27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kendine Sarılmak...



       Konu kadınsa...
       Kadın sayfalarca yazılansa…

       Bu sabah ,o yazılara konu olanı,o yazıları yazanların kaleminden paylaşmak, bizi anlatan satırları üçüncü bir göz edasıyla siz muhataplarıyla paylaşmak istedim.…

                                                    “Sevgi her zaman kolların açık duruşudur. 
          Sevgi için kollarınızı kapatırsanız ,kendinizden başka tutacak hiç bir şeyiniz kalmadığını görürsünüz “

demiş benim büyük düşünen, büyük laf eden ismi x, fikri y olan adamlarımdan biri.

       Kendine sarılmanın çeşit çeşit yolu ve nedeni var aslında…Hazır  baltanın keskin yerini “ kendine sarılmaya” vurmuşken…Tam da içimde bir şeyler dem dem gelip,zır zır giderken, bugün de köşemde misafir bir kalem ağırlamak istedi paşa keyfim.

       Okuyup da pek bir işime gelen, birazdan göz atacağınız satırları sizlere ulaştırmak, zevale bulaşmadan elçi olmak, velhasıl hemcinslerimin ruhlarını okşamak istedim.
İşte köşemin değişmeyen rengine; “kadın”a ait biriktirdiği kelimelerle rahmetli Aziz Nesin ve işte “Kendine sarılmak.”

      “Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında.
       Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya...
       En az erkekler kadar yani!
       Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur.
      Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.
      Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
      İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
      Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. 
     “Ağlamayacağım” der içinden.  Ama engel olamaz işte.
      Çünkü yüreğine ulaşmıştır o birileri ve iğneleri saplamaktadır.
      Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli...
      Ve kadın ağlar; hem de çok!
      Sanmayın ki gidene ağlar kadın!
     Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
     O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar.
     Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla büyük bir derstir çünkü. 
     Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, “ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler.” Bilmediklerindendir o garibanların böyle demeleri.
     Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki!
      Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Zaman geçer sonra.
      Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler.Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler “kendilerine sarılmayı”...
      Sık ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.
      Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları “aşk” gerçeği onların gözünde küçülür.
     Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan...
     İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar ve yalnız kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan.
    Çünkü inançlarını yitirdi beyler, “o kadınlar.”
    Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden her biri artık sadece “kendilerine sarılıyorlar”.
    Çünkü biliyorlar ki, sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! 
    E.. o zaman niye sarılsınlar ki!
    Niye sarılalım ki!
    Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
                Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
                                  Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
                                                 Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.

     O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü…”


     Yukarıda bahsi geçen tüm “İşte budur!!” larınıza rağmen, yine de kendinize değil,birbirinize sarılacak günleriniz … 
     Sevdalarınızı ve kavganızı anlayıp sizi hak edenleriniz olsun…

Yayın Tarihi : 31 Ekim 2006 Salı 09:44:48
Güncelleme :31 Ekim 2006 Salı 14:49:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Aysenur Ulubas IP: 81.214.129.xxx Tarih : 31.10.2006 14:33:58
Sevgili Mavişim perim; Defalarca okudum yazdıklarını ve o kadar çok dedim ki "işte budur"u. Nedense yargılar oldum şuandan itibaren kendimi. Sevdamı anlayıp, beni hak eden birine sarılırken, ona sarılmayı öğrenmişken birden kollarımın beni saracağı düşüncesi acıttı canımı... Sanırım kendimize sarılmak en güzeli.....

