19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (56)

ROMA ENGİZİSYONUNUN GENEL DEĞERLENDİRMESİ VE SONU:

Papalık Merkezi Vatikan, San Pedro Katedrali

Engizisyon’un, Katolik inanç merkezi Roma’da ve Malta gibi şubelerinde İspanyadan çok daha yumuşak uygulandığını yineleyelim. Engizisyon, bir ara (1511’de) Friuli bölgesinde, Udine’den başlayan Benandant’lar denilen köylü ayaklanması ile de ilgilendi ise de bu problemi Reformasyondan daha az tehlikeli gördüğü için en azından zorda olmadığı zamanlarda müsamaha göstermiştir. Bunu izleyen bölümde anlatacağımız, kuramsal ve siyasal çabalar sonucu ulusalcı yapılara yol açan ve zaman içinde kademe kademe inanç özgürlüğü sağlayan antlaşmalara karşın zaman zaman Roma Engizisyonu dişlerini gösterip tepki çekmiştir. Kayda değer son icraatı, 1858’de Bologna’da, Edgardo Montara adında 6 yaşında bir Yahudi çocuğu, dadısının gizlice vaftiz ettirdiğini öğrenerek ailesinin yanından kaçırması olmuştur. Papa Pius tarafından Katolik ilân edilen çocuğun babası Momolo Montara, dış temaslar da dahil olmak üzere oğlu üzerindeki hakkının tanınması için yardım aramakla geçirdi. Bu olay, uluslararası dikkatleri çekmiş; papa karşıtı duyguları ve İtalya içinde de laik ulusalcılığı ateşlemiş; İtalyan Ulusalcılığına ve Birliğine giden yolu açmıştır.

Roma Engizisyonu hakkında, hâlâ yeni açılmakda olan çok zengin bilgi kaynağı bulunmaktadır. Keza, şimdi “İnanç Öğretisi Kurulu” adı verilen ve önceleri içinde araştırma yapılmasına izin verilmeyen “Roma Kutsal Bürosunun” 1998’e kadar açılmış merkez arşivlerinde ve bu kurulun bir zamanlar mücavir birimlerinde bulunan XIV. asır başlarından XVII. asır ortalarına kadar el kitapları halinde basılmış sayısız din yasası metinleri ve dağınık el yazması kayıtlar araştırmaya sunulmuş. Tüm İtalyan Yarımadasına yayılmış, (Udine, Venedik, Modena, Rovigo, Napoli gibi) yerel yargı bürolarında ve bunların bazı soruşturma kayıtlarını tevdi ettikleri piskoposluk arşivlerinde araştırmacılara nihayetsiz olanaklar sunulmaktadır. Belgelerin önemli kısmı, 1556-1700 arası İrlanda, Dublin’deki “Trinity College”e aktarılmış. Napoleon işgâli sırasında çok sayıda arşiv materyeline Fransızlar el koymuştur. Napoleon’un iktidardan düşmesi ile, binlerce önemsiz sayılacak dava kayıtları bilinçli olarak yok edilmiştir.

Çağdaş araştırma kolaylığı için, 1911’de Siena Piskoposluk arşivinin Yüksek Kurul’a, 1917’de Endeks Kurulu arşivinin Kutsal Büro’ya taşınması gibi yerel yargı birimleri ve piskoposluklar arşivlerindeki belgelerin Vatikan Papalık Kitaplığında merkezîleştirilmesi faaliyetine geçilmiştir. Papalığın etkisinin, Faşist İtalyan hükümetince, fiilen küçücük bir coğrafî alanla sınırlandırıldığından; 1929 Laterano Antlaşması ile Vatikan Devletinin kurulduğundan söz etmiştik. Katolik Kilisesinin zaten Vatikan’da toplanmakta olan ekümenik (evrensel) konsilleri, artık, “Tanrısal Vahiyle İlgili Dogmatik İlkeler” ve “Kutsal Ayinlerle İlgili İlkeler”de Konsil üyelerinin şimdiye kadar düşünmemiş olabileceği gerekçeleri ile bazı revizyonlar yaparak, “Günümüz Dünyasındaki Kiliseyle İlgili Öğütleyici İlkeler” adlı sulandırılmış belge ile amel etme durumunda kalmışlardır.

