18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Rus ve Sovyet Edebiyatı (51)

Lev Nikolayeviç Tolstoy IV.

ANNA KARENİNA

Tolstoy’un bu ikinci başyapıtının yazımı önceden değindiğimiz gibi bunalımlı döneminin başlangıcına rastladığından, ayrıca dergi editör’ü Mihail Katkov ile siyasal konularda anlaşmazlığa düştüğünden 1873-1877 yılları arasında “Rusya Habercisi” dergisinde yayınlanması kesintiye uğramış; eserin tümü kitap formunda yayınlanmıştır. Yazar, daha çok bir kronoloji olarak nitelendirdiği “Savaş ve Barış” göre “Anna Karenina”yı ilk gerçek romanı olarak değerlendirir. Bu roman büyük edebiyat otoriteleri ve eleştirmenlerce doruğa varmış realist bir sanat eseri olarak kabûl görmüştür. 2007 yılında “J. Peder Zane’in, çağdaş 125 müellif arasında yapılmış bir oylamaya dayandırılarak yazılmış “En Tepedeki On Eser” broşürüne göre “Anna Karenina” tüm zamanların yazılmış en büyük romanı olarak seçilmiştir.

Roman yüksek rütbede bir bürokrat ve Devlet adamı olan Kont Aleksei Aleksandroviç Karenin’in kendisinden yirmi yaş küçük eşi Anna Arkadyevna Karenina’nın bir süvari subayı Kont Aleksei Kirilloviç Vronsky’e çok tutkulu biçimde aşık olmasının yarattığı trajediyi nakleden sekiz bölüme ayrılmıştır.

Birinci bölüm, (Anna Karenina’nın ağabeyi) “Stiva” diye anılan ve eşi Darya Aleksandrovna’ya (Dolly) sadık kalamayan Prens Stepan Arkadyeviç Oblonsky ile açılır. 34 yaşında Moskovalı soylu yüksek bir kamu görevlisi olan Oblonsky, St. Petersburg’dan gelecek olan kardeşi Anna’nın ziyaretini bekler. Bir yandan, Stiva’nın çocukluk arkadaşı 32 yaşındaki mahcup toprak ağası Konstantin Dmitriyeviç Levin (Kostya) da Moskovaya gelmiş; Dolly’nin 18 yaşındaki en küçük kız kardeşi Kitty’e (Prenses Katerina Aleksandrovna Şçebartskaya) evlenme önerme hazırlığındadır. Fakat, Kitty’nin peşine Kont Aleksey Vronsky’nin de düştüğünü öğrenir.

1935 yapımı filmde Greta Garb’nın canladırdığı Anna Karenina ve kocası Aleksey Karenin (aktör Basil Rathbone) ve oğulları Seryoza (Freddie Bartholomew)

Tren istasyonunda Anna’yı beklemekde olan Stiva Vronsky ile rastlaşır. Vronsky, annesi Kontes Vronskaya’yı karşılamaya gelmiştir. Anna ve Vronskaya aynı kompartımanda birlikte yolculuk etmişlerdir. Vronsky Anna ile ilk kez tanışır. O arada, bir demiryolu işçisi harekete geçen trenin önüne kazaen düşüp ölür. Küçük oğlu Sergey’den (Seryoza) ilk kez ayrılmanın huzursuzluğu içindeki Anna bu kazayı hayra yormaz. Yengesi Dolly’e ağabeyi Stiva’nın ona hâlâ sadık olduğu güvencesini verir. Dolly’nin gönlü biraz rahatlar; Oblonsky’i affetmeye hazırdır. Vronsky ise Anna’nın çekiciliği karşısında büyülenmiştir.

Eve gittiklerinde, düzenlenen baloda, dans sırasında Levin Kitty’e evlenme teklif eder. Evlenme teklifini Vronsky’den uman Kitty Levin’i mahcup bir eda ile reddeder. Fakat, Vronsky’nin Anna’nın peşinde olduğunu fark edince düş kırıklığına uğrar. Vronsky’nin kadınlara yakınlığı flörtten öteye gitmemektedir.

Anna’nın St. Petersburg’a dönmek üzere bindiği trende Vronsky de seyahat etmektedir. Orada yeniden karşılaşırlar; Vronsky kadına aşk ilân eder. Kadın çok etkilenmesine karşın bu ilk sürpriz öneriyi redddeder; çocuğu Seryoza’ya ve kocasına sadık kalmayı seçer. Levin ise derin bir gönül kırıklığı içinde çiftliğine döner.

