19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (113)

ÖLÜM KAMPLARI (3)

MODEL KAMP DACHAU:

Dachau’da krematoryum faaliyette

Himmler SS’lerin görev alanında olmak üzere daha 1933 yılında Münich yakınlarında bir model yetiştirme ve infaz kampı kurdurmuş; başına güvendiği adamı Theodor Eicke’yi getirmişti. Ertesi yıl tüm kamplar SS’lerin yönetimine ve genel merkez Brandenburg’un bir kasabası olan Oranienburg’da kurulan kampa geçti. Eicke de tüm kampların şefi ve oralardaki ölüm birimlerinin genel komutanı oldu. Kampların ilk konukları komünistler, sendikacılar ve Nazi karşıtları olmuştur. Gestapo’nun (Gizli Devlet Polisi) tutukladığı politik suçlulara daha sonra tüm şüpheli ve tehlikeli görünenler de eklendi; bunlar da kamplara alındı.

Dachau örneği üzerine 1936’da Oranienburg yakınlarında Sachsenhausen, 1937’de Weimar yakınında Buchenwald, 1938’de Bavyera’da Flosenburg ve Yukarı Avusturyada Mauthausen, 1939’da Mecklenburg kampları inşa edilmiştir. Başda, çeşitli taciz ve eziyetlerle gözleri yıldırılmaya çalışılan Yahudileri kamplara alma uygulaması yok iken 1938’deki “Kırık Camlar Gecesi”nden itibaren onların da kamplara sevki geleneği doğdu. İlk ağza 35.000 erkek Yahudi, kendilerine göç kâğıdı vermek için işlem yapmak üzere kamplara alındı. Savaş başlayınca Yahudilere karşı muamele tarzı değişmiştir. Dachau’da 168, Buchenwald’da 133 sınaî çalışma kampı kuruldu. Buralarda geçirilen hayat ölüm kamplarından farklı olmamıştır.

Dachau en uzun ömürlü kamptır. SS’ler 1937 başında burayı korkunç şartlar altnda çalıştırdıkları esirlerin emeği ile muazzam bir site haline ve her türlü uzmanlık okulları ile gerçekden çok düzenli çalışan model bir “koruyucu gözetim” kampı haline getirmişlerdi. Ağustos.1044’de kamp içinde ayrı bir kadınlar kampı açılmıştır.

Dachau’da 30 ülkeden 200.000 esir kalmıştır. Bunların üçde ikisi politik tutuklu ve savaş esiri, üçde biri Yahudidir. Ana kampda 25.613, ona bağlı kamplarda ise 10.000’e yakın tutuklı hastalık, kötü beslenme ve intihardan ölmüştür. Bunlar krematoryumda yakılmıştır. 1945 başında tifüs salgını üzerine kamp boşaltıldı. Burası Britanya ve ABD silahlı kuvvetlerinin kurtardığı ikinci büyük kamptır. Burada Hrıstiyan din adamları bile tutuklu kalmışlardır. Katolil Kilisesinin kayıtlarına göre en az 3.000 vaiz, diyakos, papaz ve piskapos, ayrıca Leon Blum, Martin Niemöller, Dan Hartzman, Franz Halder gibi 25.Nisan 1945’de Tyrol’e nakledilen 140 güzide tutuklunun arasın bulunan ünlü politik kişiler de buranın konuğu olmuş…

PLASZOW KAMPI:

Oskar Schindler

Nazilerin, Polonyada, Krakow kentinin güney varoşlarında, iki eski Yahudi mezarlığı alanı üzerine esir zorunlu çalışma kampı olarak, 1942 yazında inşa ettikleri bu kamp kentin adı ile birlikde anılır. Viyanadan gelen ve yaman sadistlerden olan SS komutanı Amon Göth yönetimine verilen kampın, Ekim 1942’den itibaren Krakow gettosundan toplanmaya başlanan Yahudi kalabalığı karşısında genişletilmesi ve toplama kampı olarak kullanılması gereksinimi doğmuştu. Buradaki çalışmaya dayanıklı olan esirler kullanılır; gücünün yetersiz olduğunu söyleyenler derhal öldürülürdü. Amon Göth’ün maiyetinde SS-Totenkopfverbande (toplama kamplarının inşa ve idaresinden sorumlu örgüt) mensubu 600 Almanla birlikde pek çok Ukraynalı SS personel ve Gertrud Heisse, Luise Danz, Alice Orlowski ve Anna Gerwing adlarında kadın SS’lerden oluşan yönetim kadrosu vardı. Diğer kamplar gibi Plaszow’da da esirler açlıkdan, hastalıkdan, kurşuna dizilerek toplu infazlardan telef oluyorlardı. Kitlesel infazların belgeleri yüksek rütbeli kadın subay Alice Orlowski tarafından tutuluyordu. Savaş sonunda bu belgeleri imha etmiştir. Bu kadın genç kadın esirleri diğerlerinin gözleri önünde kırbaçlayarak cezalandırırdı.