Burak ULAŞ IP: 88.232.144.xxx Tarih : 31.10.2006 21:58:58
Sayın Nilgün hanım; aslında bizlere sevgili olan, eş olan ve herşeyden önemlisi de ana olan kadınlarımıza karşı ne kadar acımasız ve saygısız davranışlar içinde olduğumuzu hem siz hem de Aziz NESİN çok güzel anlatmışsınız. Uzun bir süredir yazılarınızı takip ediyorum. Fakat gördüğüm kadarı ile hep kadınlar hep kadınlar. Aslında haklısınız, en çok zarar gören en çok horlanan ve ezilen kadınlar. Bir de gerçekten Sevgilisine, eşine ve annesine herşeyden çok değer veren erkekler de var. Şimdi siz bu söylediklerim için de "onlar istisna" diyorsunuzdur. Evet istisna ama su da bir gerçek ki o üzen o değer vermeyen erkekleri de bir anne hem doğuruyor hem de yatiştiriyor. Kadınlar ile ilgili bir sorun yaşandığında yada bir dayanışma içine girildiğinde ise erkeklere karşı bir savaş açılıyor. İnanın ki en samimi duygularımla söylüyorum ben de kadın düşmanı bir insan değilim. Tam tersine öncelikle kadınların hassas varlıklar ve hayatta herşeyden çok değer vermemiz gereken varlıklar olduğuna inanıyorum. Şunu söylemek istiyorum; neden kadınlar yaşadıklarından etraflarındaki kadınların yaşadıklarından dersler çıkarıp yetiştirdikleri evlatlarını gerçekten kadına değer veren evlatlar olarak yetiştirmiyorlar? Bir de gelin ve kaynana durumları var tabi. Neden iki kadın geçinemiyor? Çok ilginç bir konu aslında, kadınların sorunları. Fakat bir gerçek var ki bu kısır döngü içerisinde düşünecek olursanız aslında kadınların kadınlara yaptıklarıdır. Eğer müsade ederseniz, buradan da tüm erkek okuyuculara seslenmek istiyorum; gerçekten kadınlarımıza sahip çıkalım ve onlara hakkettikleri gibi yani birer prenses gibi davranalım. Ayrıca imkanınız olursa "JHON Q" adlı filmi gelecekte eş olarak gördüğünüz sevgilinizle, eşinizle yada annenizle mutlaka izleyin bir kadına nasıl değer verilmeli hatta onun isteklerinin gerçekleşmesi söz konusu olduğunda bir erkeğin neler yapabileceği çok güzel anlatılıyor. Elinize yüreğinize sağlık. Saygılarımla,

Güzin Sayın IP: 88.242.128.xxx Tarih : 3.11.2006 20:53:37
Nasıl da güzel yazmışsın.İşte aynen böyledir bu kadınlar.

Ayşe Dikicoğlu IP: 88.241.202.xxx Tarih : 31.10.2006 17:18:02
Canım Maviperim;ne güzel demişsin. "Sevdalarınızı ve kavganızı anlayıp sizi hak edenleriniz olsun…"Yüreğine sağlık...

erdal geyikçi-köçek IP: 85.98.232.xxx Tarih : 31.10.2006 13:00:59
İnsan oğlu doğduğunda bebekken ağlamayla tanışır.sürünerek,imekleyerek,day day durarak,yavaş yavaş yürüyerek,ayakları üstünde durmaya başlar ve hayatla tanışır.Ağlamakta,gülmekte insanın kendi elindedir.AĞLAMASINI BİLMEYEN,GÜLEMEZ.ÖZÜ GÜLMEYENİN YÜZÜDE GÜLMEZ.erkekller ağlamaz derler.ben erkeklerin ağladığı zaman gerçekten ağladığına inanıyorum,kimsede görmez.bayanların gerçekten ağladığını gördügüm zaman olgunlaştıklarına bende inanacağım.Çok kadının ve kızın ağladığını gördüm.Nilgün abla.kimisi aşktan,ağlıyor.kimiside yaşadıklarından ağlıyor.Genelliklede erkeler tarafından ağlatıldıklarını söylüyor,bayanlar.kısa bir şiirimle kadını anlatayım.BE KADIN:SEN KENDİNİ NE SANDIN.BE KADIN. DÜNYADA BİRTEK SENMİMİ KALDIN.BE KADIN.ETRAFIMDA ÇOK VAR KADIN.BE KADIN.HER ERKEĞİ AYNIMI SANDIN.BE KADIN.SENİ SOKAKLARA BENMİ ATTIM.BE KADIN.DÜŞMÜŞTÜN SENİ KALDIRDIM.BE KADIN.AMA SEN BENİ YANLIŞ ANLADIN.BE KADIN.KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ AĞLAMA SAKIN.BE KADIN.........!Doğduğumuzda,bebekken ağlamaya başlarız demiştim,Nilgün abla,AMA BEBEKLER DOĞDUĞUNDA DAHA MELEKTİR.SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ-KÖÇEK.........!