27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (55)

İSPANYOL ENKİZİSYONU’NUN GENEL DEĞERLENDİRMESİ VE SONU: Gördüğümüz üzere, Katolik inancının merkezi Romada Papalık olmasına karşın, en korkunç enkizisyon tatbikatı İspanyollara ait olmuş; sadece Katolik olmayanlara değil bazen ılımlı Katoliklere de uygulanmıştır. İspanyan, din sevgisinden çok Dünya ve Avrupa hükümranlığı uğruna, siyasal kaygılarla kullandığı ve Protestanların “Kara Destan” adını verdikleri din baskısını XVI. asır boyunca Avrupadaki egemenlik altına alma emelinde olduğu alanlara yayma hedefi peşinde koşmuştur. Bu konuya ilk kalem sahiplerinden olan İngiliz John Foxe (1516-1587) “Şehitlerin Kitabı”nın eserinin en büyük bölümünü ayırmıştır. “Kara Destan” hakkında diğer çok önemli bir kaynak, yazar olarak “Reginaldus Gonzalvuz Montanus” müstear adı taşıyan, büyük ihtimâlle sürgündeki iki İspanyol Protestan Casiodoro de Reina ve Antonio del Corro tarafındam kaleme alınmış “Sanctae Inquisitionis Hispanicae Artes-Kutsal Soruşturmada İspanyol Deneyimi”dir.

“Galyalı Amadis”in İspanyolca yayınu (1533)

İspanyolların bu “Enkisizyon” denilen despotizm aracı artık saklanamayan çirkin yüzünü gösteriyor; gizli ya da açık tepki ve direnmeler ortaya çıkıyordu. Devletin bu bu isyankâr hareketlere karşı ilk önlemi tahrik edici ve heretik bulduğu yazıların saptanıp yasaklanması olmuştu. Reformasyon karşıtı bir tezahürat olarak, heretik davranışların etkin bir biçimde önüne geçmek üzere ilk kez 1551’de İspanyada yasaklanmış kitapların Endeksi yayınlandı. Bu tür kitaplar endekse alınmadan on yıl kadar önce Avrupada serbestçe okunuyordu. Endeks yayınlanmadan önce hazırlık çalaışmaları çerçevesinde metinler elden geçirilmişti. Louvain Üniversitesi tarafından 1550’de yayınlanan bir hazırlık endeks’inde bu İspanyol derlemelerine atıfda bulunuldu. Ardarda, 1559, 1583, 1612, 1632 ve 1640 yıllarında yeni endeksler neşredildi. En ufak bir kuşkuya yer veren her tür ve konuda sayısız kitap yasak konusu oldu. Din konusundaki kitaplar ve hele hele mahallî dillere çevrilen İnciller özellikle sansürün hedefinde idi. İspanyol edebiyatının en değerli eserleri yanında, bugünkü Katolik Kilisesinin aziz mertebesinde gördükleri yazarların kitapları bile Endekslerde yer alabiliyordu. Çoğu kez, başda sansürün izninden geçmiş kitaplar dahi, bazı otoritelerin gözüne çarpması ile sonradan endekslere giriveriyorlardı (Bu tavır çağdaş İspanyanın ilk dönemlerinde dahî kitap yayınlanmasında önce müsaade alınması uygulaması ile sürdürülmüştür).

Fakat, Henry Kamen gibi bazı tarihçilerin işaret ettiği gibi bu tavır İspanyol kültürünün yayılmasını engelleyici hâl alınca ve Katolik teolojisi evrimleştikçe endekslerden kitap çıkarıldığı da oluyordu.

