19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (107)

NAZİLERİN KİTİLESEL CANAVARLIĞI BAŞLIYOR:

Herschel Grynszpan

Artık sıra tamamen vahşiyane tedbirlere gelmişti. 1938 Ekiminde, daha önce ağır baskı gördükleri için Polonya’dan gelip sığınan 10-12 bin arasında Yahudi, aniden toparlanıp kamyonlara ve trenlere bindirilip Polonya sınırına getirildiler ve bomboş araziye boşaltılıverdiler. Zavallılar, tehalükle soğuktan korunacakları ahır ya da hangar aramaya koyuldu. Polonya hükümetinden giriş alma umudu içinde beklerken çoğu açlıktan ve hastalıktan telef oldu. Bu gruptan 30 yıllarını Hannover’de geçirmiş yaşlı Grynzspan çifti, harap olduğu için hurdalığa terk edilmiş bir yük vagonuna sığınmışlardı. Paris’te öğrencilik yapmakta olan 17 yaşındaki oğulları Herschel Grynzspan’a içinde bulundukları trajik durumu anlatan bir mektup gönderdiklerinde çocuk çılgına döndü. Yardım için ana ve babasına ulaşma olanağı yoktu. Sadece, Dünyanın dikkatini bu Nazi zulmüne çekebilmek için Paris deki Alman Büyükelçisi Kont Johannesn von Welczeck’i öldürmenin dışında aklına bir şey gelmedi. Ucuz bir tabanca edindi; tüm riskleri göze alarak Alman Elçiliğine girmenin bir yolunu buldu. Fakat, kendisine Elçiliğin 3. Kâtibi Ernst vom Rath muhatap oldu. Büyükelçiyi görmesi engellenmiş olacak ki Rath’ı vurdu ve Fransız polisine teslim oldu. Vom Rath 9.Kasımda öldüğünde, Alman Yahudi cemaatinin kitlesel imhasına mazeret bulmada Nazilerin eline altın bir fırsat geçmişti. İyi eğitimine karşın, İsa’nın Yahudi olamayacağını iddia eden ve doğuştan yumru ayaklılık gibi fizik bir kusuru olduğundan yaşama karşı bilinçaltı bir öfke içinde olduğundan söz edilen Propaganda Bakanı Goebbels, masum genç “vom Rath cinayeti”nin uluslararası Yahudi suikast tezgâhının bir parçası olduğunu, bunun bedelinin Yahudilere ödetileceğini ilân etti. SS Örgütünün Himmler’den sonra ikinci adamı ve SD işaretli Gizli Servis’i ve Gestapo denilen Gizli Polis yapılanmasını yöneten ”Cellat” lâkaplı sadist Reinhard Heydrich’den spontane görünüşlü gösteriler düzenlenmesi tertibatını almasını istedi. Ülkenin dört bir yanındaki telekslerle mesaj geçilerek, hemen o gün ve ertesi 10.Kasım boyunca ülke kapsamında bir pogrom’a girişildi.

Hemen hemen tüm Yahudilerin evleri yerle bir edildi. Yahudiler, kadın, erkek, çocuk demeden vahşîce dövüldü. Onbinlerce (The Rise and the Fall of The Third Reich” kitabı yazarı William L.Shirer’e göre 20.000, Sachar’a göre 50.000 dolayında) Yahudi tutuklanarak, İçişleri Bakanlığı yapmakda olan (zaman zaman uyuşturucu bağımlılığı tepen) Hava Mareşali Hermann Goering tarafından hazırlanmış ”toplama kamplarına” sevk edildi. “Kara Perşembe” olarak anılan o gün içersinde yüzlerce (Shirer’e göre 200, Sachar’a göre 500 dolayında) sinagog bombalarla ve sıvı yakıtla yıkıldı ve yakıldı. 36 Yahudi öldü; 36’sı iflah olmaz derecede ağır yaralandı. Nurnberg’de Nazilerce temel metni hazırlanan “Irk Yasasına göre” âri ve asil ırktan olanların Yahudilerle cinsel ilişkiye girmeleri yasaklanıyor; bu suçu işleyenler partiden çıkarılıyordu; buna rağmen tecavüzler de pek eksik olmadı. 7500 dükkân yağmalandı. Verilen hasar muazzamdı. Sadece kırılan vitrin camlarının değeri 5.milyon Mark’a (1.250.000 dolar) ulaşmıştı (Bu nedenle, pogrom gecesine “Kristallnacht-Kristalgece (Kırık Camlar Gecesi) ve pogromun yarattığı hasar’ın telâfisi görüşmelerinin cereyan ettiği haftaya “Kristallwoche-Kırılan Camlar Haftası” denmiştir.

“Kırılan Camlar Gecesi”nden sonraki sabah yağmaya uğramış Yahudi Dükkânları

Goering, yapılan tahribata çok kızmış: “Keşke yüzlerce Yahudi ölse idi de bu döviz yokluğunda 25.milyon mark değerindeki ulusal servete kıymasa idiniz” demiştir. Önemli bir bölümü sigortalı olan malların ödemelerinin muhatabı bunların sahibi olan Yahudilerdi. Fakat Goering, ödemenin Devlete yapılması gerektiğini söylediği sigorta şirketlerinin ortak temsilcisi Herr Hilgard’dan bunun hukuken mümkün olmadığı yanıtını alınca, 1 milyar ReichMark olarak takdir ettiği hasarda Yahudi cemaatinin sorumluluğunu ileri sürerek mal sahipleri adına yapılan banka havaleleri üzerine Devletin müsaderesi çaresine başvurdu. 1.Ocak.1939’da, Yılbaşı armağanı olarak Yahudilerin iş hayatını tamamen tasfiye ederek Alman sanayi ve ticaretini Arîleştirmenin gerekli olduğunu düşündüğü önlemi almış oldu.