Plaszow Kampı, Krakow Gettosundan 1.000 kadar Yahudiyi kaçırıp kendi işlerinde çalıştırarak canlarını kurtardığı için sinema filmine de konu olan Südet Almanı sanayici Oskar Schindler’le birlikde ün yapmıştır. Getto’dan çocuk kaçırmakla, Yahudilerin mallarını gasbetmekle takibe alınan Schindler ikna edici kişliği ve Yahudilere çıkardığı sahte Polonyalı kimlik kartları ile peşine düşen SS’leri atlatmayı bilmişti. Krakow’da Yahudi sanayici Nathan Wurzel’den devraldığı emaye fabrikasında çalıştırdığı Yahudilerin varlıklarını gasbetmek isnadı ile çok sıkıştırılmış; zora düşmüş; karaborsacılık ve zimmete para geçirmekden iki kez tutuklanmıştı. Nazi Partisine üye olması ve Alman Ordusu Haber Alma Servisi hesabına çalışması sayesinde yakayı sıyırabildi. Oysa toplama kampları yönetim kadrosu personelininYahudi malları üzerine yatmaları yasal kabûl ediliyordu. Fabrikada istihdam ettiği Yahudiler “Schindlerjuden-Schindler’in Yahudileri” diye tanınır olmuşlardır.

Ocak.1945’de, Sovyet ilerleyişi karşısında, kampı derhal dağıtıp, ölüleri toplu mezarlara gömerek Auschwitz’e doğru, kadın muhafızların da katıldıkları azap dolu yürüyüşe geçen kamp yöneticileri hayatta kalabilen esirleri de kafileye katmışlardı. Zaten başlı başına bir işkence olan yürüyüş sırasında zorla hizmet ettirilip birçok yoldaşları ölen esirler Auschwitz’e gelir gelmez infaz edildiler. Kızıl Ordu Krakow’a geldiğinde kamp alanını bomboş buldu.

MAIDANEK KAMPI:

Maidanek Kampının ölüm makinesi olarak işletildiği sıralarda Yahudi mezarlarından çıkarılan ölülerin kemikleri ile döşenmiş “kara patika” denilen ve şimdi “Saygı Yolu adını alan yol ile çıkılan tepedeki Anıt

Bu kamp, Polonyada, bir zamanlar Rus Çarı I. Nikolay’ın Yahudilerin, Varşova gibi devamlı yaşamak zorunda oldukları alan haline getirdiği ve Komünist Devrimine kadar Yahudilerin oradan çıkmalarının yasaklandığı Lublin kenti alanında merkezden 3.7 km. açıkda olup troleybüsle, kolaylıkla ulaşılabilmektedir. 1939’da Polonya Sovyetlerle Almanlar arasındaki saldırmazlık paktı ile bölüşülünce Rusların hissesine düşen Lublin Haziran 1941’da Nazilelerin saldırmazlıkdan vazgeçmesi üzerine Almanların denetimine geçmiş ve bol Yadisi nedeni ile burada bir kamp işletilmesi muvafık bulunmuştu.

İlk komutanı Karl Otto Koch olan Maidanek Kampı, başlangıçda zorunlu çalışmaya özgüleşmişken Belzec’e benzer tarzda ölüm kampına dönüştürüldü. Belzec’den farklı olarak bazı sınaî çalışmalar için kullanıldı. Kiev Savaşında Sovyet Ordusundan alınan esirler yüzünden kampın kapasitesi 50.000 tutukluyu alacak şekilde genişledi ve Yahudi olmayan esirlere açıldı. Kapasite kademe kademe arttırılarak Mart 1942’de 250.000’e kadar çıkarılmıştır. Yahudiler dışında azınlık, Beyaz Ruslar, Ukraynalılar, Ruslar, muhalif Alman, Avusturyalı, Sloven, İtalyan, Hollandalı, Fransız gibi etnik unsurlardan esirler de kamp sakinleri arasına katılmıştır.