Amerikadaki sömürgelere İspanya Krallığının yasakları daha az etki yapıyor; hattâ “Galyalı Amadis” gibi şövalye hamaseti ile dolu kitaplar, dogmalara karşı pasajlar içerse de enkizisyondan icazet alabiliyorlardı. “Aydınlanma Çağı”nın en parlak dönemi 18. Asırda, önceden yasaklanmış metinler artık artan bir hızda serbestliğe kavuşuyorlardı. Aydınlanma Çağı’na koşut olarak Bartolomé Torres Naharro, Juan del Encina, Jorge de Montemayor, Juan de Valdés ve Lope de Vega gibi olaganüstü yetenekdeki İspanyol yazarlarının yasaklanmış kitapları ile yarattıkları İspanyol Edebiyatının “Siglo de Oro”su (Altın Çağ’ı), Indekslerin durmadan yayınlanması, sansür bürokrasisi ve Enkizisyonun baskılarına karşın halk arasında bilinir olmuştu. Hernando del Castillo’nun “Cancionera General-Genel Kitabı”, yazarı bilinmeyen nefis bir pikaresk (serserilerin yaşamı ile ilgili yazın türü) öykü “Lazarillo de Tormes” elden ele dolaşıyordu. İlk yayınlandığında gözden kaçan “La Celestina-Muhabbet Tellalı Kadın” 1632’de sansür tarafından içeriği değiştirildi; 1790’da tümüyle yasaklandı. Sansürün hışmı salt İspanyol yazarlara değildi; Ovidius, Aristo gibi klasik devir, Dante, Machiavelli Kuzey İtalya Rönesans, Rabelais, Erasmus, Jean Bodin ve Thomas More gibi öteki Avrupa ülkelerinin humanist yazarlarının eserleri de sansürden nasiplerini almıştı. Enkizisyon’un, edebî faaliyetine doğrudan müdahale edip takibe aldığı Fray Luis de Leon bir Yahudi dönmesi olup, Tevratın İbranice orijinalinden çevirdiği “Neşideler Neşidesi” pasajı yüzünden 1572-1576 arası dört yıl hapis yatmıştı.

Öte yandan, XVI. asır boyunca Akdenizde gücünü göstermiş bulunan Osmanlının korumasından yararlanma potansiyeli olan ve özellikle Valencia ve Aragon krallıkları ile Granada’da ciddî çoğunluk grupları teşkil edip buralarda ekonomik etkinliği de elde tutan “Moriscos” adı verilen (1492’den itibaren zorla Hrıstiyanlığa geçirilmiş) mağribîlere karşı İspanyol egemen sınıfları yumuşama zorunluluğunu hissettiler. Pek çok berberînin gizlice İslamî ibadet yaptıkları ortaya çıkınca artık sert cezalara çarptırılmaları söz konusu olmuyor; bunlar için barışcıl bir Hrıstiyanlaştırma propogandası uygulanıyordu. Fakat, asrın ikinci yarısının ortalarında, çetin Kral II. Pelipe zamanında durum değişti; Granada’daki 1568-70 arası mağribî isyanı büyük bir şiddetle bastırıldı ve Zaragoza, Valencia ve Granada’daki Enkizisyon mahkemeleri, dikkatlerini bu gizli Müslüman mağribîlere yoğunlaştırdı. 1560-71 arasında Granada mahkemesinin önüne sanık olarak çıkanların %82’si mağribî idi. Gene de moriscolar Yahudi dönmeler ve Protestanların karşılaştıkları ölçüde şiddete maruz kalmamışlar; onlara verilen ölüm cezaları da aynı ölçü de az olmuştur.

Fakat İspanyadaki varlıkları huzur kaçırdığından, İslam’dan Katolikliğe dönme berberîlerin, III. Pelipe zamanında, 4.Nisan. 1609’da çıkarılan bir kararname uyarınca kademeli bir biçimde ülke dışı edilmeleri süreci başlatıldı. Aralarında, Katolikliği gerçekden benimsemiş olup olmadığına bakılmaksızın, yüzbinlerce berberîye uygulanan bu sürgün süreci 1614’de sona erdi.
Geride ne kadar berberî kaldığı belli değildir. XVII. asır boyuncabunlardan önemsiz sayıda sanık hakkında takibat yapılmış. Kamen’nin verdiği bilgiye göre Enkizisyonun 1615-1700 arası mahkûm ettiklerinin sadece %9’u bu grupdanmış.

Aydınlanmanın İspanyaya girişi ile Enkizisyon etkinlikleri de hız kesti. XVIII. Asır lk yarısında çoğu Yahudi inancından dolayı 111 kişi yakılmaya, 117 kişinin de samandan sureti yakılmaya hüküm giydi. V. Pelipe zamanda 728 auto de fe töreni yapıldı. III. Carlos ve IV. Carlos zamanlarında ise sadece dört kişi yakılmaya mahkûm edildi.

Francisco de Goya’nın Madrid “San Fernando Krallık Akademisi Müzesi”nde (Museo de la Real Academia de San Fernando) serilenmekde olan “Enkizisyon Yargılaması) tablosu.

