8
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

İspanyol Edebiyatından Seçkiler (70)

MARTÍN LUÍS GUZMÁN ve eserleri (V)

Zorunlu Borç:

General Porfirio Ornelas

Albay Dominguez ile birlikte Başkente dönmekte olan yazar yolları üzerinde Ojinaga kasabasındaki Devrimci güçlerin komutanı Albay Porfirio Ornelas ile tanışır. Genç, kültürlü, konuşkan ve mükemmel bir hatip olan Ornelas onlara kasalarında buradaki birliği besleyecek hiç para kalmadığından söz eder. Bunun için bulduğu çözüm kasabanın varlıklı bilinen eşrafından savaş koşullarının yükümlülüğü olarak zorunlu borç almaktır. Kendine göre kasabanın en zengin beş ismini bir listeye yazmıştır. Kasabanın zaptından önce haliyle Huertaya biat etmiş bu kimseler üzerinde her türlü baskıyı da mubah görmektedir. Listesindeki isimleri askerlerine aratır. Askerler listede adı geçenlerden Don Carlos Valdés adında olan hakkında sağlıklı bir bilgi alamazlar; soyadı tutan bir kaç kişi vardır. Fakat kasabadaki Carlos Valdésin eşraftan ve çok varlıklı biri olmadığı; Don Vicente Valdés’le karıştırılma ihtimâli bulunduğu söylenir. Ama askerler listedeki isme itibar ederek Carlos Valdésle birlikte, Diaz Gonzáles, Pedro Salas Duarte, Marciano de la Garza, Igancio Muriedas adlarındaki kasaba ileri gelenlerini, artık general unvanını almış, Ornelas’ın karşısına getirirler. General, tümen hazinesi hesabına alındı mukabilinde borç olarak 5.000 peso’nun oniki saat içinde Carlos Valdés tarafından getirilmesini emreder. Diğerleri için biner peso farklarla 6-9.000 peso arası yükümlülüklerini orantısal olarak daha uzun sürelerde (en geç olanı yirmi dört saat içinde) yerine getirmelerini, aksi takdirde süre bitiminde asılacaklarını ikaz eder. Carlos Valdéz fukara olduğunu ileri sürerek ter ter tepinmektedir. General lâf dinlemez. Nitekim süre dolduğunda, başka uzman kişi olmadığından, sağlam bir urgandan bizzat ilmek yaparak, karargâh alanındaki bir meşe ağacına zavallı Valdéz’i astırır. Diğer yükümlüler, hisselerine düşen borç paraları bulup buluşturup zamanında generale takdim ederler. “Benim sistemim hiç başarısızlığa uğramaz!” diye öğünen Ornelas’a Guzmán: “Her halde Valdés dışında” yanıtını verince: “Ben zaten onun para veremeyeceğini hesaba katmıştım,” der. “Peki, o zaman neden onu astın?” sorusuna yazar: “Diğerlerinin ödemelerini tam yapmalarını garanti altına almak için!” yanıtını alır.

Hapishane Gölgesinde:

Luis Cabrera

Yazar Başkente döner dönmez Carranza-karşıtı entellektüel ve asker grubu içinde hararetle durum muhakemesi görüşmelerine girişir. Héroes Sokakdaki Don Joaquin Casasús’a*(1) ait iken Luis Blanco’nun kira karşılığı ikamet etmekde olduğu evde Luis Cabrero*(2) ile buluşurlar. Blanco, Cabrera’ya pek güvenemez; onun şartlandırma işini Guzmán’a bırakır. Guzmán Cabrera’ya Carranza’nın bencil politikasına, çevresindeki insanları liyakatlerine göre değil, kendisine bağlılığına göre riyakârlar arasından seçmesine, Vasconcelos Maytorena, Angeles, Villareal, Blanco, Bonilla gibi erdemli askerlere, kendi meşrebine uydurmak için, kanca takmasına, şeytanî tutku ve entrikalarına, yeni bir Porfirio Diaz iktidarı kazanma dışında bir emeli olmadığına, sert politik tartışmaların devrim idealleri gargarasına getirilerek aslında kişisel çıkarlar uğruna yapıldığına atıfla ondan Carranza’dan hayır kalmadığından söz ederek, lider olarak onun gölgesine sığınılmaması yolunda ikaz eder. Villa gibi Juárez kentinden Zacatecas’a kadar kazanılan parlak zaferlerin mimarını çekemeyen, “hiç bir zafer kazanmamış general” namı ile maruf Pablo Goanzález’i *(3) baş tacı eden Carranzaya artık güvenilemez. Bu görüşlere şaşıran Cabrera ikirciklidir. Onun iyi niyetinden emin olmakla birlikde üzerine daha fazla gitmezler. Fakat, Cabrera ile görüşmeden iki üç gün gün sonra Blanco’nun evine giden Guzmán ve Albay Dominguez, Carranza’nın mutemed adamı Alfredo Breceda ile karşılaşınca mideleri bulanır. Breceda Büyük Şef’in onların her ikisini de aramakda olduğunu söyler. Naklettiğine göre Carranza, Villa ile telgraf görüşmesi yaparken Villa’nın temsilcileri olarak onların da hazır bulunmasını istiyormuş. Guzmán bu tekliften çok huylanır; fakat meraka düşen Dominguez’i ikna edemez. Verilen saatte Saraya geldiklerinde Breceda kendilerini hemen Büyük Şef’e çıkaracağını söyler: ama aradan bir saate yakın zaman geçince bir pusu kokusu alan yazarın ısrarı ile kimseye görünmemeye çalışarak Sarayı terk ederler.