Ölüm gazları, Belzecdeki demelere uygun olarak sürekli değiştirilmiştir. Başda 1.5 milyon esirin gazlanarak öldürüldüğü bildirilmişse de bunun abartılı bir rakam olduğu anlaşılmıştır. Bu kamp hakkında il tesbit, Sovyet ordusunun 23.Temmuz. 1944’de bu alanı ele geçirdiklerinde Pravda gazetesinin bir özel sayısındada Konstantin Simonov adında bir yazar tarafından fotografları ile birlikde yayınlanmıştır. İçine kolaylıkla girilemezse de, Dachau’da olduğu gibi etrafında görüşü kapayan engeller ve güvenlik alanı olmadığından gözler önünde faaliyet gören bir işletme halinde idi. Ayrıca, eski kentin doğusundaki bir tepedeki kale de Gestapo tarafından, daha çok Polonyalı siyasal suçluların, hattâ bir kaç Amerikalı da dahil Müttefik ordulardan bazı esirlerin hapsedildikleri cezaevi olarak kullanılmış; kurtarıcı Sovyet ordusunun Lubline yaklaştığı sıralarda Kaledeki bu esirler Maidanek’e alınıp infaz edilmişlerdi. Bu kale şimdi, savaş anılarını sergileyen bir müze olarak kullanılmaktadır.

Başlangıçda tek başına faaliyet gösteren Maidanek, zaman içinde Budzyn, Trawniki, Poniatowa, Krasnik, Pulawy ve Lipowa adlarındaki ikincil kampların da merkezi olmuştur. Reinhardt Operasyonu kapsamında öldürülen 2 milyon Yahudinin 59.000’i, tümüyle 78.000 Yahudiye mezar olan bu kampdandır. Bu kampda öldürülen tüm Yahudi sayısı 78.000’dir. 3.Kasım.1943’de, Lublin Bölgesindeki kamplarda geride kalmış tüm Yahaudilerin imhası emrini simgeleyen “Harman Festivali Operasyonu” denilen kıtâlde bir günde, çoğu Zyklon B ile gazlanarak 18.400 Yahudi öldürüldü. Daha sonra ele geçenlerden 600’ü 1944 yılını 21.Ocağında; 180’i 23 Ocakda; 200’ü 24 Ocak’da kurşuna dizildi.

Maidanek krematoryumunu içindeki fırınlar.

Ekim.1942’den itibaren, Ravensbrück Toplama Kampında eğitim gören, Elsa Erich, Hermine Braunsteiner, Hildegard Lachert, Rosy Süss gibi kadın gözetmenler de kadroya alınmıştır.

Kızıl Ordunun Lublin’e yaklaştığı 1944 Temmuzunda, Almanlar telaş içinde her şeyi yok etmeye vakit bulamadılar. 22.Temmuz’da Sovyet birlikleri kampa vardığında krematoryum yerinde duruyordu; kampda nelerin cereyan ettiği aşağı yukarı anlaşılıyordu. Adını “Maidan Tatarski-Küçük Meydan”dan alan Maidanek, büyük kamplar içinde Müttefik güçlerin ilk ele geçirdikleridir. Almanların zorla Auschwitz yönüne sürükledikleri 1000 esirden yarısı yolda hayatlarını yitirdiler.

CHELMNO KAMPI:

Polonyanın merkezî bölgesindeki Lodz kentinin 80 km. kadar açığında Kulmhof olarak da tanınan Celmno kasabasında 1941 Aralığında kurulan bu kamp’ın ilk komutanı, Posen’de ruh hastalarına tatbik edilen ötanazi programı görevinden gelen Herbert Lange’dı. Kamp Mart.1943’de ara verdiği faaliyetlerine 1944 Temmuz’unda yeniden başlamış; Kızıl Ordunun son darbesi üzerine Ocak.1945’de nihaî olarak son vermiştir. Lange ve ekibi özellikle ilk tip karbon monoksit gaz vanaları kullanımında uzmandı. Kapalı kamyonlara tıkdıkları hastaları şoför mahâlline koydukları silindirlerden borularla sevkettikleri gazla boğuyorlardı.

 

Lange’ın 15-20 kişilik idare kadrosu ve 80-100 kadar da “Schutzpolizei” denilen düzeni koruma polisi vardı. İdare barakalarının inşa alanı ve kampa sevkedilen tutukluların kabûl yeri harabe haline gelmiş eski bir kalenin çevre arazisi kullanılıyordu. Ellişerlik grup halinde bu alana getirilen yeni esirler çıpçıplak soyundurulur, tüm değerli eşyaları ellerinden alınır; kendilerine çalışma kampına transfer edilecekleri için önce duş almaları gerektiği söylenerek kalenin yıkık duvarlarından birinin arkasında bekleyen ölüm kamyonuna zorla bindirilir, gazlanırdı. Ölüler, “Sonerkommando” denilen hizmetliler nezaretinde, 4 km. ilerdeki Rzuchow Ormanındaki kitlesel mezarların açıldığı “Waldlager Kampı”na götülürlerek kremasyon ve gömme işi tamamlandı.