2. Bölüm, Şçerbatsky’ler, Vronsky’nin kayıtsızlığının ve Levin’i kırmış olmanın alt üst ettiği Kitty’nin sağlığı hakkında hekim tavsiyeleri alırken başlar. Uzman doktorlardan biri Kitty’e ülke dışında termal kaplıcaları tedavisi almasını önerir. Kitty, ablası Dolly’e de, sadakatsizliği su yüzüne çıkmış ve masraflı kent yaşamına ayak uydurmak için arazisinin önemli bir bölümünü Levin’e satmaya çalışan Stiva’yı (Oblonsky) sevmeye devam etmenin zararına olacağını söyler. Levin değerli bir araziyi yok pahasına kendisine satmaya hazır olan Stiva’ya acımıştır.

Vivien Leigh (Anna) ve Kieron Moore (Vronsky), 1948 yapımı filmde

Anna ise, St.Petersburg’da sosyetedeve özellikle Vronsky’nin kuzeni olan Prenses Betsynin çevresinde daha sık görünmeye ve özellikle Vronsky ile daha samimî olmaya başlayınca dedikodular kızışır. Dedikodular kulağına gelen Kont Karenin, sosyal onurları hakkında kaygıya düşer se de Anna’nın sadakatinden kuşku duymaz.

Çok usta bir süvari olan Vronsky kısrağı Fru Fru ile bir engelli yarışa katılmıştır. Kısrak tökezleyip düşer ve omurgasını hasara uğratır. Vronsky hafif yaralarla bu vartayı atlatır ama iyileşmesi olanak dışı ve acı çekmekde olan atı (coupe de grâce-merhamet darbesi) ile öldürmesi gerekmektedir. Anna, kısrağın hamile olduğunu söyleyerek Vronsky’nin onu öldürmesini engellemeye çalışır. Fakat onun başda asıl duyduğu kaygı Vronsky’nin attan düşmesi olmuş; bu korku ve heyecanı gizleyememesi hemen yanı başındaki kocasının keyfini kaçırmış; bir yabancı için böyle alenen gösterilen bir endişeyi yakışıksız bulduğunu açıklamıştır. Anna, heyecanını yenemeyerek duygularını gizlemeye gerek görmemiştir. Kont Karenin, dedikoduları yatıştırma ve eski itibarlarına kavuşma umudu ile Vronsky ile derhal ilişkiyi kesme konusunda ültümatom’unu vermiştir.

Kitty bir Alman kaplıca kentine gider; orada kendini takvaya vermiş Madame Stahl ve tam bir azize gibi gördüğü evlatlığı Varenka ile tanışır. O da kendini tümüyle din’e adar. Babası bu durumdan hoşlanmaz; Moskovaya dönmesini ister.

3. Bölümde, Levin’in büyük kır malikânesinde kendini coşku ile çiftliğine ve hayır işlerine adadığını izleriz. Ancak, Avrupadaki tarım reformunun, Rus köylüsünün tümüyle kendine özgü kişilik yapısı yüzünden Rusyada uygulanamayacağına inanmaktadır. Bir vesile ile Dolly’i ziyaret eder; fakat Dolly’nin, onunla Kitty arasında nelerin geçtiğini anlamaya çalışmak için gösterdiği tecessüsden çok rahatsız olur. Zira artık Kitty’i unutmuş, kendini bir köylü kızla evlenmeye hazırlamaktadır. Ama Kitty’i bir araba ile ablasının evine gelirken görünce hâlâ onu sevdiğini hisseder.

St. Petersburg’da Kareninlerin evinde bunalım egemendir. Kont Karenin, Anna’nın ayrılmasına da izin vermemekte, onu çok sevdiğini söylemekte; Anna ise onun kendisine değil, kariyerine ve cemiyetteki imajına önem verdiğini ileri sürmektedir. Buna karşılık Karenin eşini Vronsky ile ilişkisini kesmediği takdirde oğulları Seryoza’yı da ona göstermemekle tehdit eder.