Pablo González Garza

Lucio Blanco’nun evine dönüp durumu anlatırlar. Cabrera ile görüşmeden sonra vaki olan bu olaydan o da kaygılıdır. Akşam yemeğine orada kalırlar. Mal sahibi Casasús’u hizmetkârlarını Lucio evde muhafaza etmiştir. Yemekte onlar servis yaparlar. Yemekde Carranza idaresinde Devrimin muazzam bir yozlaşmaya girdiği konuşulur. Artık devrim idealizmden ibaret bir şey değildir. Her şeyi çalıp çırpma, tahrip etmedir. Soygun ve talan’da mazaret düşman sayılanlara karşı yapıldığıdır. Başkentteki tüm araziler, binalar içindeki eşyalarla birlikte el değiştirmekte bunun hesabı sorulmamaktadır. Lucio’nun ev sahibi Joaquin Casasús’un kitap bağışladığı kütüphanelerden, Genel Karargâhın emirleri ile kitap yağmalanmaktadır. Yollardan geçen devrimci savaşçılar sadece pislik ve harabiyet bırakırlar. Devrim liderlerinin yeni ikametgâhları gasp edilmiş malikânelerdir. Sadece Lucio’nun oturduğu ev ganimet değildir. Meşru biçimde kiralanmış olup orası bile talana maruz kalmaktadır. İşçi ve hizmetçi olarak gelen bazıları mobilyadan içki stokuna varıncaya kadar evi boşaltmaktadırlar. Bazıları yakalanıp tekme ile sokağa atılıyorsa da bu kokuşmanın zararını Lucio bile görmektedir. Artık, halk arasında “soymak, talan etmek” “Carrancear-Carranzalaştırma” deyimi ile ifade edilmektedir.

Bu dertleşmeden sonra, Lucio, temelde konuklarının durumu hakkında nabız yoklamak üzere Carranza’yı ziyaret eder ama Carranza onlardan hiç söz etmez. Ya gerçekden onları tevkif etmeyi tasarlamaktadır ya da onları hedef alan bir planı yoktur. Lucio onlara gene ihtiyatlı olup Villa’nın yanına dönmelerini salık verir. Onlar da gitmeden önce bir kafede karşılaştıkları iki generalle sohbet edip Lucio’ya nasıl bir hediye alacaklarını tartışırlarken Breceda oraya da çıkagelir: “Yahu, tam Villa ile telgraf bağlantısı kurulmuşken siz ortadan yok oldunuz!” diye çıkışır. “Şimdi tekrar Villa arandı. Siz olmadan ben Şef’in yüzüne bakamam” diye onları ikna eder. Çaresiz peşine takılırlar. Bu sefer zokayı yemişlerdir. Saraya girerken hemen tevkif edilirler ve tutukevine yollanırlar.

Alfredo Breceda

Bereket, Tutukevi Müdürü General Carlos Plank onları tanıyan ve çok sempati gösteren bir adamdır: “Siz burda tutuklu değil, benim konuğum olacaksınız,” diyerek, tutukevi alanındaki lojmanının en mutena suitini onlara tahsis eder. Havadar, bol güneş alan, geniş suit odalarının her birinin avluya da, sokağa da bakan pencereleri vardır; icabında buradan kaçmak çok kolaydır; fakat konuklar iyi niyetli müdürü zor duruma düşürmeyi akıllarından geçirmezler. Tutukevine girişlerinden iki saat sonra gelen ilk ziyaretçileri Miguel Alessio Robles: “Bu inatçı ihtiyar salak ihaneti ile devrimi mahvedecek” diye onlarıun duygularını paylaşır. Yanlarına gelen Müdüre: “Hey, Charlie *(4) beni niye tutuklamıyorsun; ben ölümüne Carranza karşıtıyım!” diye takılır.

