8
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

İspanyol Edebiyatından Seçkiler (54)

JOSÉ ZORILLA Y MORAL ve eserleri

José Zorilla y Moral

İspanyol romantizminin Espronceda’dan sonra ikinci temsilcisi olarak bilinen José Zorilla y Moral 21.Şubat.1817’de Valladolid’de doğdu. Kral Ferdinand VII.nin çok güvendiği bir yargıcın oğlu olarak Madrid’de “Real Seminario de Nobles- Kraliyet Soylular Okulu”nda Cizvitler tarafından eğitilmiştir. 12 yaşından itibaren şiir yazmaya ve Lope de Vega ile Calderón’un oyunlarında rôl almaya başlamış. 1833’de, ailesinin hukuk öğrenimi alması için gönderildiği Toledo Üniversitesinden kaytarıp bir yıl avare dolaştıktan sonra Madrid’e kaçtı. Muhafazakâr babasının kendisini izleyen arkadaşları onun gözünü korkutmaya çalıştılar ama onları dinleyeceği yerde muhalif bir gazete kurdu. Filipinler sürgününden zor kurtuldu ve bir kaç yıl yoksulluk içinde yaşadı. Gene İspanyol romantizminin önde gelenlerinden gazeteci, eleştirmen, hicviyeci Mariano José de Larra’nın 1837’deki intiharı üzerine yazdığı ve Larra’nın cenaze töreninde okunan çevirisinin bir bölümünü de aşağıda vereceğimiz şiiri ona ün kazandırdığı gibi o zamana değin değeri su yüzüne çıkmamış olup “Vuelva usted mañana-Yarın tekrar gel” ya da “Escribir en España es llorar-İspanyada yazı yazmak ağlamaktır” gibi toplumun halinden memnuniyetsizliğini ve geleceğe bakmayı sloganlaştıran adajları hâla toplumsal hastalıklar için kullanılan ve Azorin, Unamuno, Baroja gibi 98 kuşağı yazarlarına ilham veren Larra’nın tanınmasına da yaygınlık sağlamıştır. Larra ve Zorilla, kendilerinden sonra gelen romantiklerden (daha çok post-romantik olan) ve “Kara Kırlangıçlar Dönecek” şiiri ile hatırlanan Gustavo Adolfo Becquer ve eserlerini ana dili Galician ile yazan ve Séculos Escuros-Karanlık Yüzyıllar şiiri ile Galicia romantik hareketine dahil olan Rosalia de Castro’nun da yollarını açmışlardır.

Mariano José de Larra
Gustavo Adolfo Becquer
Rosalia de Castro

Larra ağıtı ile ünlendikten sonra rahatlayan Zorilla Alphonse de Lamartine ve Victor Hugo tarzı şiirlerini sürdürdü. 1839’da Antonio Garrcía Guttérrez ile birlikde “Juán Dondolo” piyesini yazdı; 1840’da “Cada cual con su razón-Hepsi Onun Yüzünden” oyunu ile dramatist kariyerini sürdürdü. Bunu izleyen beş yıl içinde, çoğu pek büyük sükse kazanan yirmiiki oyun yazmıştır. 1841’de yayınladığı “Cantos del trovador-Gezginci Ozanın Şarkıları” adındaki manzum ulusal destanlar güldestesi ona bir romantik (coşkucu) ozan olarak Espronceda’ya yakın bir saygınlık kazandıracaktır.

İlk yıllarında olağanüstü hızlı yazan bir yazar olarak tanınmıştı; ilk eserlerinden “El Caballo del Rey Don Sancho-Kral Don Sancho’nun Atı”nı üç hfta içinde, “El Puñal del Godo-Godo’nun Hançeri”ni iki günde yazdığını söylerdi. Ulusal destanlar drama eserleri için de ona esin vermiş; unutulmuş, gözden düşmüş eski oyunların onun elindeki adaptasyonlarıdaki eski destanlar yeniden ilgi uyandırır olmuşlardır. Örneğin, “El Zapatero y Rey-Kunduracı ve Kral”da XVII. Asrın az tanınmış dramatist’i Juan de la Hoz y Mota’nın “El montanés Juan Pascual-Dağlı Juan Pascual”ını yeniden ele almıştır. La mejor Talon la espada-En iyi kılıç kabzası” gene XVII. Asırda yaşamış papaz bir dramatist olan Agustin Moreto y Cavana’nın eseri “Travesuras del estudiante Pa-atoja-Pa-atoja Öğrencilerinin Şakalarının” yeni bir versiyonudur. En beğenilen ünlü “Don Juan Tenorio”su Tirso de Molina’nın “Burlador de Sevilla-Sevilla Soytarısı” ile (baba) Alexandre Dumas’nın “Don Juan Marana”sının karma bir kurgusudur ki Dumas da bu piyesi Prosper Mérimée’nin ”Les dames du purgatoire-Arafdaki Kadınlar” oyunundan esinlenerek yazmıştı. Ancak, “Sancho Garcia”, “El Rey loco-Çılgın Kral”, “El Alcalde Ronquillo-Ronquillo Valisi” gibi oyunları özgün eserleridir. “Traidor, inconfeso y mártir-Hain, ,Günahını Gizleyen ve Şehid” için en iyi eseri olduğunu söyler.

