22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Mitoloji Kaynaklı Sözcükler -35-


PİNDAROS: Thebai yakınlarında Kinoskefalay’da (İ.Ö.518–522 arası tam belirlenemeyen bir tarihde doğmuş, Thebai’de ömür sürmüş, Yunanistanda Argos’da (olasılıkla İ.Ö.438’de) yaşama veda etmiş olan bu en büyük Yunan müzikal şiir yaratıcısı ozan doğduğu yerde başladığı öğrenimini, sanat yaşamının kalpgâhı olan Atinada sürdürmüşdür. Kendisi gibi Boiotia’lı Hesiodosu ve pek çok başka ozanı dikkatle incelemiş; Hermioneli Lasos, yaşamları hakkında bilgi bulunmayan Agatokles ve Apollodorus isimli müzisyenlerden ders almış; koral şiirin bir tür bilimini yapmıştır. Dionizos ritüellerinde icra edilen bir şiir formu olan Ditirambos’un ve tragedyanın doğum yeri olan Boiotia’nın çok zengin gelenekleri ve verimli kültür ortamında kendisinde var olan sanat cevherini olaganüstü işlemiş; koro liristliğini bir meslek olarak benimsemiş ve bu cevheri öylesine özgün bir vadide kullanmıştır ki, İon-Attik mecrasının (suyolunun) dışına çıkmış, Küçük Asyadan Sicilyaya kadar farklı sesleri olan yörelerin hepsine hitabeden “Panhellenik” bir beğeni yaratmıştır. Bir yaşam öyküsünde doğum tarihi “65. Olimpiyad oyunlarının gerçekleştirildiği sıralar olarak belirlenir. Kendisi ise, bu tarihi “Pythia oyunları” takvimine göre vermiştir; bu bakımdan doğumu İ.Ö.520 midir yoksa 518 midir; karışmış.* Spor yarışmalarında üstün başarılı oyuncular onuruna yazılan “epinikion-epinisyen” denilen “od - güçlülüğün lirik şiiri” türünün üstadıdır; bu tür şiir kitaplarından, Olympian, Pythian, Nemean ve Isthmian şenlikleri ile ilgili dördü İ.S. II.asra kadar ders kitabı olarak okutulduğundan günümüze ulaşabilmişlerdir. Son dönemin antikite araştırıcılarından biri koral şiirlerini, İskenderiye Kitaplığında muhafaza edilmek üzere 17 kitapda toplamış. Bu kitaplardan biri ilâhilere (humnoi), biri paeanlara (paianes), ikisi ditiramboslara (dithuramboi), ikisi prelüdlere-açılış şiirlerine (prosodia), üçü bakire şarkılarına (parthenia), ikisi mimik danslı şarkılara (huporkemata), biri övgü şiirlerilerine (enkomia), biri ağıt şiirine (threnoi) ve dördü de yukarda söz ettiğimiz zafer odlarına (epinikia) ait. Dördü dışındakilerin ele geçen parçalarından da, içerikleri, yapıları ve sunuş tarzları hakkında yeterli bilgi edinilebiliyor. Ruhsal benzerliğinin de verdiği izlenimle çağdaşı Eskilosla tanışıp arkadaşlık etmesi çok olası. Atina için yazdığı epinikon od’lar içinde Alcmoenidli Megakles ve Nemeia vesilesi ile Timodemos onuruna yazdıkları özellikle etkilidir. Özel yaşamı hakkında biografik kaynak çok kıt. Evlenip iki kız bir erkek çocuk sahibi olmuş. Oğlu Dayfontos da şairliği ve Delfi’deki müzik etkinlileri ile temayüz etmiş ve aynı yetenekde alt soylar yetiştirmiş. Pindaros’un çok ustalıkla işleyip anlaşılır hâle getirdiği dinsel koro şiirleri, paean** ve ditirambos’ların tümünün içeriklerini vermek ozan’ın Dionizos festivallerine genel olarak etkisinden söz edildiği bu yazının amacı dışında.