MEZHEP KAVGALARINA SON VERME YOLUNDA ATILIMLAR VE ULUSAL DEVLET İLKESİNE GİDİŞ (Ulusalcılığın tarihsel kaynakları):

Hümanist felsefenin ve Protestantizm’in doğuşu ile ulusalcılık bilincinin de yayılmaya başladığını hikâye ettik ama siyasal liderlerin zihnini farklı kültür ve etnik kimlikteki toplumların farklı siyasal egemenlikler altında yönetilme gereği olgusu her zaman işgâl etmiştir. Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu din bütünlüğü çerçevesinde oluşmuş bir yapıdır ama bu, örneğin, İngiltere-Fransa gibi aynı dinden ulusların kapışmasına sahne olan “100 yıl Savaşları”nı engelleyememiştir. Çoğu zaman yerel krallıklar ve papalık ihtilâf içinde olmuştur.

Güzel Philip IV., Fransa ve Navarre Kralı

XIII. asır sonu XIV. asır başlarında, Fransa kralı “Güzel” lâkaplı Philip IV. ile Papa Bonifatius VIII. arasındaki mücadele bu karşıtlığın, Orta Çağlar sonundaki uç noktasıdır. Fransız monarşisini 1285’de kurmuş olan ulusalcı Philip, kendi başına hareketle Haçlı Savaşları sırasında çok yararlıklar göstermiş “Templiers-Tapınak Şövalyeleri” tarikatına karşı saldırıya geçip onları yasa dışı ilân etmekten ve çoğunu idam etmekten, mallarını” Hospitallier” tarikatına aktarmaktan, Fransa’daki kiliseler ve din adamları üzerine vergi yükümlülükleri koymaktan çekinmemişti. 1294’de makama oturan dişli papa Bonifatius VIII. ise 1296’da “clericis laico” adında” bir kararname çıkararak, papalık izni olmaksızın ruhban üzerine bir parasal yükümlülük getirilemeyeceğini (aforoz tehdidi ile) ilân etti. “Gallicanism”e (Fransız milliyetçiliğine) dinamizm veren Fransa’nın güçlü kralı buna Fransa’dan para ve değerli eşya çıkışını yasaklayarak yanıt vererek çetin bir mücadeleye yol açtı. İlerde, Wycliff’in fikirleri ile Protestantizm’in kaynağı olacak İngiltere ise, o tarihde Papa iradesine boyun eğmişti. Bonifatius “res publica Christiana- Hrıstiyan İnsanlık Cumhuriyeti” adında yazılı olmayan bir anayasaya dayanarak, batı Avrupa’da Papanın ve piskoposların yönetiminde birleşmiş bir siyasal toplumun varlığını duyurdu. Papanın görüşü, teologlar ve hukukçular tarafından savunuluyordu. Paris Üniversitesi ise Philip’e destek veriyordu. Bu üniversitenin seçkin teolog’u Dominican Jean Quidort, Papanın ancak ruhanî konularda yetkisi olabileceği, dünyevî sorunlarda ise, konu dolaylı olarak ahlakî ve dinî temele dayanıyorsa müdahale hakkı olabileceğini ileri sürerek, teolojiye, laik düşünenlerin her zaman tutunacakları çok önemli bir katkıda bulundu.

Zaman içinde, birçok hükümdarın, kendi çıkarı için din desteği alma ihtiyacı, özellikle, eski bahislerde görüldüğü üzere XV. asır sonlarından itibaren İspanyanın Dünya hâkimiyeti gücünü din motifine dayanarak elde etmesi Papalığın görece önemini sürdürdü. Ne var ki, evrelerini anlattığımız Protestantizmle “Res publica Christiana” parçalanıyordu. Bu sürecin kuramsal ve siyasal geri planlarını görelim.
 

Yayın Tarihi : 11 Şubat 2009 Çarşamba 14:02:00
Güncelleme :11 Şubat 2009 Çarşamba 14:13:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?