Annesinin 1847’deki ölümü üzerine İspanyayı terk etti; bir süre Bordeaux’da kaldı; sonra Paris’e yerleşti. Orada 1852’de tamamlanmamış şiiri “Granada” yayınlandı. Yakalandığı ruhsal bunalım ve evhamları yüzünden üç yıl sonra Amerika’ya göç etti. Meksika’da geçirdiği onbir yıl boyunca pek fazla bir şey yazamadı. 1866’da İspanyaya döndüğünde artık dönemi geçmiş ve yarı unutulmuş durumda idi. Arkadaşları ona iş bulmaya çalıştılarsa da siyasal uzlaşmazlıklar yüzünden memuriyette tutunamadı. 12 yıl boyunca yoksullukla boğuştu. 1880 yılında yayınladığı “Recuerdos del tiempo viejo-Eski Zaman Anıları” adındaki özgeçmişi de onu fukaralıktan kurtarmaya yetmedi. Oyunları hâlâ sahneleniyordu ama onun telif hakkı yoktu.

1948 çekimli “Don Juan’ın Maceraları” filminde Errol Flynn ve Viveca Lindfors

Nihayet, ihtiyarlığında eleştirmenlerin onu yeniden ele almaları ününü iade etti ve 30.000 reallik bir emekli ikramiyesine kavuştu; İspanyol Akademisinden altın bir onur madalyası ve Ulusal İmtiyaz unvanı aldı. 23.Ocak.1893’de, Madrid’de vefat etti.

Don Juan Tenorio’nun kahramanı Don Juan Dünyanın hemen her terinde çapkınlık örnekleri ile birlikte anılan bir efsane kişilik olmuş; üzerine, değişik maceralarla çok sanat eserleri yaratılmıştır. Zorilla’nın, Tirso de Molina’nın “Burlador de Sevilla-Sevilla Soytarısı” ile (baba) Alexandre Dumas’nın “Don Juan Marana eserlerinden esinini aldığını söylediğimiz öykü Sevilla’da bir karnaval mevsimi başlar. Defne Tavernası afili ve kabadayı delikanlı Don Juan Tenorio’nun devamlı takıldığı bir yerdir. Taverna etrafındaki sokaklar şenliğe katılan yüzü maskeli kişilerle doludur. Don Juan da, uşağı Marcos Ciutti ile birlikte, aralarında daha çok kadın ayartmak ve düelloda daha çok adam öldürmek gibi bir rekabet iddiası olan başka bir kabadayı Don Luis Mejía’yı beklemektedir. Toplanmış grup içinde Don Juan’ın nişanlandığı Doña Inés de Ulloa’nın babası Don Gonzalo Ulloa da vardır. Don Luis de ile Doña Ana de Pantoja ile nişanlıdır. Birbirlerine meydan okumaları sırasında Don Juan’ın pek çok kadınla yattığını Don Luis kabûl etmek durumunda kalır ve kendini yenik hissederse de söz konusu kadınların angajmanı olmayan kolay kadınlardan olduğunu ileri sürer. Bu kez, altı günlük bir süre verilerek bir erkeğe bağlı ya da nişanlı kızlar üzerine bahis açarlar. Don Juan rakibinin nişanlısı Ana de Pantoja’yı gözüne kesmiştir. Bunu konuşmayı işiten müstakbel kayın peder don Gonzalo derhal yanlarına gelir ve düğünü iptâl ettiğini, Don Juan’ın kızının yanına gelmesini men’ettiğini bildirir. Don Juan buna gülerek, doña Inés’i kendisine gönül rızası ile vermezse kaçıracağını söyler.

İlk perdenin ikinci bölümünde iddiası uğruna karizmasını kullanarak ya da rüşvet ve şansının yaver gitmesi ile doña Inés’in odasına kadar sızar; fakat manastıra kapanmaya niyet etmiş bir azize gibi namuslu kızı iğfal etmeyi başaramaz. Kızın kent dışında kapandığı manastıra da gider, oradaki ikna edici konuşmasına karşı onun şehvetten daha öte bir duyguya sahip olduğunu kabûl eden kız da aşkını açıklamak durumunda kalır. Ancak, don Luis, doña Ana’yı iğfal ettiği iddiası ile don Juan’ı düello’ya davet eder. Düello gerçekleştirilmeden önce, kulağına don Juan’ın kızını kaçırıp iğfal ettiği söylentisi gelen don Gonzalo, muhafızları ile birlikte onu yakalamaya gelir. Don Juan, bu kez kızı ile evlenmesine izin vermesi için onun ayaklarına kapanır. Yaşlı adamla don Luis korkusundan böyle yaptığını sanarak onunla alay ederler. Don Juan: “Madem siz benim iyi bir adam olmamı istemiyorsunuz; ben de bir iblis olabilirim!” der ve don Gonzaloyu vurur; don Luis’i de düello’da şişler; ve yetim kalan doña Inés’i terkederek ülkeden kaçar.