Ozan, yukarda andığımız 17 koro şiiri kitabından da anlaşılacağı üzere zaten “koral liristliği” ana meslek edinmiş. Bu sanat: izleyicilerin ruhlarını ve düşüncelerini etkileyen dialogları da içeren müzik ve dans kompozisyonu yapmaktır. Kökeni, daha kadîm dönemlerdeki evlenme, cenaze törenleri gibi toplumsal vesilelerle icra edilen dinsel törenlerdir. Ancak, bu törenler, İ.Ö.V. asırdan başlayarak bu spesifik ve işlevsel özelliklerini kaybediyor; hattâ “Tanrı Dionizos’a Saygı Merasimi” olma amacını da aşarak, bunların figürarif ögeleri “Ditirambos” ve “Trajedi”, “sanat için sanat” yaklaşımı ile ana amaç haline gelmiş oluyorlar. Bu da, temelde, Pindaros’un yaratıcılığı ile koyduğu yeni formlarla gerçekleşmiş. Epinisyen odlarındaki öyküsel bütünlük eksikliğine takılan eleştirmenlerin bazıları, müzikal ve lirik güzelliği olan bu türün doğası gereği, içinde bütünlük, tutarlık aranamıyacağını savunuyor; bazıları da, biçimsel bütünlük yok gibi görünse de, bu şiirler dikkatle izlenirse tematik anlamın ve bütünlüğün de çıkarsanabileceğini, zaten arada bir açık biçimde bazı özsözlerle, konuyu toplayan açık mesajların da verildiğini ileri sürüyorlar Ozan’ın aristokrat bir kökeni olması, muhafazakâr gelenekleri sanatına taşımasında bir etken olmuş. Ahlâkiyatçı ve tutucu çevrelere karşı yaptığı kavgalar ve her türlü insanî güdüleri dizginlerinden boşaltan Islak Tabiatlı Bereket Tanrısının kaynağından beslenen sanat pınarı “Dionizos Tiyatrosu”na Pindaros’un sahip olduğu edep düzeyi ile müdahalesi sonucu denge gelmiş; fakat ozan, hiç bir zaman mitleri “dogma” olarak nakletmemiş. Hepsinde kendisine özgür bir eleştiri ortamı hazırlamış. Pythian iv kitabında görkemli bir biçimde işlediği Argonotlar öyküsündeki Iason’un karakterini anlatırken yaptığı gibi ciddî psikolojik çözümlemelere girmiş ve bunlar sahnelendiklerinde seyirciyi derinden etkilemiş.

Pindaros’un ditirambosları dğer türlere göre nicelik bakımından geride kalmışsa da “Atina” kenti için “Mor Taçlı” adındaki ditirambos’un ünü doruğa çıkmış; Atinalılar şükrân borçlarını ödemek için onu 10.000 drahmi nakitle ve Thebai temsilciliği ile ödüllendirmişlerdi.

Biçimsel olarak ölçüde “stanza”yı (kıta = dört dizelik şiir parçası) çok az kullandı. Stetsikhoros’un, İ.Ö.7. ve 6.asırlardan getirdiği (aynı vezinde strofik olan ve strofik olmayan dizelerin peşpeşe geldiği ve farklı vezinde bir epodos’un son sırayı aldığı) üçlü (triadic) kompozisyona ise en yetkin biçimini verdi. En favorisi olan model şiir ölçüleri eski bir kalıp olan “Eolik” ile “daktilo-epitrid”** idi. Bunlar eski Yunanlılarca lirik etkiyi arttırdığı için kullanılıyordu. “Daktilo-Epitrid” “daktil” ve “epitrid” adında iki ayrı veznin aynı şiirde ardarda kullanılmasıdır. Daktil: klasik şiirde bir uzun iki kısa heceden (İngiliz şiirinde bir vurgulu iki vurgusuz) oluşan “iambus-ayak” denilen bir vezin birimidir. (Daktilos: Yunanca “parmak” - “daktilo parmakla çalışan yazı makinesi). “Epitrid”ise üç uzun, bir kısa heceden oluşan ayaklı vezin (Yunanca “epitridos” 4/3 ölçüsünde demek). Yunanlıların “Iambos” dedikleri vezin birimi, dize parçası oluşturduğu için başka dillerde “ayak” olarak isimlendirilmiş; herhalde Fransızca normal “ayak” anlamındaki “jambe” da bu isimden kaynaklanmış.