İspanyol Aydınlanmasının, birçoğu Enkizisyonun takibatına maruz kalmış önde gelen simaları bu kurumun ilgasını savunuyorlardı. Olayide 1776’da, Iriarte 1779’da, Jovellanos 1796’da Kutsal Mahkemede yargılanmışlardı. Jovellanos IV. Carlos’a, yabancı dil bilmeyen, teoloji müktesebatı çok zayıf liyâkatsiz kişilerce yönetilen Enkizisyon Mahkemelerinin Yetersizliğini ve gereksizliğini anlatan bir rapor göndermişti. Sansür merkezi “Castilla Kurulu”nun yetkisi tartışma konusu olmuştu. Çoğunlukla soylu sınıfın hatırlı kişileri ya da Hükûmet üyeleri tarafından dışarıdan getirilen Aydınlık metinlerinin sansürü önelenebildi. Örneğin, “Diderot Ansiklopedisi” gibi bir dev eser, Kralın özel izni ile ithal edilebilmiştir.

Ancak, Fransız Devriminin hissedilmeye başlayan ayak seslerinden ürken Castilla Kurulu, Kutsal Mahkemeyi yeniden etkin hâle getirmeye karar verdi ve bu konuda Kral IV. Carlos ve ünlü başvekili Floridablanca Kont’u José Moñino y Redondo’nun da tam onayını aldı. 39 Fransız eseri para cezası yaptırımı ile yasak edildi. Ancak, Pirenelerin ötesindeki komşu Fransadan gelen korkulu haberler ve yayın akını Enkizisyonun elini kolunu bağlamıştı. 1759da hayranlık kazanan Voltaire ve Montesqieu metinleri Enkizisyon’a karşı yeraltında yürütülen bir mücadele açılmasına sebep olmuşken 1785’den itibaren, soylu sınıflarca da himaye gören birçok gazete Kutsal Büronun etkinliğine karşı alenen bayrak açmıştı. Manuel Godoy ve Antonio Alcala Galiano’nun açık meydan okumalarına karşı sansürden başka bir yola gidilemez olmuştu. Kara Destan Napoleon’un İspanyayı işgâli ve kardeşinin I. Joseph nam altında İmparator olması ile Cadiz Cortesi (Meclisi) Enkizisyonu ilga etti. Napoleon’un nihaî mağlubiyeti ve İspanya tahtına VII. Fernando’nun çıkması üzerine Enkizisyon yeniden kuruldu. “Liberal Üç Yıl-Trierio Liberal” denilen özgürlük fasılasında gene ilga edildi. Bunu izleyen “Uğursuz Onyıl” adı verilen dönemde resmen değilse de, din baskısının ve despotizmin telkin edildiği “İnanç Toplantıları”aracılığı ile fiilen yeniden uygulanmaya başladı.

Fransız Devriminin Şahlandığı 1789 yılında, Enkizisyonun genel sekreteri iken hızlı bir Bonapartist olan Juan Antonio Llorente, Fransadaki sürgünlüğü sırasında, Enkizisyon arşivlerinden edindiği geniş bilgilere dayanarak 1817’de bu kurumun en otantik eleştirel tarihini yayınlamıştır.

Bu vahşet anıları sanatın her dalına verdiği ilhamla sayısız eserlere konu olmuştur. Dahi ressam Goya’nın “Engizisyon Yargılaması tablosunu bir örnek olarak sunuyoruz.
 

Yayın Tarihi : 6 Şubat 2009 Cuma 23:27:00
Güncelleme :6 Şubat 2009 Cuma 23:33:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Cemail Yenigün IP: 88.241.20.xxx Tarih : 7.02.2009 18:50:57

Ağabey Merhaba. İnan yorum yazmak isterdim. Ama kafam basmıyor. Size yorum yazmak için bilgi lazım. Oda bende yok. (Bendeki bilgi görsel) Ama sizin için yazabileceğim yorum şu olabilir. Yorum da değil güzel dilekler. İyiki varsınız. Yüce Yaradan Sizi İnşallah sağlığınıza bir an önce kavuştururda. Sizi Anlayanlara yazmaya devam edersiniz.. Ellerinizden Öpüyorum. Allaha Emanet olun. Sevgilerimle


Teoman Törün IP: 85.103.75.xxx Tarih : 8.02.2009 12:00:52

Böylesine takdire hiç lâyık olmasam da, içten duygularını çok tatlı ifadelerle dile getiren candan dostum Cemail Yenigün'e sonsuz teşekkürler.