli yerlerde barınmışlardır, Yazılarınızı zaman zaman anca bakabiliyoum fakat gönlüm hep başarılarınızdan yana atıyor ve umarım yeni yılda en güzel ve en doruklar sizin için ve kalbi sizin gibi iyi olanlar için güzel bir yıl olur... Sizin başarılı, güzel yazılarınız için kutlar ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum... Yeni yılınız ve bayramınızı burdan kutlamak ve herşey gönlünüzce olmasını dilerim...

İsmail Uzun IP: 88.233.53.xxx Tarih : 25.12.2006 13:57:28
Sevgili Nilgün Hanım, madem yeniden başlıyoruz, yazınızda çok güzel ifade buyurduğunuz gibi; o halde ben de epeydir takip ettiğim köşenize yaptığım yorumları rumuzsuz olarak yazmaya karar verdim, yani artık herhangibiri değilim:)Tam da yeni bir hayat kurmaya çabaladığım bugünlerde, yeni yıla girmemize sayılı gün kalmışken, yazınızdaki tüm iyi dileklere ve güzel niyetlere canıgönülden katıldığımı bilmenizi isterim...Umarım tüm insanlık sevgileri yarınlara bırakmadan yaşamayı becerir bu yeni yılda ve yine umarım; sevgi ve iyilik kazanır nefret ve kötülüğün yerine...Umut, mutluluk ve sevgi dolu günleriniz olsun hep...Saygılarımla