19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (43)


REFORM HAREKETİ VE PROTESTANLIK II. (Alman Protestan Hareketi):
Bizim kısaca “Reform” dediğimiz, aslında “Reformasyon = Yeni Şekil Verme” denilen hareket, geçen bölümde değindiğimiz üzere, Wittenberg Üniversitesi “teoloji- ilâhiyat” profesörü olarak verdiği derslerle çok ün kazanmış Martin Luther’in 1517-21 yılları arasında, Papalığa karşı başkaldırı eylemleri ile başladı. 1444 yılında Almanyada icadedilen matbaanın o döneme kadar çok kullanımı okur kitlesinin ve farklı fikirlerin yaygınlaşmasını sağladı. Bu sayede insanın evrensel değerini ve yaşam özgürlüğünü tanıtan Humanizma ile antikite’nin sanat zevkinin ve yaşam görüşünün yeniden uyanışı demek olan Rönesans geniş kitlelere tanıtıldı. Matbaa, gene Din’in ana kaynaklarına inilebilmesine; Endüljans’ın (günahların para karşılığı hoşgörülmesi) meslek edinerek yolunu bulan Katolik Kilisesinin ahlâkî yozlaşmasının ve ıslahat gerektiğinin ayrımına varılmasına olanak veriyordu. Artık din rehberliğininin ruhban sınıfının tekelinden çıkarılması zorunluluğu açık açık dile getiriliyordu. Aynen, genelde İslam Dünyasında, özelde ülkemizdeki, din odaklı ticaret, iş hayatı, dernek sömürülerine ve din rehberliğini elinde tutmakda ısrarcı din adamlarına karşo bazı dürüst İlâhiyat hocalarının savaşımları gibi.

Luther’in, Tüm Azizler yortusunun arefesinde, Wittenberg’de Schlosskirsche (Kale Kilisesi) kapısına Latince yazdığı “Doksan Beş Tez”i astığı 31.Eki.1517 tarihi Reform’un başlangıç günü sayılır. Luther’in bu girişimini tetikleyen de, Romadaki San Pietro Bazilikasının yeniden inşası için çıkarılan bir endüljans oldu. Gizli bir anlaşmaya göre, Almanyadaki satışların gelirlerinin yarısı, Mainz Başpiskaposu Albrecht’in banker Fugger’e olan çok yüksek tutardaki borçlarını ödemeye tahsis edilecekti. Böylesine muazzam bir bedel karşılığı “hoşgörü” (!) satın alınması Alman Elektörü III. (Akıllı) Friedrich’e çok ters geldi ve Almanyada “endüljans”la günah satın alınması gibi bir soytarılığı yasakladı; onun yerine Allerheiligen Kilisesinde sergilenen kutsal emanet koleksiyondan parçalar satın alınarak bağış önerdi. Bu işlemi öğrenen Luther, azizlerin erdemlerinin günâh bağışlanması için kullanılmasının İncilde yer almadığı, aklanmanın salt iman’la (sola fide) mümkün olabileceği iddiasını taşıyan anılan tezleri hazırlamıştır. Papa’ya ithaf ettiği, “Von der Freiheit eines Christenmenschen-Hrıstiyan İnsanı Özgürlüğü Hakkında”ki risalesinde, kutsal metinlerin ruhban sınıfının yorumlarına dayanan “eklesiastik-kilise” yorumu” değil, doğrudan kişinin kutsal metinden kendi anlayış ve vicdanının çıkardığı yorum “evanjelik” olması gerektiği görüşlerini savunuyordu. 

Bir kalpazan’ın günahlarının bağışlanması ile ilgili bir “endüljans” satışı.

1530 civarında Jörg Breu (yaşlı) tarafından yapılmış bir ahşap oymadan.

Bu görüşlerin coşkusu ile ayaklanan öğrenciler, 10.Aralık.1520’de, Wittenberg kent kapısı önünde kilise hukukçularının kitaplarını yakarlarken Luther’in kendisi de “Exsurge Domini”yi ateşe atmıştı. Mainz Başpiskaposunun şikâyeti üzerine, Ocak.1521’de papalık fermanı ile resmen aforoz edildi. Daha kötü bir sonuçdan kendisini Akıllı Friedrich kurtarmıştır. Nisan 1521’de, Worms’daki imparatorluk diet’inde (danışma kurulu), genç İmparator V.Şarl’ın huzurunda yargılanmasında, görüşlerinden ödün vermeyecek; sadece polemiklerindeki şiddetten dolayı özür dileyecek; tüm hızı ile İncil çevirilerine girişecektir.