4. Bölümde Anna’nın inadına Vronsky ile muhabbeti koyulaştırdığına tanık oluruz. Kont Karenin için boşanmak için bir avukatla görüşme seçeneğinden başka şey kalmamıştır. Ancak, o tarihde, Rusyada boşanma kusursuz taraf olduğunu kesinlikle kanıtlayacak tarafa hak olarak tanınmış olup, kusurlu tarafın da bu durumu itiraf etmesi gerekmektedir. Anna’ya karşı iffetsizlik suçlaması onun toplumsal itibarına ağır bir darbe olacak; onun yeni bir evlilik yapmasını da engelleyecektir. Karenin, Anna’yı Vrosky’den aldığı bazı mektupları avukatına iletmek üzere vermeye zorlar. Anna’nın ağabeyi Oblonsky Kareninle görüşüp, evvela Dolly’nin fikirlerini almaya ikna etmeye çalışır. Dolly’nin Karenin’i ikna uğraşısı da boşa çıkar. Fakat Karenin, Anna’nın çok zor bir doğum sırasında ölümle yüz yüze geldiğini duyunca; yatağının ucuna gelir ve Vronsky’i affettiğini söyler. Vronsky, Karenin’in bu asîl davranışı karşısında çok mahcup olmuştur; intihar amacı ile kendini vurur ve ağır yaralanır.

1985 yapımı filmde Karenin çifti (Jacquelin Bisset ve Paul Scofield)

Vronsky’den adını “Annie” koydukları bir kız çocuk dünyaya getiren Anna tehlikeyi atlatmış; bebeğine bağlanmıştır ama kendisini affetmesine rağmen artık kocasının varlığına dayanamamaktadır. Oblonsky, artık Anna’yı boşaması için Karenin’den ricacı olmaktadır. Vronsky bu olaylardan uzak kalmak için Özbekistanda, Taşkentte bir askerî görev almış, hareket etmek üzeredir. Fakat Anna’yı sağ görünce fikrini değiştirir. Anna aşığı ile, Karenin’in boşanma önerisine yanıt vermeksizin, oğlu Seryoza’yı geride bırakarak Avrupaya geziye çıkar. Kız kardeşinin aile sorununu halledmeyen Oblonsky, Levin ve Kitty’nin arasını bularak onların nişanlanması başarısını sağlayabilmiştir.

5. Bölümde Levin ve Kitty’nin kırsal malikânedeilk üç ay boyunca mutlu bir yaşama başladıklarını görüyoruz. Ama, evlenmenin üretkenliğini bir ölçüde kısıtladığını gören Levin’in biraz keyfi kaçmıştır. Ayrıca, kardeşi Nikolay’ın tüberkülozdan ölmek üzere olduğunu öğrenip, onu görmeye koşarken Kitty’nin de beraber gelmek istemesine muhalefet eder. Fakat, Kitty’nin, üstelik hamile olduğu bir dönemde kayın biraderine büyük bir sevecenlikle hemşirelik etmesi kocası ile bağlarını güçlendirir.

O arada, Avrupa’da gezide olan Vronsky ve Anna durumlarını dostlarına kabûl ettirmeye çabası içindedirler. Kendini yurt dışında özgür hisseden Anna’nın bu konuda fazla takıntısı yok ise de Vronsky etraflarındaki aynı statüdeki Rus grubunun kınayan bakışlarına artık tahammül edemez hâle gelir. Resim yapmakla oyalanmaya çalışır; ama bu konuda yetenek ve ilham eksikliği vardır. Usanmış ve huzursuz vaziyette Rusyaya dönmeye karar verirler.

St. Petersburg’a geldiklerinde bir otelde, ayrı ayrı süitlerde yer ayırtırlar. Bulundukları ortamdan Vronsky için tekrar sosyeteye dönmenin mümkün olduğu; fakat Anna’nın artık cemiyete kabûl edilemeyeceği bir mahkûmiyetin beklediği anlaşılmaktadır. Eski yakın dostu Prenses Betsy bile onunla bir arada olmaktan kaçınmaktdır. Üstelik Anna’yı, artık Vronsky’nin ona karşı aşkının küllenmeye başladığı kuruntusu sarmıştır.

Kont Karenin, Anna’nın öldüğüne inandırdığı oğlu Seryoza’nın gözetimini, dindar Kontes Lidia Ivanovna’nın güçlü ve güvenilir kollarına emanet ederek içini rahatlamıştır. Annesinin öldüğüne inanmayan Seryoza’yı, dokuzuncu doğum yıl dönümünde aniden kaçamak ziyaret eden Anna, kocasına yakalanır; evi terkeder. Artık herkesden kaçmakda usanmıştır; Vronsky’nin ikazlarına karşın yeniden sosyeteye katılmak için bir tiyatro galasına gitmek ister. Eski dostlarınca açıkca dışlanır; tiyatroyu terkeder. St. Petersburg’dan umudu kesince, Vronsky’nin, Levin’e komşu olan kırsal malikânesine giderler.