Carranza, hemen ertesi gün Sonora, Sinaloa ve Chihuahua’daki ayrılıkçı olduğundan kuşku duyduğu başka politikacı grupları da zindana tıktı. Luiz G. Malváez, Don Manuel Bonilla, Enrique C. Llorente, onun kardeşi Leopoldo ve iki-üç gün sonra tutuklanan José O. Rodrígez, Luis Zamora Plowes de bunların arasında idiler. Artık, ülke dışı basında da Carranza’nın despotik bir yönetime gittiği haberleri yer alıyordu. Plank ve yardımcısı Martínez Urristra’nın hoşgörüsü ve Lucio Blanco, J.Pani, Luis Cabrera, Obrégon, Acosta, Saucedo, Villareal, Vasconselos, Santos Coy, hâtta Carranza’nın hizmetindeki Alfredo Breceda gibi devrimcilerin nazik ziyaretleri sayesinde tutuklular huzuru ve umudu yaşayabildiler ve Villanın eylemleri ve planları hakkında bilgi alabildiler.. Sadece yakın dost bildikleri Isidro Fabela’nın görünmemesi özelikle onu çok seven Enrique C. Llorente’yi yürekden yaralamıştı. Bu arada kulaklara gelen Gaucho Mújíca adında bir kiralık katile Villa’ya suikast tertip ettirilmesi planından da söz edildi. Sadece eski bir soylu mahkûm Díaz de la Torre’nin zarif eşinin kocasını günlük ziyareti tüm tutuklulara duygusal ve hüzünlü anlar yaşatıyordu.

Soldan sıra ile Villa, Gutiérrez ve Zapata, zaferle girdikleri Meksiko kentinde ilk Yüksek Toplantıda

Lucio Blanco tutukluların eğlenmesi için hapishane avlusuna her öğlen üstü bir askerî bando gönderiyordu. Eski tutukluların duvarlarda bıraktıkları yazıları çözmeye çalışma ayrı bir hobi oluşturmuştu cezaevi sakinleri için. Bir zamanlar Porfirio Diaz ve Huerta bile burayı mekân tutmuş duvarlara yazılar yazmışlardı.

Carranza’dan Kurtuluş:

 Antonio Irineo Villarreal González

Aguascalientes kentinde toplanan Devrimin Askerî Danışma Kurulu *(5) tutukluluların serbest bırakılması kararını çıkardı. Bu ortak iradeye de direnme eğilimindeki Carranza, bir taşla iki kuş vurabilme umudu ile açıkca Konvansiyon emrine itaatsizlik göstermemiş olmak için onların tutuk evinden çıkarılması; fakat öte yandan ABD ile sınır oluşturan Rio Grande (Büyük Irmak) kıyısındaki Matamaros birlikleri komutanı, kendine sadık General Nafarrate’ye teslim edilmek üzere götürülmeleri için muhafız subaylarına emir verdi; böylece elinden geldiğince tutuklulara eziyet etmiş ya da onları elden kaçırmamak için vakit kazanmış olacaktı. Aguascalientes Konvansiyonuna o sıralarda başkanlık eden General Antonio I. Villareal’in kendisine bağlı olduğunu düşünüyor; ama bu konuda çok yanılıyordu. Bu mert general Konvansiyon emirlerini kulak arkası eden Carranza’dan çok soğumuştu.

Ancak, Büyük Şef ne kadar despotik ve antipatik birisi olsa da “ölüm cezasından” ya da “suikasddan” kaçınma gibi bir erdemi olduğu için tutuklularda can korkusu yoktu. Gene de Hapishane Müdürü Plank: “Nafarrate haydudun tekidir; Dikkatli olun!” diye onları ikaz etmişti. Tutukluları teslim almaya bir yüzbaşı gelmişti. Müdür parmakla sayarak tutukluları ona teslim etti. Dominguez bir mütevazı görev adamı olduğu anlaşılan yüzbaşıya: “Bana bak!” dedi: “benim albay olduğumu biliyorsun, değil mi?” “Evet” yanıtını alınca “askerlik kurallarının değişmeyeceğini, onun esiri olsa da hareket halinde bu takımın genel yönetimini kendisinin üstleneceğini yumuşak başlı subaya hatırlattı. Trene bindiklerinde her şeyi o yönlendiriyordu.
Tren Monterey’de durak yaptığında istasyonda sanki taarruza hazırlanıyormuş gibi bekleyen bir asker müfrezesi görüldü. Başlarındaki, herkesin “Poncho Vázquez” diye andıkları popüler sima genç Albay Alfonso Vázquez tutuklu grubuna doğru geldi; yüzlerindeki endişeyi görünce dost bir tonda bu gruba kimin komuta ettiğini sordu. Görevli yüzbaşının: “Albay Dominguez” yanıtını vermesine şaşırdı. Dominguez “sefer halindeki yönetimin kendinde olduğu ama aslında yüzbaşının emanetinde oldukları açıklamasını yaptı. Vázquez alayla: “Emirleriniz nedir yüzbaşım?” diye sordu.

