13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

İnanç ve Hoşgörüsüzlük (71)

I.NİKOLAY’IN ÇAĞI GERİYE ÇEVİRİŞİ:

Diktatör Çar I. Nikola’nın, Alman sanatçı Franz Krüger tarafından 1852’de yapılmış portresi (Ermmitage Müzesinde saklanıyor)

1825’de vefat eden Çar I. Alexander, haleflerine salt Yahudi değil, sınırları dışında nüfuzunun yayılması politikasının aracı olarak diğer dinlere düşmanlığı da miras bırakmıştı. Viyana Kongresi sırasında, Metternich’in Avrupa ülkelerinde mevcut monarşi yönetimlerinin meşruluğu” ilkesine istisna getirecek bir “Kutsal İttifak” icadı çıkarmıştı. Bununla İslam Devleti olan tarihî düşmanı Osmanlı elindeki Hrıstiyan uyrukların onun elinden kurtarma bahanesi ile Balkanlar ve Kafkaslardaki nüfuz alanını genişletme çabalarına engel çıkarılmaması emelini taşıyordu. Ve, vakit geçirmeden Osmanlı topraklarındaki Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan’da fesat çıkarma faaliyetlerine girişti. Oğlu yoktu, küçük kardeşi Nikolay (bazı sorunların hâllinden sonra) Çarlık tahtına geçti. Nikolay I. Selefi sofu Alexander’e rahmet okutan askerî otorite budalası bir sadistti. Devleti, Prusya usûlü kameralizm’le (kapalı kapılar ardında otokrasi) ve ordusunu sürekli güçlendirerek yönetmeyi Büyük Rusya hedefine uygun buluyordu. 1830’daki Polonya Krallığının isyanını tam bir vahşetle bastırmıştı. Aynı tarihde Osmanlıda tenkil edilen Bulgar isyancılar için o asrın sonuna kadar Avrupalı ozanlar tarafından (Oscar Wilde’ın “On the Massacre of the Christians in Bulgaria- Bulgaristandaki Hrıstiyan Katliamı” isimli sonesi gibi) mersiyeler düzülmüştür ama Polonyanın mağduriyeti ıskalanmıştır. Nikolay’ın gaddarlığı salt Polonyanın değil, Slav Grek Ortodoksluğu kimliği hedefinde açtığı dinsel kaynaştırma cihadı ile İmparatorluğundaki tüm farklı grupların üzerinde olmuştur.

Kurtuluş ve eşit haklar umudunu zaten çoktan kaybetmiş Rusya Yahudilerini ise akıllarına gelmeyen başka çileler bekliyordu. 20-30 yıldan beri yürürlükte olan “Rusya Askere Alma Yasası” gereği askerlik hizmeti 18 yaşında başlıyor; 25 yıl gibi inanılmaz bir süre alıyordu. Nikolay’ın, 1827 Ağustosunda yayınlattığı bir ukasede yasaya bir yorum getirtilmiş; Yahudi çocuklarının, bu 25 yıllık zorunlu askerlik süresinden önce, 12 yaşından itibaren altı yıllık acemi eğitimine alınmaları kaydı konmuştu. Onlar için resmen 31 yıla çıkan askerlik görevinin, bir daha dönemeyecekleri yuvalarından çok uzakdaki kışlalarda tecrit edilerek, birlik papazlarının misyonerliğinde kırbaçlarla Kilise ayinlerine sürüklenmeleri, Hrıstiyanlığı benimsemeye zorlanmaları, kışla yöneticilerinin işkencelerine, zoraki vaftizleri için suya batırılmaya, ağır işlerde çalıştırılmaya, aç bırakılmaya maruz kaldıkları göz önüne alınırsa, fiilen, ağır iş mükellefiyetli ömür boyu mahkûmiyet anlamına geldiği açıktı. Bu vaftiz seanslarında, İsevî olmaktansa intiharı yeğleyen Yahudi çocukların sayısı da az değildi. Kazan askerî karargâhının Çar Nikola tarafından denetimi münasebeti ile, Volga Irmağı kıyısında bu toplu vaftiz törenlerinden biri düzenlenmiş; Çarın bizzat emri üzerine suya batırılan çocuklardan hiç biri tekrar su yüzüne çıkamamıştı.