Pindaros Yunan koral şarkı geleneğini zirve noktasına ulaştırdı. Doğal olarak, paganizmin, özellikle Dionizos kültünün zayıflayıp ortadan kalkacağı İ.S. V. Asra gelinceye kadar “epinikon od” türü işlevini ve özelliğini kaybeder ama buna koşut hamasî sanatta Pindarosun etkisi VXII., XVIII. asırlara kadar sürer; en ustası, XVI.asırda Fransa’nın “Plêiade” sanat grubunun temsilcisi Pierre de Ronsard olan öykünücülerinin onun uslûbu ile yazdıkları şiirler XVII. asırdan itibaren büyük ölçüde, İngiliz şiirini etkilemiş; Abraham Cowley 1656’da yazdığı “Pindarique Odes” adlı eserde bunlara “Pindarik od’lar” ismini veriyor ve bu geleneğin süreceği iddiası ile bu tarzı yeniden inşa ediyor. O ve William Congreve, Mitolojinin soluğunu büyük bir güçle XVI.ve VXII.lar İngiliz sanatına getiren, “Maske” allegorisi ile aristokratların gerçek yüzlerini gösteren, Londra yaşamını mitolojik satir uslûbu ile renklendirerek hicveden karizmatik dramatist Ben Jonson, Thomas Gray, Pindaros’u büyük ustalıkla taklid etmişler; ancak, Dryden’in, Wordsworth’un, Coleridge’in, Shelley’in, Tennyson’un sırasıyla “İskenderin Şöleni”, “Ölümsüzlüğün Dostluğu”, “Hüzün”, “Napoli”, “Wellington Dükünün Ölümü” üzerine yazdıkları yüksek esinli “Pindarik od”ların yüceliğine pek erişememişlerdir.


*Pythia Spor Oyunları: Pindaros’un antik Yunanda çeşitli merkezlerde, çeşitli tanrılar onuruna yapılan spor, müzik festivalleri hakkında yazdığı epinikon türü şiir kitaplarından dördünün çağımıza kaldığından söz ettik. Bunlar: Olimpiyad, Nemea, Isthmia ve Pythia spor ve müzik oyunları üzrinedir. En bilineni Olimpiyadlar: İ.Ö.776 yılında Elis Site-Devletinde Olympia’da Zeus onuruna önce bir günlük başlatılan, sonra süresi arttırılan spor karşılaşmalarıdır. Isthmia Oyunları: Korinthos Kıstağı üzerindeki Poseidon Tapınağında bu tanrı onuruna (Olimpiyat oyunlarından sonraki ikinci ve dördüncü ilkbaharda olmak üzere) iki yılda bir düzenlenen spor ve müzik yarışmaları (kökü kral Sisifos’a ya da Theseos’a dayanıyormuş). Nemeia şenliği: Argolis Nemeia’da bulunan Zeus Tapınağında (Olimpiyadların ikinci ve dördüncü yıllarında) iki yıllık Zeus adına icra edilen spor ve müzik şenliği. Pythia Oyunları: Apollon’un onuruna, özellikle Delphoi’da düzenlenen atletizm ve müzik yarışmaları idi; Olimpiyadların üçüncü yılı Ağustos ayında olmak üzere dört yılda bir gerçekleştiriliyordu.

** Paean (Paeon, Paian, Paion biçiminde de yazılıp değişik telâffuzlarla okunuyor): Burada “neşe ya da zafer şarkısı” türü olarak kullanılan bu sözcük Homeros’un “Iliada”sına göre tanrıların doktoru’na verilmiş isimdir. Bu bağımsız bir tanrı mıdır yoksa Apollo’ya verilmiş lâkap mıdır, bilinmiyor. Hesiodos bu iki kişiliği kesinlikle ayırıyor; son şiirlerinde “Paean”a bağımsız bir sağlık tanrısı konumu veriyor. “Paian” sağaltıcı (tedavi edici) demek; bu anlamı ile andığımız şarkı türünün ilişkisi var mıdır, tam kestirilemiyor; ama “neşe”nin ve”zafer”in sağlığa iyi gelmesi ile de bir münasebet kurabiliriz.


tytorun@hotmail.com

Yayın Tarihi : 5 Nisan 2007 Perşembe 10:48:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?