O arada, “Doksan Beş Tez”in Almanca çevirisi de yapıldığı için halk bu kavgayı, Kilisenin rezilliklerini öğrenmiştir. 1524 yılında Kara Ormanlarda, Swabia’dan Rheinland’a kadar yayılan parça parça ve iyi örgütlenmemiş köylü ayaklanmaları başlar. Çoğu kez, Kilisenin davanışının “Katolik Öğreti”nin ruhana aykırı olduğu dayandırılan bu hareketler, giderek askerî deneyim ve yeteneği olan bir kaç önderin yönetimi ile köylerde, kasabalarda ağır tahribata, yağmalara ve teröre neden olmaya başlayınca, Saksonya’nın Katolik dük’ü George ile sonradan Protestan hareketine katılacak evanjelik prensi Philip’in güçleri birleşerek, Mayıs 1525’de, bu hareketleri tahrik eden Protestan Reform’unun radikal temsilcisi Thomas Müntzer’i kanlı bir savaşdan sonra yakaladılar. Ağır işkencelerle ağzından tövbe beyanı alıp idam ettiler. Bazı Sovyet tarihçileri, Müntzeri “Halk Reformasyonu”nun gerçek kahramanı olarak andılar. Fakat, onunki sınıf mücadelesi olmakdan çok “antiklerikal-ruhban karşıtı” bir başkaldırı idi. 1950’de, ülkemizde Demokrat Parti’nin iktidar’a gelişi ile özgürlük (!) ortamından yararlanan bazı çevrelerin, tarih dersleri müfredatından Reform ve Rönesans bahislerinin çıkarılması taleplerinin nasıl bir ironi olduğunu hatırlayınız.

Bu gelişmeden sonra, Reform hareketi Luther’i de aştı; ılımlı olmayı seçen Luther, “soygun yapan ve cinayet işleyen köylü kalabalığını takbih eden, “Wieder die rauberischen und mörderischen Rotten der Bauern” başlıklı” çok sert bir mesaj yayınladı. Ancak, bu tavrı, onun ılımlı takipçileri arasında bile,“otoriteye boyun eğdiği” gerekçesi ile düş kırıklığı ve yeni Anabaptist (çocukları vaftiz ettirmeyi reddetme) hareketine katılma şeklinde bir tepki yaratmıştır.

Kutsal Roma-Germen İmparator’u V.Karl (Şarlken) Katolik inanca sıkı sıkıya bağlı idi ve hattâ Reformcuların yaptıklarına karşı şiddetle nefret duyuyordu. Ne varki; İspanya’dan, Hollanda, Almanya, Avusturya ve Macaristan’a kadar yayılan geniş İmparatorlun sınırları içindeki yeni akıma kapılan önemli sayıdaki uyrukları ve bu yeni öğretiye sempati duymaya başlayan danışmanları ile uzlaşma gerektiğini düşünecek kadar da gerçekçi idi. Öte yandan da, Avrupada durma dinlenme bilmeden yayılan Türkler 1526’da “Mohaç”da kazandıkları son parlak zaferle İmparatorluk sınırlarının içine girdiğinden, Speyer’de düzenlenen imparatorluk diet’inde, “Tanrı’ya ve İmparator’a” sloganı ile diet üyesi prenslere, silâhlı destek vermeleri koşulu ile inanç konusunda hareket serbestîsi verdi. Katolik prensler de bu ödünü kabûl etmek zorunda kaldılar. Ancak, 1529’da, diet’deki ağırlıklarından yararlanarak bu ödünleri geri çekmeleri, azınlıkdaki evanjelik prenslerin ve 14 imparatorluk kentinin tepkisini (protestolarını) kışkırttı. Reformcular bul olaydan sonra “Protestan-Tepkici” adını almışlardır.

Luther’in, öğretisine hiç katılmamakla beraber koruyucusu olmuş Akıllı Friedrich’in öümünden sonraki halefleri, sırası ile Johann ve Johann Friedrich ise yeni yapısı içinde Lutheran oldular.

Luther, kışkırtıcı olmadan, sürekli bilimsel eserler yazmayı ve vaazlarını, 1546. Şubatındaki ölümüne kadar sürdürmüştür. Reformatör Kilise pederleri içinde en donanımlı olanı idi. İbranî, Yunan ce Latin dillerine tamamen hakimdi. Kilise babalarının metinleri ve klasik edebiyat araştırmacısı ve Yunanca Yeni Ahit’in ilk derlemecisi, Hollandalı büyük hümanist Desiderius Erasmus’un yardımcısı Jonannes Oekolampadius ile dostlukları ve görüş alış verişleri oldu. Yalnız, Oekolampadius gibi Reform’u İsviçrede yayan İsviçreli Huldrich Zwingli ile anlaşmazlıkları oldu. Bu tartışmalarda Oekolampadius ona karşı, daha liberal olan Zwingli’yi desteklemiştir. Buna mukabil, Zwingli, kendi ülkesinde, Anabaptistlerce yeterince devrimci bulunmamıştır. Protestanlıkdaki “seküler” duruşa yol açan bu farklı anlayış ve görüşleri ilerde topluca değerlendireceğiz.

Luther, Almanya dışındaki başka düşünce insanları ile de, kilise örgütlenmesi hakkında yoğun iletişim içinde olmuştur. Özellikle, dostu hümanist reformcu, ilahiyatçı ve eğitimci Philipp Schwartzerd’e yazdırdığı “Augsburg İtikadnamesi” Lutheran öğretinin Almanya dışında yaygınlaşmasında çok etkili oldu. “Schwartzerd” adının Yunanca karşılığı olan “Melanchton”u (kara toprak) kullanan ve bu isimle ünlenen bu zad, Luther’i destekleyenler için ölüm emri çıkarılmış Fransa’daki Sorbonne Üniversitesinin Luther aleyhindeki mahkûmiyet kararına karşı çok sert yanıt vermiştir.

Lutherin meslekdaşı Johann Bugenhagen, onun öğretilerini Kuzey Almanya ve Danimarka’da da yaydı.

Yayın Tarihi : 13 Kasım 2008 Perşembe 19:43:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?