6. Bölümde karısı hamile olan Levin’in çiftliğinin bir sürü akraba tarafından adeta istilaya uğradığını görürüz. Bunlardan haddini bilmez Veslovsky hamile Kitty’e açıkca sarkmaktadır. Levin bir süre sabırla durumu izler; sonra dayanamayıp onu kovar; Veslovsky de Vronsky’nin komşu çiftliğine gider. Dolly de Anna’yı görmek için bir ziyaret yapar. Tipik bir sefih’in yaşam kurallarını güden (örneğin, üniformasını dikmek için haftalarca el emeği, göz nuru döken terzisine olan borcunu ödemezken, garsonlara akıl durdurucu yükseklikde bahşişler veren ) Vronsky’nin malikânesinde çok lüks, ısraflı bir yaşam vardır. Ancak, Dolly muhteşem giysiler içindeki Anna’nın zaman zaman sıkıntı içinde gözlerini kısma gibi yeni bir adet edindiğini farketmiştir. Cüretkâr Veslovsky Anna ile de açıkca flört etmeye başlamıştır. Anna onunla eğleniyor gibi görünmeye çalışsa da huzursuzluğunu gizleyememektedir.

1997 yapımı filmde Fransız sanatçı Sophie Marceau (Anna) ve İngiliz aktör Sean Bean (Kont Vronsky) rôlünde

Vronsky kız kardeşi Dolly’den Anna’yı kocasından boşanıp kendisi le evlenerek normal bir yaşama dönmesi için ikna etmesini ister. Fakat Anna Dolly’nin ricalarını da geri çevirir; kendisinden soğuyacağı kuruntusunda olduğu Vronsky’nin kısa süreli gezilerinden sonra tartışma çıkarır. Bir ara onunla evlenmeye aklı yatar. Karenin’e mektup yazar; Vronsky ile birlikde Moskova’ya giderler.

7. Bölümde Levinlerin de, Kitty’nin doğumu için Moskovaya geldiklerini görürüz. Levin, hovarda Stiva’ya uymuş, Moskovanın çılgın sosyete hayatına girmiş; içmeye, kumar oynamaya başlamıştır. Klüpde Vronsky ile karşılaşırlar. Stiva ile birlikde, bir İngiliz yetim kızın bakımını üstlenmiş Anna’yı ziyarete giderler. Levin önce bu ziyaret için tereddüde düşmüştür ama sonuçda gerekli bulmuştur. Nitekim Kitty onun Anna’nın cazibesine kapıldığı kuşkusuna da düşmüş; fakat sonra, Moskovanın kendileri için olumsuz etki yarattığında uzlaşmışlardır. “Dmitri” (Mitya) adını verecekleri bir erkek bebekleri olacaktır.

Anna ise sosyal bağlarından iyice kopacak; uyuyabilmek için morfine başvuracaktır. Oblonsky (Stiva) Karenin’i peşinde olduğu bir mevki için tavsiye mektubu vermesini sağlamak amaciyle ziyaret etmiş; bu arada, iffetsizliği ifade eden her hangi bir zorlayıcı sebep kaydı bulunmaksızın Anna’dan boşanma davası açmasını da rica etmiştir. Fakat, Karenin, artık, hayatî kararlarının, kendine çok güvendiği Lidia Ivanovna’nın tavsiye ettiği bir Fransız “clairvoyant-uzgörü” sahibinin (medyum) yönlendirmesi ile alındığını söyler. İslamda “istihare” (bir işin hayırlı olup olmayacağını rüyadan öğrenme) denilen usûlle uykuya yatan bu medyum’un aldığı mesaja göre de Aleksi Karenin’in “boşanma” talebini reddetmesi gerekmektedir.

Aşığı ile evlenmesi gerçekleşemeyen Anna’nın durumu vehamet kazanır; boşanmayı Karenin’in reddettiğine inanmaz; aşkının sona erdiğine inandığı Vronsky’e karşı kıskançlık krizlerine girer. Artık, çektiği azabı sonlandırmak için intiharı düşünmektedir. Bu bunalım içinde, malikânede bulunmadığı bir sırada Vronsky’e telgraf çekerek Dolly ve Kitty’i ziyaret etmesi gerektiğini haber verir. Aslında hedefi, kendi ölümü ile ondan intikam almaktır. Romanın başında yer alan tren kazasından aldığı esinle kendini hareket etmekde olan trenin önüne raylara atar.