İkinci perde açıldığında beş yıl geçmiş, affa uğrayan don Juan Sevilla’ya dönmüştür. Ancak, ikametgâhının olduğu yer yıkılıp kabristana dönüştürülmüştür. Don Gonzalo’nun, don Luis’in ve doña Inés’in heykelleri mezarlarının üstlerine dikilmiştir. Çalışmasını yeni bitirmiş olan heykeltıraş don Juan’a, babası don Diego Tenorio’nun, oğlunu evlâtlıktan reddettiğini ve bu malikâneyi kurbanların anısına adadığını söyler. Doña Inés de terk edildikten bir süre sonra kahrından yaşamını yitirmiştir. Öykü kahramanı kurbanlarının heykelleri önünde pişmanlık duygularını dile getirir; doña Inés’in tasviri önünde de çırpına, çırpına affedilmesini; kendisi hiç olmazsa bir gün bile daha hayatta kalsa dayanamayacağı için onun yaşama dönmesini diler. Inés’in Arafdan seslenip Tanrı ile Juan’ın günahlarını üstlenmek için bir pazarlığa giriştiğini görür; Tanrı ise ikisinin ruhlarını sonsuza dek birleştirmiş; ikisinin birlikte ya kurtuluş ya da lânetlenme yolunun seçimini don Juan’a bırakmıştır. Bu olayı anlattığı iki eski arkadaşı Centellas ve Avellaneda don Juan’ı hayâl gördüğüne ikna ederler. O zaman babayiğitliğini kanıtlamak için, kâfir yanı ağır basar ve don Gonzalo’nun heykelini akşam yemeğine davet eder. Ondan sonraki sahnelerde de, don Gonzalo gerçekten yemeğe çıkagelinceye kadar cennete ve ölülere dil uzatmayı sürdürür. Diğer iki davetli görünmemiştir ama Juan meydan okumaktan vazgeçip edepli konuşur. Ancak don Gonzalo ona artık vaktinin geçtiğini ikaz eder. Avellaneda ve Centellas uyandıklarında kendisi ile alay edip yanlış yola sürüklediklerini anlatmaya çalışır; onlar gene alay edince kavga kılıçların çekilmesi ile sona erer.

Don Juan’ın gene kabristanda görüldüğü ikinci perdenin üçüncü bölümü için eleştirmenlerin yorumları farklıdır. Onu oraya don Gonzalo’nun hayaleti götürmüştür. Onun mezarı açılır ve içinden don Juan’ın hayatının temsil edildiği ve sonuna gelmek üzere olduğunu gösteren bir kum saati çıkar. Don Gonzalo, Centellas’ın düello’da onu zaten öldürdüğünü açıklar ve don Juan’ın kolundan tutarak onu Cehenneme götürür. Don Juan ölü olmadığını haykırır; af diler. Karşısına doña Inés çıkar; ona kefaret eder ve birlikte Cennete girerler.

Finalinde don Juan’ın nedamet ettiği bir senaryo hazırlayan Zorilla etik değerlendirme açısından Tirso de Molina’nın özgün oyunundan farklı görülmüş, Don Juan’ı uslandırması Zorilla’nın Katolik inancına sadık bir muhafazakâr olduğu yorumlarını getirmiştir.

İspanyada en uzun süre sahnelenen oyun olan “Don Juan Tenorio” aynı zamanda Tüm Azizler Günü (İsp. “Todos los Santos”, Yunanca orijinal adı ile “Agion Panton”) gününde gösterime konması gelenek haline gelmiştir.

Zorilla’nın “A La Memoria Desgraciado Del Joven Literato D. Mariano José De Larra” şiirinin ilk on üç dizesini ve bunun Türkçe çevirisini verelim:

Ese vago clamor que rasga el viento
es la voz funeral de una campana;
vano remedo del postrer lamento
de un cadáver sombrío y macilento
que en sucio polvo dormirá mañana.
Acabó su misión sobre la tierra,
y dejó su existencia carcomida,
como una virgen al placer perdida
cuelga el profano velo en el altar.
Miró en el tiempo el porvenir vacío,
vacío ya de ensueños y de gloria,
y se entregó a ese sueño sin memoria,
“¡que nos lleva a otro mundo a despertar!

Genç Edebiyatçı D.Mariano José De Larra’nın Anınsına

Rüzgârı yırtıp geçen belirsiz çığlık
bir cenaze töreninin çan sesidir.
Yarın bir çirkin, çökük yüzlü cesedin
iğrenç bir toz içinde uyuyacağı
ağıt çölünün artık işe yaramaz bir gölgesidir.
Zevk vermesini yitirmiş bir bakire gibi
Mihrabın üstüne mekruh olmuş peçesini asıp
çürümüş bir artık bırakarak
yeryüzündeki görevini sona erdirdi.
Gelecek zamanın boşluğuna ve
utkunun ve rüyaların boşluğuna baktı
ve artık bu rüyayı, gözümüzü açacağımız
başka bir dünyaya götürmek üzere anılarından çıkardı.
 

Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2011 Pazar 11:59:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?