14
Haziran
2025
Cumartesi
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (54)


REFORM HAREKETİ SIRASINDAKİ ENKİZİSYON ÖNLEMLERİ (Roma Engizisyonu devam) : 

Galileo Galilei’nin, Barok stilde çalışan Flaman sanatçısı Giusto Sustermans tarafından 1636’da yapılan portresi. Londra, Greenwich’deki “Ulusal Bahriye Müzesinde sergileniyor.

 

GALILEO GALILEI: Göğü teleskop aracılığı ile incelemekle deneysel yönteme en önemli katkıda bulunmuş, dolayısiyle çağını aşarak dincilerin öfkesini çekmiş Galileo Galilei Enkizisyonun musallat olduğu en önemli ve ünlü bilim adamıdır. Dünyanın evren’in merkezi olmadığı, güneşin etrafında döndüğü hakkında çok daha sağlam kanıtlar bulduğu için Kiliseyi iyice çileden çıkarmıştır. 1564’de Piza’da doğmuş; Tıp eğitimi görmek üzere gittiği Piza Üniversitesinde tavanda sallanan lambalardan ilham alarak sarkaçlı saatlerin düzenli çalışabileceğini keşfetmiş; akademik öğrenimini almadığı matematik ve fizik alanında buluşlar yapmıştır. Bir müzisyen olan babası Vicenzo Galilei’nin 1591’de ölümü üzerine ailesinin bakımını üstlenmek üzere sürekli yerleşik oldukları Floransaya döndü. Fakat arkadaşlarının şiddetli ısrarı ile Padua Üniversitesinde yüksek ücretle matematik profesörlüğü aldı. Zamanında Doğu Avrupada kaçak güreşme ferasetini gösterdiği için Enkizisyon’un hışmından ayakasını sıyırabilmiş olan Polonyalı astronom Mikolaj Kopernik’in (Nicolaus Copernicus) yolundan gittiği Astronomi araştırmalarında, mektuplaştığı (fakat nedense Dünyanın Güneş etrafındaki yörüngesinin eliptik olduğu görüşüne itibar etmediği) Kepler’in de tesbit ettiği supernova keşfi ile, Kilisenin tek bilgi kaynağı kabûl ettiği Aristo kuramlarını altüst etti.

Maddî yetersizlik yüzünden evlenemediği sevgilis Maria Gamba’dan iki kız, bir oğlan çocuğu oldu. Gök araştırmaları yapmaya doyamıyordu. Bu çalışmalar teleskop’un icadına kadar varacakdır; hattâ, 1609’da imâl edilen ilk teleskobun merceklerini bizzat törpülemiş ve cilâlamıştır. Bundan sonra teleskop’un ticarî imalatına da geçmiştir. Bu aracı gece kullanarak ay, saman yolu ve bir çok yıldızla ilgili çok önemli keşifler yaptı. Kopernik’in, evrenin “helyocantric-günmerkezli” olduğunu, yani bir sistem içinde yıldızların güneş etrafında dolaştılarını, aynı zamanda dünyanın kendi etrafında dönmekde olduğunu bu gözlemleri ile doğruladı; yıldızlar arasında matematik bir ilişki, evrende matematik bir düzen blunduğu hakkında daha güçlü kanıtlar ileri sürdü ve dolayısıyla MÖ. II. asır alimlerinden Ptolemaus ile onun modern versiyon Tycho Brahe’nin “geocentric- yermezli” (evren’in dünya etrafında dolaştığını kabûl eden) sistemi yadsıdı. Jüpiter’in uydularını, Güneş’in lekelerini, Venüs’ün hareket evrelerini, Satürn’ün halkalarını keşfetti.

Üniversiteler arasında onu kapışma rekabeti başlamış, hocalıklar ve çeşitli titrler almışdı; “Accademia dei Lincei üyesi” oldu. Astronomik gözlemleri hakkında kesin yorumlar yaptığı, sonuçlar çkıardığı ilk eseri “Sidereus Nuncius-Yıldızların Habercisi” 1610’da yayınlandı. Venedik senatosu, ona Padua Üniversitesinde ömür boyu profesörlük payesi ve görevi vermesine karşın, Galileo, eski öğrencisi Toscana gran dükü II. Cosimo’nun daha geniş araştırma olanakları sunan “ilk filozof ve matematikçi” ünvanı ve görevini seçti.