Anna Karenina’nın ölüme gidişi (Vivien Leigh)

8. Bölüm, ana öykü sona erdiği için gerek okuyucular gerekse eleştirmenler tarafından nazara itibare alınmamıştır. Konstantin Levin’in kardeşi PanSlavizm akımına katılır. Stiva çok arzu ettiği makamı elde eder. Kont Karenin, Anna’nın bebeği “Annie”nin de vesayetini üstlenir. Başından intihar girişimi macerası geçmiş Vronsky’nin de dahil olduğu bir grup Rus gönüllüsü, Türk yönetimine isyan etmiş Ortodoks Sırplar tarafında savaşmak için Balkanlara gider.

Bu bölümde, Kilise Hrıstiyanlığı ile iyi ahlâk’a farklı bakışları açısından Levin karakterinin, Tolstoy’un kendi fikirlerini temsil ettiği daha iyi anlaşılmaktadır. Hâttâ “Levin” adının Tolstoy’un ilk adı “Lev”e benzeyişi ve kendi karısı Sofya Behrs ile ilişkilerinin de Levin ile Kitty’nin ilişkilerine benzeyişi bu tipin bir bakıma kendi otobiografisi olduğunun somut bir işaretidir.

Anna Karenina genel olarak kırsaldaki saf üretkenlik ile kentin sosyetik yaşamı arasındaki zıtlığı; aile, evlilik, sadakat, kıskançlık göreneklerdeki riyakârca anlayışları, ten arzusu ve tutkuyu kurcalamaktadır. Eseri İngilizceye çeviren Rosemary Edmonds yazarın bu misyonu eleştirel ahlâkî bir irdeleme olarak yapmadığı; gerçek olaylardan yararlanarak kurguladığı için mükemmel bir realizm örneği verdiği romanda Rus sosyal yaşamının geniş bir panoromasını; özellikle, Devrim öncesi Çarlık Rusya’sında, çok karışık, masraflı ve aşağılayıcı prosedürlere bağlanmış boşanmanın sebebiyet verdiği ruhsal yıkıntıyı sunduğu; ancak, kimsenin kendi mutluğunu başkasının ızdırabı üzerine inşa edemeyeceği mesajını verdiği görüşündedir.

Eser azameti ile orantılı olarak gerek edebiyatta gerekse diğer sanat dallarında sayılamayacak ölçüde ele alınmıştır. İngilizceye, yukarda andığımız Rosemar Edmonds yanında, Nathan Haskell Dole, Constance Garnett, Louise ve Aylmer Maude, Joel Carmichael, David Magarshack, Margaret Wettlin, Richard Peaver ve Larissa Volukhonsky, Kyril Zinovieff ve Jenny Hughes tarafından yapılmış çok sayıda çevirileri vardır. Türkçeye Ergin Altay, Mustafa Bahar’ın kalemleri ile kazandırılmıştır.

Sürecek

Yayın Tarihi : 10 Temmuz 2012 Salı 15:04:17
Güncelleme :10 Temmuz 2012 Salı 15:13:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Dr. Selçuk Ant IP: 95.15.199.xxx Tarih : 11.07.2012 19:35:40

Meslektaşım Sayın Fuat'ın görüşüne aynen katılırım. Ülkemizin gençlerini sanatsal, kültürel ve sosyal yönlerden bilgilendirmeyi ve aydınlatmayı amaç edinen Kent Haber Sitesi'in tüm köşe yazarlarının bir çatı altında tekrardan bir araya gelmeleri, bizleri son derecede mutlu etmiştir. Kendilerine en derin saygı ve sevgilerimizi iletiriz !  


Teoman Törün IP: 88.241.28.xxx Tarih : 11.07.2012 20:02:26

Değerli okurum Sayın Fuat Yöndemliye ilgisinden dolayı çok teşekkür ederim. Sanırım bir teknik arıza oldu. Mamafih benim de bu ağır sıcaklarda gerçekden dinlenmeye ihtiyacım varmış. Biraz zihin toplamaya vesile oldu.


Teoman Törün IP: 88.241.63.xxx Tarih : 12.07.2012 14:49:41

Sayın Dr. Selçuk Ant'a da kalbî teşekkürler


fuat yöndemli IP: 193.255.246.xxx Tarih : 11.07.2012 10:27:43

Sevgili Hocam, Galiba tatildeydiniz. Hergün sizin tiryakisi olduğum yazılarınızı arıyordum.

Hoş geldiniz...