30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (37)


LATİN MİSYONELERİN GÜNAHLARI IV. :

Portekizli Macellan’ın İspanya hizmetine geçiş öyküsünü anlattıkdan sonra İspanyol conquistadorlarının fetih ve misyonerlik maceralarına geçelim.

Juan Ponce de Leon : 1460, Valladolid doğumlu Ponce de Leon, son Mağribî Devleti Granadanın zaptına ve yeni keşiflerin ömür boyu yöneticisi olarak atanmış olan Kristof Kolomb’un 1493’deki ikinci Yeni Dünya seferine katılmıştı. Kolombla birlikde dönmeyip, şimdi Dominik Cumhuriyeti denilen Santo Domingo adasında kaldı. 1506’da Kolomb ölünce, İspanya adına yapılacak keşiflerin yöneticiliği varisi olan oğlu Diego Columbus’dan esirgenmiş, bu yöneticilik Ponce de Leon’a verilmek istenmişt. Konu davalık oldu ve iki kaptanın arası açıldı. Ponce de Leon’a şimdilik Kuba adası civarının keşfi görevi verildi. Kaptan Hispaniola’ya geçti ve adanın doğu bölümünü zaptederek orada “Higuey” yerleşimini tesis etti. Ödül olarak kendisine Higuey’in valiliği verildi. Orada, “Borinquen” (şimdiki Puerto Rico yerlilerine de “Borinquen” deniyor) adasının zenginlikleri hakkında iştah açıcı söylentiler işitince 1508’de bu adaya sefer açtı; karşılaştığı direnci zalimce bastırarak orayı İspanya adına ele geçirdi. 1509’da tayin edildiği ada valiliğinden, çok zalim yönetimi yüzünden 1511’de alındı. Yerli halk Taino’ları kale yapımında ve madenlerde hayvanlar gibi çalıştırmıştı. Zavallılar bu ağır çalışma koşullarından ve bağışıklıkları olmadığı Avrupadan taşınan mikroplardan yakalandıkları hastalıklar yüzünden telef oldular. Ponce de Leon’a daha sonra Bahamalardaki Bimini adasını bulup teslim alma yetkisi verildi. Bir yandan da efsanevî “Gençlik Pınarı”nın arayışında idi. Puerto Rico’dan, 3.Mart.1513’de üç gemi, 200 kadar personelle ayrıldı. Büyük Türk Adası ve San Salvador uğraklarından sonra, o sıralar St. Augustine denilen Florida’nın doğu kıyısına 2.Nisanda çıktı. Bir rastlantı, gene bir paskalya yortusu zamanı ayak bastığı bu zengin bitki örtülü toprağı “Pascua de Florida-Çiçekli” yortu diye isimlendirmiştir. Aslında, Floridaya çıkan ilk Avrupalı olmadığı, İspanyolca bilen bir yerlinin varlığından da anlaşılmıştır. İspanya adına sahiplendiği bu adadan bugün “Gulf Stream” denilen ve Avrupa-Amerika arası ulaşımda çok önemli yeri olan sıcak su akıntısına doğru yol aldı. Güney Floridaya dönüşde adamları ile yerliler arasında bir kavga çıkınca önce tekrar Bimini adasını arama kararı verildi. Kuba’yı geçtikden sonra Bimini değil, Andros Adasına rastladılar. Puerto Rico’ya dönüşde, isyan çıkaran yerlilerin cezalarını insafsız bir kıyımla veren Ponce de Leon Eylûl.1514’de İspanyaya dönerek, kendisine verilen İspanya Krallığı Baş Kaptanı ünvanı töreninde bulundu.

Amerikadaki görevine yeniden Bimini’yi aramakla başladı. 1521’de, papazların, çiftçilerin, zenaatkârların dahil olduğu 4000 kadar personel’in ve 50 at ve başka hayvanlarla, çiftlik levazımatının katıldığı bir sefer örgütledi. Bu kez, güney batı kıyısına 200 adamla çıktığı Florida’da Calusa yerlilerin saldırısına maruz kaldı. Çatışmada hayatını kaybeden pek çok denizci yanında Kaptan da zehirli okla ağır yaralandı. Dönüş yolunda uğradıkları Kuba’da öldü. Harekât merkezi olan Puerto Rico’nın San Juan kentinde gömüldü.