Osmanlının asırlar öncesi uygulamaya geçtiği, çok daha insanî koşullar altında cereyan eden eğitim sürecinden geçen gayrı Müslim asıllı çocuklara Devletin tüm ikbâl kapılarının açık olduğu devşirme Yeniçeri sistemi, üstelik fazla şımartılmaya yol açtığı için bir baskı grubu yaratmış, 1826’da tamamen lağvedilmişken; bir sene sonra benzer sistem Rusya’da, bir işkence aracı olarak başlatılıyordu.

Askerlik için Yahudi çocuk devşirmede doğrudan kahal yönetimi görevlendirildiği için cemaat içinde fesat çıkartılmış; feryatlarına bakılmadan çocukları ellerinden alınmış bağrı yanık ana-babalara kendi Yahudi yöneticileri hain, kötü kişiler gibi gösterilmiş oluyordu. Bu arada, “khapper” denilen devşirme asker toplama görevlilerinin yaptıkları suiistimaller de cabası idi. Zengin olanlar, rüşvet karşılığı çocuklarını yuvada tutabiliyorlardı. Bu hazin olaylar zamanın folkloruna geçmişti. Çocuk devşirme için evlere yapılan beklenmedik baskınlar; yedi oğlunu rüşvet karşılığı khapperin elinden kurtaran zenginin ayrıcalığı ile biricik oğlunu Çarın zûlmune kaptıran dul kadının ya da zalimlere kaptırmak istemediği oğlunu kendi elleri ile sakatlayan babanın trajedisi şiirlere, öykülere konu ediyordu. Khapperin geleceğini haber alan yüzlerce çocuğun ormanlara saklandıkları hâlde yakalanmaları ve arabalara tıka basa konup hayvanlar gibi sevk edilmelerine tanık olan ünlü Rus gazetecesi Alexander Herzen gördüğü manzara karşısında nasıl şoka uğradığını anılarında anlatır.

Nikolay, sürekli kent ve devlet sınırlarından keyfî yeni yeni tehcirler gibi başka çileleri de Yahudilere reva görüyordu. 1835’de “Kısıtlamalar Fermanı” adında bir ukase ile, Yahudiler Kiev Eyaleti ve buranın başkenti Kiev kenti sınırlarından sürüldüler. Ülke çapında sürgün planının tamamı yaşama geçirilemedi ise de, Yahudi yerleşimi muazzam ölçüde azaltılmıştı. 1855’e gelindiğinde Litvanya, Küçük Rusya, Yeni Rusya ve Ukrayna’nın bazı kentlerinde Yahudilere özgü çitli alanlar açılmıştı. Ama bunlar Polonya Krallığındaki çitli Yahudi yerleşimi alanlarından çok dardı. Yahudilerin Hrıstiyan ailelere hizmetkârlık etmeleri, 18 yaşından önce evlenmeleri engelleniyor; resmî yazılarında Yidiş dili kullanmaları yasaklanıyordu.

Nikolay seleflerinin, tarım işletmeleri yolu ile Yahudilerin asimilasyonu politikasını da ısrarla sürdürüyordu. 1835’de, Maliye Bakanı Egor Kankrin’in önerisi ile Sibirya’nın boş toprakları, çocuklarını askerî hizmetten muafiyet karşılığında Yahudi ailelerin yerleşimine açıldı. Bu onlar için çok cazip bir teşvik ögesi olduğundan, binlerce aile Doğuya, Sibirya’ya yola düştü; ama, çorak, donmuş topraklardan geçerken binlerce insan da soğuktan, hastalıktan, yorgunluktan telef oldu; bir çoğu da aç, bi-ilaç, paçavralar içinde çitlerine geri döndüler. Sibirya’da yer bulanlar, kendilerine verileceği vaat edilen alet, edevat, tohumları dağıtacak yoz memurların bunları kendi zimmetlerine geçirmeleri karşısında elleri böğürlerinde kaldı. Nikolay 1837’de tam bir fiasko olan “Tarım Programı”nın durdurulduğunu ilân etmek zorunda kaldı. Bu duyuruyu yaparken, Yahudilerin (Özbek ve Kalmuk Türklerinden oluşan) Sibirya halkının ahlâkını ifsad etmelerinin önüne geçme amacını gerekçe olarak göstermişti.