“Estağfurullah komutanım; sadece bu baylara refakat ediyordum; onları Ciudad Victoria’da ya da Matamoros’da bulabileceğim General Nafarrate’ye götüreceğim.” Vázquez neşeli tavrını bozmadan: “Güzel ama işler değişti. Aguascalientes Konvansiyonu Başkanı General Villareal bana seni askerlerinle birlikde Başkente dönmek üzere serbest bırakmamı emretti. Bilirsin o şimdi Cumhuriyetin en büyük otoritesidir. Tutukluların benim emrime geçecekler.

“Emredersiniz komutanım.”

Vázquez tutuklulara dönerek: “General Villareal bana Aguascalientes’e kadar size refakat etmemi emretti. “ dedi. Tutuklular yakışıklı Başkan Villareal ile karşılaştıklarında tümüyle serbest olduklarını öğrendiler.

Sürecek

*(1) Joaquin Casasús: 1858-1916 yılları arasında yaşamış Meksikalı ekonomist, hukukçu ve yazar. 1904’de Meksika Dil Akademisine üye, sonra da direktör olmuş. Kitap bağışları ile tanınmış, 1906’da ABD’ye Büyük elçi atanmış bir entelektüel. New York’da vefat etmiş.

*(2) Luis Vicente Cabrero Lobato: 1876-1954 yılları arasında yaşamış avukat, siyaset adamı ve yazar. Politik yazıları için “Lic. Blas Urrea”, diğer edebî yazıları için “Lucas Rivera” müstear adlarını kullanırdı. 1909’da “cientifico-bilimci” siyaset grubuna katıldı. Porfirio Diaz’a karşı yazılar yazdı. 1912’de “Escuela Nacional Jurisprudencia-Ulusal Hukuk Okulu”na müdür oldu. Carranza emrinde Maliye ve Bankacılık düzenlemeleri ile ilgili görevler ve Bakanlık aldı.

*(3) Pablo González Garza: 1979-1950 yılları arasında yaşamış bir maceracı. 6 yaşında yetim kaldığından Chapultepec Askerî Akademisi için burs almış; fakat öğrenimi terkedip maden ergitme işlerinde, demiryollarında, petrol şirketinde çalışmış. Porfirio Diaz’a karşı Madero isyanına katılmış; Devrim başlarında bazı başarıları ile göze girmişken, rütbe kazanıp ağır görevler yüklenince Orozco ile yaptığı her çatışmadan yenik çıkmıştır. Carranza ünlü İspanyol yazarı Blasco Ibanez’e verdiği bir röportajda: “General González Devrim’in en büyük birliklerine komuta etti; bu çatışmaların her birinden yenik çıkma gibi ünik (benzersiz) bir onur elde etti,” demiştir. González’in başka bir Meksikalı Halk kahramanı Zapata’ya kurulan ölüm tuzağı planını hazırladığı söylenir.

*(4) Carlos adının Anglo-Amerikan karşılığı “Charles” olduğu için Robles Carlos’a alaylı biçimde “Charles”ın kısaltılmışı olarak hitap eder.

*(5) Gran Convención de Jefes militares con mando de fuerzas y gobernadores de los Estados-Komuta konumundaki Askerî Şeflerin ve Devlet Yöneticilerinin Büyük Kurulu: Ordu Başkomutanı sayılan Carranza’nın 1.Ekim1914’de bir kararname ile kurulmasına lüzum gösterdiği ve ilk toplantısını Başkentte Millet Meclisinde yapan ortak bir karar kuruldur. İlk toplantıdan sonra yeri merkezî batı Meksika’daki Aguascalientes (Güzel Sular) ırmağı sahilindeki Aguascalientes kentine taşındı; “Aguascalientes Konvansiyonu” adını aldı.

 

Yayın Tarihi : 23 Temmuz 2011 Cumartesi 20:11:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?