Son yıllarda insanların ölüm nedenleri neredeyse sadece kalp krizi ve kanserden ibaret hale geldi. Kimilerine göre Çernobil faciasında saçılan radyoaktivitenin tohumlarını toplumca biçiyor ,kimilerine göre hormonlu ve suni yiyeceklerin kurbanı oluyoruz. Kaybımız organik gıdalardan çok organizmamız oldu galiba. 


                   Geçenlerde Dr. Serap KIRMIZI ‘ya ait bir yazı okumuş ve kanser hakkında bilmediğim detaylar öğrenmiştim. Kadın- erkek,büyük-küçük ayrımı gözetmeksizin her an, her birimizi tehdit eden çağın vebası hakkında okuduklarımın içinden dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşmak ve mucize bitki “buğday”ın kanser üzerine halk arasında çok da bilinmeyen bazı hünerlerinden bahsetmek istiyorum. 


                  " Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri buğday şırası geliyor. Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi .Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Hunzakutlular, acıbadem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de de acıbadem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor."
                 
                Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş, antik çağın şarap ve eğlence tanrısı Dionysos'un doğduğu yerde Bozdağ’ın eteklerinde cennet Gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek 
  tecrübe,bilgi ve donanımını kağıda  döken  Doktor İlhami Güneral  bu konuyla ilgili bir kitap yazmış.


                    "Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir. Buğday müthiş bir kanser ilacıdır. Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır. Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir. Taze olarak kullanılan buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.


                  Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir. Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan 'laetril' içermektedir. Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. Japon bilim adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur."


       “Buğday çimini evde küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir. Evde üretemeyenler için tavsiyemiz ise buğday şırası üretmeleridir” diyen Doktor İlhami Güneral yazdığı kitapta buğday şırasının evde nasıl yapılabileceği hakkında pratik bilgiler de vermiş:Buğday şırası yapabilmek için; bir bardak aşurelik buğday, iyice yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur. Üzerine  klorlu olmamak şartıyla 3 bardak su  ilave edilir. Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir. Bu ilk su kullanılmaz, dökülür. Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir. 24 saat bekletildikten sonra oluşan gazozumsu  sıvı , bir kaba aktarılarak  içilir.  Buğday şırasının lezzeti bazılarına acı ya da buruk  gelebilir. O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.

    



 Sağlıkla   yaşayacağınız  upuzun   günleriniz olsun.