Vasco Núñez de Balboa: Kuzey ve Güney Amerika’yı birleştiren Panama kıstağından ilk kez Pasifik Okyanusuna geçmesi ile ünlü İspanyol maceraperestidir. Krallığın desteğini arkasına ve din demagojisini ağzına alarak, sınırsız bir tamahkârlıkla çevirdiği entrikaların haddi hesabı olmadığı ve sonunda idam edilerek belâsını bulduğu hâlde, İspanyolları, “Eldorado” dedikleri “Altın Ülke Hayali”ne kavuşturup ülkesine kazandırdığı servetin büyüklüğü nedeni ile hala hayırla ve saygı ile anılan, heykelleri dikilen bu korkunç üç kağıtçı 1475’de Badajoz’da doğdu. Babası Nuno Anas de Balbao bir hidalgo idi.

Bir soylunun yanında maiyet görevlisi olarak çalışan Balboa 1500’de Yeni Dünyaya geziye çıkarak 1502’de Hispaniola’da yerleşti. Uzun yıllar başarılı olamadığı çiftçilikle uğraştı. Alacaklılarından kaçmak için diyar diyar gezerken, San Sebastian’ı merkez edinmiş Yeni Andalucia büyük belediye başkanı (Alcalde* mayor) Martin Fernandez de Enciso’nun dikkatini çekti ve onun emrine rehber olarak girdi. Çünkü tüm havaliyi avucunun içi gibi öğrenmişti. Alcalde’ye, merkezini, çok daha verimli toprağı olan ve tehlike yaratacak yerlisi bulunmadığını iddia ettiği “Darién” bölgesine naklini önerdi. Ne var ki, orada Cémaco adındaki yerli şefi 500 cengâveri ile kendileri ile savaşmaya hazır durumda buldular. Çok korkup geldiklerine pişman oldular ama zorunlu olarak çatışmaya giriştiler. Her iki taraf da ağır kayıplar verdi. Ateşli silahları olan İspanyollar partiyi kazandı. Cémaco ve savaşçıları kasabayı terkedip ormanlara sığındılar. İspanyollar boş evlere dalmış, çılgınca talana başlamışlardı. Çok zengin altınla süslü hazineler değerinde ganimetler edindiler.

Balbao rüyasını gerçekleştirdi; 1510 Eylûl’ünde, Amerika topraklarında ilk kez bir sürekli yerleşim alanı kurdu; şimdi Panama olarak bildiğimiz bu yere “Santa Maria la Antigua Darién” adını verdi. Bu büyük başarı ona çok saygınlık ve güven kazandırmıştı. De Enciso’nun despot tavırları ve ganimetin tamamına konma konusundaki tutkuları yüzünden derin bir nefret uyandırması, onun elinden genel başkanlığı almak için Balbao’ya bir fırsat yarattı. Üstelik De Enciso, Nicuesa isimli başka yöneticinin de yetki alanına tecavüz etmişti. Amerika topraklarında ilk kez halkın seçtiği bir belediye danışma heyeti durumun müzakere ve muhakemesini yaptıkdan sonra, birbirleri ile geçinemeyen Enciso’yu ve Nicuesa’yı azlederek koloni topraklarını Martin Samudio ve Vasco Nunez de Balbao genel başkanlıkları arasında paylaştırdı. Olaydan kısa bir süre sonra Santa Maria’ya bir filo ile gelen Rodrigo Enrique Colmenares, merkezî hükûmetin iradesi dışında cereyan eden bu yetki devrini araştıracak, yetkinin Nicuesa’ya ait olduğu tesbitini yapacaktır. Tahkik heyeti ayrıldıkdan sonra, taraf yandaşlarının da katılımı ile ateşlenen iktidar kavgası çatışmaya dönüştü. Ağır yaralanan Nicusea zor kurtarıldı. Bu arada, Balbao‘nun şef’ Cémaco’nun cömertliğini suisitimal ettiğini, İspanyolları kandırıp, talanlar yapmak amacı ile o bölgeye getirdiğini öğrendi. Denetimi alır almaz bunun cezasını ödetmeyi aklına koyarak Santa Maria’ya yollandı. Bir gemi ile limana çıkınca öfkeli bir halk kalabalığı tarfından karşılandı. Beraberindeki 17 kişi ile birlikde yaka paça bir tekneye bindirildi, çok az bir nevale ile denize bırakıldı (1.Mart1511). Bu grupdan bir daha hiç haber alınamadı. Balbao, gene halk oyu ile, fakat İspanya merkez otoritelerinin rızası çerçevesinde tüm Veragua havalisinin valiliğine (Gobernador de Veragua) atandı. İlk icraatı yetki gaspı ile itham edilen De Enciso’yu yargılamak oldu. Enciso hapse hüküm giydi ve tüm varlığı müsadere edildi. Fakat, derhal İspanya’ya dönmesi kaydı ile kısa sürede serbest bırakıldı.