O arada, Çar, Yahudi tebaasının sapkınlıklarını kırmak için sansür yolu ile ruhanî yaşamlarını denetim altına alma yolunu gitti. Yahudi basımevleri, özel kitaplıkları yağmalandı. Araştırma değeri olan pek çok İbranî ve Yiddiş dilindeki kitap, hangi konuyu içerdiklerine bakılmadan yakıldı. Örneğin, Yahudi tarihinin ilk rasyonel teolog ve filozofu Maimonides’in Yahudilerce çok popüler lâkabı olan “Rambam” adını taşıyan bir kitap, Yahudilerin Hrıstiyan çocuklarını kaçırdıklarını, onları öldürüp kanlarını içtiklerini anlatıyor iftirasına kurban gitmiştir.

Yahudilerin, Tevrat’tan doğan dinî fanatizminin ve ayrımcılıklarının gene de kırılamaması üzerine Çar, 1840’da Devlet Bakanı Kont Ksilev’e bir komisyon toplayıp onların asimilasyonu için etkili öneriler üretilmesini istemişti. Baskı sisteminin sağlıklı bir amalgamasyon aracı olmadığını bilen Ksilev ve komite üyeleri de bunu Saraya zor anlatacaklarını biliyorlardı. Kahalların özerkliğinin büyük ölçüde kısıtlanması karşılığında, daha az radikal önlemlerle Yahudileri genel yaşama sokma formülü getirdiler. Ama çok radikal olan Çar, 1844’de kahalların tümüyle tasfiyesini emretmiştir. Yahudiler buna karşı, yaşamlarının, iş, eğitim, din, insanî yardım gibi çeşitli alanlarını gizli bir özerkliye alan ve cemaat dayanışmasını olabildiğince bir bütünlük içinde sürdürülmesine olanak veren, görünüşte iş yerleri gibi faaliyet gösteren “hevra” denilen dernekler kurmakla çözüm getirdiler. Cenaze işlerine bakan, yetimhane ve yaşlılar için huzurevi işleten, yoksul çocukları eğiten hevra’lar vardı. Hattâ, bir hevra da etrafta bu faaliyetleri meydana çıkarmak üzere denetime geçmiş ajan (khapper) bulunup bulunmadığını gözlem altına alacak erkete görevini yüklenmişti. Çar’ın tahrip etmek istediği Yahudi dayanışması, onn iradesine rağmen, sürdü gitti.

Rus Eğitim Bakanı Sergei Uvarov'un Orest Kiprensky tarafından 1815’de yapılmış portresi

Çar’ın ulusalcılık öğretisi, tüm aydın yapısına ve parlak bürokratik kariyerine karşın politik tutuculuğu seçen Eğitim Bakanı Kont Sergei Uvarov tarafından daha 1833’de: “Otokrasi, Ortodoksluk ve Ulusalcılık” olarak formüle edilmişti. Ama onun, Yahudi çocuklarına Rus ulusalcılığını, güvenlerini sağlayarak benimsetme yolundaki, örneğin, önce “melamdim” denilen Yahudi öğretmen gençler yetiştirme yolundan Yahudi çocukların ruhlarına sızma gibi tüm çaba ve önlemleri boşa çıkmış; salt bu yüzden, Batı Avrupada Sosyalist kaynaşmaların uç noktaya vardığı, Marx ve Engels’in “Komunist Manifesto”yu yayınladığı 1848 yılında bakanlıktan istifa etmişti.

1850’de, Eğitim Bakanlığı, tüm bu baskı önlemlerinin yarar sağlamadığını, dinî fanatizm direncini kıramadığını; bir zamanlar yakılan “Rambam” kitabının Yahudi çocuklarına okuma metni olarak verilmesi gerektiğini, bir rapor halinde Nikolay’ın bilgisine sunarak liberal tavrı işaret etmiştir. Ancak, Çar’ın inadı, hezimetle sonuçlanan Kırım Savaşı sırasında zatürieden yaşamını yitirmesi ile yok edilecektir.
 

Yayın Tarihi : 7 Mayıs 2009 Perşembe 12:30:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?