1941’in 7 Aralığında Yahudi gruplarının sevki ile başlayan bu şekilde gazlama işleminin ilk evresinde 145.000 kişinin canına kıyıldı. Lodz teneke mahâllesinden de 5.000 kadar Çingene getirilmiştir. 1942 Ocak 16-29’u arası Lodz’dan Chelmno’ya 10.000 Yahudi getirlip katledildi. Keza, Lodz bölgesinde emeklerinden yararlanılamayan hasta ve yaşlı âciz Yahudi gruplarından Chelmno’ya getirilip gazlananların sayısı, 22.Mart-2.Nisan arası 34.000, 4-15.Mayıs arası 11.700, 5-12.Eylûl arası 16.000 oldu. Ayrıca, bedava işçi olarak sömürülen 15.000 Yahudi de Chelmno’ya getirilip gazlanma akıbetinden kurtulamamıştır. Bunların birçoğu da Çekoslavakya, Avusturya ve Almanyadan getirilmişti.

Katledlen Lidice’li Çocukların Anıtı.

Chelmno Kampının, daha önce, Reinhardt Heydrich’in Prague ziyaretinden Berline Hitlerle buluşmaya dönerken 27 Mayıs.1942’de karşılaştığı suikastla da ilgili acı anısı vardır. Bu suikast üzerine gazaba gelen Hitler her nasılsa, İngilterede eğitilip Çekoslavakyaya paraşütle indirilen suikastçıların, aslı olmadığı hâlde, Prague’ın kuzey batısında banliyö kasabası olan Lidice (Almanca “Liditz”) ile bağlantılı oldukları istihbaratını alınca bu kasaba üzerine bir seri operasyon yapılmasını emretti. Plastik patlayıcılarla yıkılıp yakılan Lidice’deki tüm aileler dağıtıldı. 10.Haziran’da kasabanın 16 yaş üzeri tüm erkekleri (192 kişi) herkesin gözü önünde öldürüldü. Geri kalan kasaba halkından kadınlar Ravensbuck, çocuklar Chelmno toplama kampına yollandı. Bunlardan birçok kadın ve çocuk öldürülmüştür. Sarışın, mavi gözlü çocuklar alınıp Alman ailelerin korumalarına verildi. Bu kritere uymayan 88 çocuk Chelmno’da öldürülmüştür. Kurtuluşdan sonra hayatta kalan 143 kadın’ın aramaları sonucu ancak 17 çocuk annelerine kavuşabildi. Bugün Lidice’de Çekoslavak bağımsızlık savaşçılarına adanmış bir anıt ve Nazi zûlmünün videolarla sergilendiği bir müze vardır.

1943 Martında “Warthegau” denilen Nazi Polonyasında Yahudiler büyük ölçüde tasfiye edilmişlerdi. Chelmno Kampı bakımsız kaldı ve faaliyetini durdurdu. Ancak Lodz Gettosunda 70.000 Yahudi kalmıştı. Bunların da imhası için Temmuz 1944’de yeniden etkinliğe geçen Chelmno’da ilk ağza 25.000 yahudi öldürüldü. Savaşın artık kendileri için umutsuz vaka olduğunu kabûl eden Naziler yapılan kitlesel zulûm ve imha izlerini kaybettirmek için,”Aktion 1005 Hareketi” kod adı ile tanıklık yapabilecekleri tasfiye gayretine geçdiler. Pis işlerinde istifade edilen “sonderkommando” denilen Yahudi hizmetkârlardan 48 kişilik bir grup 17.Ocak.1945’de vurularak öldürüldü. Fakat kamp esiri Yahudilerin çıkardıkları bir ayaklanmada beş on kişi kaçtı. Zaten, daha önce de kaçanlar da olmuştu. Özellikle 1942 Ocağında Chelmno’dan Varşova’ya kaçan Yaakov Grojanowski oranın getto şefliğine kamplarda cereyan edenler hakkında çok sağlam bigiler vermişti. Bu bilgiler Polonyalı gizli örgütler tarafından Londraya ulaştırılmıştır.
 

Yayın Tarihi : 20 Aralık 2009 Pazar 11:25:37
Güncelleme :20 Aralık 2009 Pazar 11:39:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
OĞUZ ÜNLÜ IP: 89.77.93.xxx Tarih : 13.02.2010 10:20:26

simdi madinek kampının üstünde çocuklar karda oyun oynuyorlar