Balbao, artık, kendini başda Veragua’nın tümü olmak üzere, Panama’nın Karaipler sahili boyunca yeni keşiflere adayacaktı. Enciso’yu İspanyaya götürecek tekneye bindirmek üzere, ona Hispaniolaya kadar refakat eden temsilcilerine, koloni görevlilerinden daha fazla adam ve gereç istemeleri talimatını vermişti. İspanya Kralına yazdığı bir mektupda da, daha zengin ve nurlu ufukların yolunu açacak sadık bir rehberi olduğunu beyan etmişti. Ve, gerçekden büyük bir dinamizmle daha fazla altın, köle, verimli topraklar peşinde dağlar, ırmaklar, maraz saçan ırmaklar aştı; karşısına çıkan bazı kabileleri vahşice ezdi; bazıları ile dostluk kurup yerlileri birbirine düşürdü. Bazı köylerde galeyana gelen dinî duygularını, gene şiddet gösterisi ile tatmin ediyordu. Quarequa köyünde rastladığı eşcinsel eylemlere karşı Balbao çok gazaba gelmiş; bu sapıkları özel olarak eğitilmiş vahşi köpeklerine parçalatmıştı. 1512 sonu 1513 başlarında önce er meydanında mağlup ettiği cacique (şef) Careta ile dost olup onu vaftiz etti. Bir Hrıstiyan olarak sonuna kadar ona sadık kalacağını söyleyen Careta, her türlü lojistik imkânı sağlayacağı vaadi ile onu rakip komşusu şef Ponca’ya karşı kışkırttı. Üstüne korkunç silahları ile gelen müttefik birlikleri gören Ponca adamları ile birlikde dağlara kaçtı; köyünü onların yağmasına terk etti. Günler sonra şef Comagre’nin mümbit topraklarına girdiler. Başına geleceği hesap eden Comagre onları dostlukla karşıladı; onurlarına şenlik düzenledi; hiç direnmeden vaftiz oldu. Ancak, dağıtılan altının İspanyollar tarafından azımsanması Şef’in büyük oğlu Panquiaco’yu çileden çıkarmıştı; dik bir tavırla: “Bu köyde bu kadar var. Gözünüz doymamışsa ve de savaşmaya hazırsanız, “öteki deniz” alanında, tüm eşyası altından olan bir kabilenin toprakları var” dedi. İspanyollar, ilk kez “öteki deniz”den söz edildiğini duyuyorlardı. Bu haber Balboa’nın çok merakını çekti.

*Alcalde : kökü Arapça”Âl-kaid” (önder)dir.

Yayın Tarihi : 14 Ekim 2008 Salı 12:57:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?