Dünya kamuoyunun tepkileri Nazilerin hiç umurunda değildi. Artık, SS birliklerinin içinde Yahudi temizliği ile uzmanlaşmış “Swcharze Korps-Kara Birlikler” denilen organın oluşumuna gerek duyulmuştu. Goebbels’in propaganda makinesi, Yahudi temizliğinin mantıkî dayanaklarını da üretmek üzere hizmete geçmişti. İyice sefalete yuvarlanmış umutsuz Yahudilerin işledikleri hırsızlık gibi suçlar abartılarak kamuoyuna sunuluyordu. Irkçılık Üniversitelerde okutulan bir bilim dalı olmuş; uzmanları türemişti. Zarif ve yakışıklı bir Baltık Almanı hatip olan Alfred Rosenberg konuşma turları yapıyor; “Der Mythos des 20. Jahrhunderts-20.Yüzyılın Mitosu” denilen çok hacimli eseri Alman üstün kültürünün (Deutsche Kultur) bilincine varıldığı 20 yüzyılı kutsuyordu.

Bu büyük kültür’ün, pratikte coğrafî yayılmayı gerektiren büyük bir yaşama alanı (lebensraum); bunun için de yeni bir savaş için gerekli silahlara sahip olunması gerekli idi. Hitler, Alman ekonomisini olanca gücü ile silahlanma sanayine sevk ediyordu. Yayılma politikasına, aynı kültür ve ulusdan kabûl ettiği kendi anayurdu olan Avusturya’dan başlamıştı. Avusturya Nazilerinin lideri olan Seyss Inquart’ı, kurulacak Birleşik Devlette İçişleri Bakanlığı vaadi rüşveti ortak harekete ikna etti. 1938’de davet ettiği Avusturya Şansölyesi Schuschnigg’İ tehditle “Anschluss” denilen birleşmeye ikna etmeye çalışmıştı. Ülkesine dönen Schuschnigg, birleşme için plebisit kararı aldı. Fakat, Hitler 12.Martta ordularının başında Avusturya’ya girerek “Anschkuss”u ilân etti. İngiltere ve Fransa’nın itirazı üzerine 10.Nisanda, Nazilerin güdümü altında yapılan plebisitte %.99.7 oyla birleşme kabûl edildi. Daha sonra Alman nüfusunun %50’den fazla olduğu iddia edilen Bohemya ve Moravya’nın Çekoslavakya’dan alınıp Almanya’ya ilhak edilmesi, İtalya, Fransa ve İngiltere Başbakanlarının da bulunduğu Münih Konferansında kabûl edildi.

Goebbels propoganda konuşmalarında

Hitlerin toprak kazanma emelleri çok engindi ve bunun için çok fazla silaha gereksinimi vardı. 1938 sonlarında Naziler daha fazla finansman desteği için ince bir taktiğe başvurdular. Almanya ve Avusturya’da bulunan 400.000 Yahudi’den pogromlar sırasında toplanan 150.000’ini rehine gibi tuttular. Bunların serbest bırakılması için, nakil masrafları karşılığı adı altında 1.5 milyar RM. paranın temini konusunda İngiliz ve Milletler Cemiyeti temsilcileri ile müzakere etmekle, Maliye Bakanı iken Hükümetin harcama politikaları ile uzlaşamadığı için kabineden ayrılan ve uluslar arası itibarı olan bir ekonomist ve banker Dr. Hjalmar Horace Greely Schacht’ı memur ettiler. Aslında Uluslar arası Yahudi Cemaatinden fidye isteme anlamına gelen bu öneri, Milletler Cemiyetindeki Yahudi görevli ve temsilcileri çok öfkelendirmişti. Fakat çaresiz, bu şantaj’a karşı ödeme taksitleri üzerinde anlaşma yapmakdan başka seçenek kalmamıştı. Fakat, 15.Mart.1939’da Hitlerin, Çekoslavakya’nın tümünü işgâl edip, Alman protektorası ilân etmesi, 1.Eylûlde de Polonya’ya dalması ile Dünya Savaşı kaçınılmaz olmuş; Almanya’daki ve işgal edilmiş ve edilecek yeni topraklardaki Yahudilerin kaderi de Tanrının ve Hitlerin takdirine kalmıştı.

Zamanında uygar ve liberal bir ülke olduğu için “Dünya Siyonistler Örgütü”nün merkezini Almanya’ya almış olan Theodore Herzl’in Yahudilere mutlaka özgür bir ülke gerektiği görüşünün isabeti, Almanya onlar için her yerden fazla bir cehennem halini alınca iyice ortaya çıktı.
 

Yayın Tarihi : 19 Kasım 2009 Perşembe 12:05:39
Güncelleme :19 Kasım 2009 Perşembe 12:15:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?