1611’de, Papalık divanında, zamanın seçkin bilginleri karşısında teleskopunun sunumunu yapmak üzere Roma’ya gitti. Büyük bir takdirle karşılandı. Ne varki, 1613’de Romada baskıya verdiği “Istoria e demostrazioni intorno alle macchie solari-Güneş lekelerinin tarihi ve kanıtları” olaganüstü utkulu kariyerinin seyrini değiştirecektir. Artık eserlerini Latince yerine İtalyanca yazarak yepyeni buluş ve bilgileri geniş kitlelere ulaştırabilmesi, Aristo yapıtlarını ezber dışında bir araştırma yapma zahmetine katlanmayan üniversite hocalarını endişeye düşürmüş; kâfir matematikçilere karşı minberlerinden kasırga gibi gürleyen Dominiken papazların da desteğini alarak onu Kiliseye, Kutsal metinlere karşı gelme ittihamı ile gammazlamaya sevketmişti. Galileo fena halde paniklemiş; sadık bir öğrencisi olan Benedikten papazı B.Castelli ile birlikde çevrenin hatırı sayılan aristokratları ve bazı din adamlarına mektuplar yazarak koruma istemişler; kutsal metinlerin mecazî tefsirinden bir din karşıtlığı içinde olmadıklarını savunmaya çalışmışlardı. Galilei bizzat Romaya giderek durumunun ıslahı için çareler aradı ve bir çok kilise mensubunu da kendi yanına çekebildi. Ancak, baş teolog Kardinal Bellarmine bilimsel gelişmelerin önemini özümseyecek yetenekde değildi; “matematik kuramların” fizik gerçekler karşısında hiç değeri olmadığını; bunların Katolik değerlere karşı Protestan saldırısı bir skandalın aracı olarak kullanıldığını iddia ediyordu. Bu görüşleri doğrultusunda Galilei ile 26 Şubat 1616’da onu uyarıcı bir öngörüşme yaptı; 5 Mart’da da “Kopernikanizm”in bilim ve din dışı sahte bir formül olduğu gerekçesi ile Kopernik’in kitabının bilimsel eserler katalogundan çıkarılarak yasak kitaplar listesine konması kararını çıkarttı. Bunu izleyen 7 yıl boyunca, Floransa yakınlarındaki Bellosguarda’daki evinde kendini sessiz sedasız çalışmaya verdi. Bugün hâlâ İtalyan siyasetinde ve kamuoyunda tartışılan Po Vadisi sınırı itibariyle Rönesansın nimetlerinden yararlanmış Kuzey ve geri kalmış Güney uygarlık farklılaşması Galilei döneminde iyice belirginleşmişti.

Ancak, 1623 sonlarında Orazzi Grassi’nin doğrudan doğruya kendisini hedef alan, kuyruklu yıldızlar hakkındaki broşürüne yanıt olarak yazdığı “Saggiatore-Ayarcı” isimli parlak polemik eseri ile sessizliğini bozdu. Daha sonra, eski arkadaşı olan yeni Papa VIII. Urbanus’a ithaf ettiği “Doğa’nın Kitabı” ile matematik yöntemin değerini, felsefenin da matematikle çözüleceğini vurguladı. Papa da bu kitaba hayran olmuştu. Bundan cesaret alan Galileo 1624’de 1616 kararnamesinin geriye alınması umudu ile Romaya gitti. Karar geriye alınmadı ama, Papanın uzlaştırıcı bir formülü ile Ptolameus ve Kopernik dünya görüşlerinin bir arada değerlendirileceği, Kâdir-i Mutlak Tarının gerçeği nasıl oluşturmuş olduğun bilinemiyeceği anlayışı yönündeki görüşler açıklayabileceği izni veridi; bunun dışında yazılar yazması yasaklandı. Bu emir metninin baş sansürcü Monsignor Riccardi tarafından kendisine verildiği söylenmiş ise de, 1877 yılında yapılmış bir araştırma bu belgenin ilgili dosyaya sonradan konmuş olduğu, aslında böyle bir yazılı metnin verilmediği saptanmış.

Floransaya dönen Galilei, birkaç yıl boyunca “Dialogo dei Massimi Sistemi-İki Ana Evren Sistemi” eseri üzerinde çalıştı. Sansürcülerden eksiksiz yayınlanmak üzere izin alınan bu eser 1632’de piyasaya çıkınca tüm Avrpada hararetle alkışlandı. Fakat, Romada Cizvitler, bu eserde, satır aralıklarında ağırlığın gene Kopernik sistemine verildiğini Luther ile Calvin’in doktrinlerinden bile çok daha muzır telkinler verildiğini ısrarla iddia ettiler. Gaza gelen Papa bu kez ciddî bir takibat istedi. Galilei, hastalık ve ileri yaş mazareti beyanına rağmen yargılanmak üzere 1633 Şubatında Romaya gelmeye zorlandı. Çok sıkı geçen sorgulanması sırasında ısrarla iyi niyetini ve masumiyetini ileri sürdü. Enkizisyon genel komiseri de ona sempati gösteriyordu; birpişmanlık beyanı karşılığında tahliye edilmesi mütalâasında bulundu. Ama mütalâa Mahkeme heyetine sökmedi. 16 Haziranda, Kopernik öğretisine bağlılıkdan ve bunu yaymakdan hüküm giydi; “tövbe istiğfar” etmesi emredildi. Geçmiş yanılgılarından artık döndüğü, pişmanlık duyduğu, bu yanılgıları lânetlediği ifadesini veren Galilei’ye hapis cezası da verilmişdi ama Papa bunu ev hapsine çevirdi. Galileo, Floransa yakınındaki Alcetri’deki küçük malikânesine kapandı ama araştırma aşkı hiç sönmeden yeni eserler vermeyi sürdürdü. Çağdaş bilim onu kesinlikle haklı çıkardı.

“Dinsizin hakkından imansız gelirmiş” hesabı, İngilterenin kadın kasabı, zalim müstebidi VIII. Henry’nin Papalık otoritesini ülkesi dışına fırlatıp atması gibi, Faşist diktatör Mussolini tarafından 1929 Laterano Anlaşması ile Papalığa bağımsız ve egemen bir alan tanınıyor bahanesi ile ona mahsus Devlet kurulması yolu açılmış; aslında, Papanın İtalya siyasetine burnunu sokmaması için egemenliği “Vatikan Kilise Devleti” ile sınırlandırılmış; Katolikliğin gücü küçücük alanda tecrit edilmiş; turistik cazibesi dışında bir değeri kalmamıştır. Böylece Papalığın aklı daha yeni başına gelmeye başlamıştır.

Özellikle, Papa II. Johannes Paulus, Katolik Kilisesinin eski günahlarının özürlerini dileyerek bir uygarlık örneği göstermiştir. 1979’da oluşturduğu bir komisyon 13 yıllık bir tartışmadan sonra Galilei’nin itibarını iade etmiştir. 1999’da da Jan Hus’un yakılmasından duyulan pişmalığın dile getrildiğine ilgili bahisde değinmiştik.

Yayın Tarihi : 25 Ocak 2009 Pazar 20:40:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Nazmi Öner IP: 85.104.158.xxx Tarih : 29.01.2009 23:35:37

Sayın törün Büyük bir emekle toplayıp, düzgün ve güzel bir anlatımla aktardığınız tarihsel akışı, bazan biriktirerek, belli aralıklarla da olsa beğeni ile izlemeye devam ediyorum. Bu insanlığın geçmişiyle (kendisiyle) yüzleşmesi denilebilecek çalışmalarınız için sizi kutluyorum. Bu arada rahatsız olduğunuzu yorumlardan öğrendim. Geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum.


Teoman Törün IP: 85.103.115.xxx Tarih : 31.01.2009 10:44:21

Sevgili ve değerli okur ve köşe komşularıma gösterdikleri içten ilgiye nasıl karşılık vereceğimi bilemiyorum. Beni ihya ettiler. Son aylarda hızımı kestiğim muhakkak. Arada cihaz arızaları ile ınkıtaa uğrayan 37 seanslık radyo terapi gelecek hafta sonu itibariyle bitiyor. İnşaallah, daha sık iletişim sağlayacağız. Bugün zaten okuyucumlarla söyleşiye ayırdığım farklı bir yazıyı gönderiyorum. Esenlikle kalın.


Cemail Yenigün IP: 88.242.204.xxx Tarih : 28.01.2009 22:20:38

Ağabey Merhaba sizi sayfanızda göremeyince meraklandım. (Lütfen bizi korkutmayın) Sağlığınızın iyi olduğunu umuyorum. Yüce Yaradan sizin gibi bilge insanları daima yanımızda ve kılavuz olarak kılsın. Sevgilerimle, Sağlıcakla kalın.