15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Seçim Ekstrası


Aktüalitenin olağanüstülüğü nedeni ile bugün dizi yazıma ara verip, her bilinçli seçmen gibi yerine getirdiğim yurt görevinin, kendi açımdan bir değerlendirmesini yapayım dedim. Daha doğrusu bu esin’i bana, Milliyet gazetesinin emektarlarından Sayın Hasan Pulur’un dünkü makalesi verdi. Uzun ömürler versin; Atatürk devrimlerine bağlılığını takdir ettiğim Üstat, bana göre, verdiği kararlardaki karizmatik isabeti tüm Dünyada teslim edilen Atamızın “çağdaş uygarlık” anlayışı ötesinde feci bir jakoben tavır içindedir. Haklı bir üzüntü ile yazdığı 23.Temmuz.2007 tarihli makalesini: “Ya sizler, yeminli Baykal muhalifleri, sizlerden ne haber? Beğendiniz mi yaptığınızı?” mealinde bir sonuçla bağlıyor. Yazımı bu azara yanıt formatında kaleme alıyorum.

Ben, Çağın koşullarını yakalayamayan, seçkinci, demokrasinin ve sosyalist düşüncenin özünü kavrayamamış, halkı, hele Doğu ve Güneydoğu halkını kucaklayamayan, tabuları olan, işine gelmeyen düşünce ve söz özgürlüğünü kısıtlama uygulamasına giriveren, sırtını güçlü kurumlara dayama kolaylığını seçen, yaptığı Bakanlıklardan birinde bürokrat olduğum için, kadrosu ile ne kadar benmerkezci, geçimsiz ve hırçın olduğunu bildiğim, bu köşedeki dizi ile bağlantı kurmak gerekirse “Narkissos”la kıyaslayabileceğimiz Deniz Baykal’a çok şiddetle muhalifim.

Baykal’ın partisinin topluma kapalılığı, partiye yeni üye kaydından ödü patlaması, gençlik kollarının bir etkinliğine tanık olunamaması, Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Altan Öymen ve bunlar gibi, partiye değerli hizmetleri sebketmiş bir nice emektara layık oldukları kadirşinaslığı göstermemesi, pek çoğu ile kanlı bıçaklı kavgalı olması, partinin tepesinde bir politbüro sistemi kurması, kendisi de uç noktada bir seçkinci olan prof. Emre Kongar’ı bile çileden çıkarmış; NTV’deki 23 Temmuz günlü “Yorum Farkı” programında yana yakıla anlatıyordu.

Baykal’ın akıl almaz tutarsızlıklarından:
1) Ecevit’in ilk kabinesindeki en hızlı solcu bakanken sonradan, Ecevit’i “Ortak Pazar”a girmemekle suçlaması;
2) Enerji Bakanı iken devletleştirdiği maden şirketlerinin sonradan bunlarla ilgili davalarının avukatlığını aldığı basında yazılmışken bunu yalanlamaması;
3) Ecevit’in ANAP ve DYP ile kurduğu koalisyonu, politik görüş farklılığı bakımından tutmayacağını iddia etmesi; sonra Çiller ile Yılmaz’ın ihtilâfı yüzünden koalisyonun dağılmasını kendi basireti olarak değerlendirmesi;
4) 1995 yılı sonunda, çok kısa süren Dışişleri Bakanlığında Türkiye’nin “Gümrük Birliğine” girmesi için Avrupa Parlamentosunun yapacağı oylama için, tehalükle, Avrupalı parlamenterlere açık destek verip, sonucu kendi zaferi olarak gösterdiği hâlde, Gümrük Birliğini faturasını sonradan Murat Karayalçın’a çıkarması gibi örnekler sıralayabiliriz.

Peki, gönlü Atatürk’ün devrimlerine bağlı ama Baykal’a şiddetle karşı bir garip seçmen olarak ben ne yaptım? Mitingden mitinge koşan Tuncay Özkan’ı dinledim; etkili sivil toplum kuruluşlarımızın, kâlplerinde Cumhuriyet devrimlerinin coşkusunu hâlâ sımsıcak taşıyan çoğu hanımefendi liderlerinin Cumhuriyet mitinglerinde lâiklik bayrağını vakarla dalgalandırdıklarına tanık oldum; sağ kesimden büyük oy potansiyelleri olan Yaşar Okuyan’ın desteğini, İlhan Kesici’nin, Lûtfullah Kayalar’ın partiye iltihakını gördüm. Gaza geldim; muhalefetime karşın, çoluk çocuğumu da peşimden sürükleyerek ödünç oy istemine olumlu yanıt verdim. Benim tanıdığım İP, TKP sempatizanları dahi aynı şeyi yaptılar.

Diğer sol partilerdeki % 0.1-0.3 mesabesindeki oyların toplamının %1-1,5’u aşmayacağını göz önüne alırsak, kazandığı %21’e yakın payın önemli bir bölümünün benim yaptığım gibi kerhen Baykal’ın partisine verildiği meydana çıkar. Sayın Pulur Üstat, herhalde Uzan’ın ve meydanlara yağlı urgan atan, totemci şoven, Türk-İslâm sentezcilerinin partilerine samimî sosyal demokratların yöneldiğini düşünmüyordur. Bu arada MHP’ye haksızlık etmeyelim AKP’nin parlamenter sayısı düşmesindeki onur payı ona aittir.

AKP’nin tarikat bağlantıları ve kadrolaşması çerçevesinde, benim de bildiğim rejim karşıtlarının bazı yönetim mevkilerine gelmesinin, rantabl kamu işletmelerinin haraç mezat satılmasının, çok daha ağır krizlere gebe, faiz-kur hormonlu sanal büyümenin yarattığı korku yanında, Baykal’ın, mahut Mart.2003 teskeresine muhalefet edip de tek başımıza Irak’a dalma sloganlarının tatbikatını merak ettiğimden tereddütsüzcesine oyumu ona vermiştim. Ama şimdi, Baskın Oran gibi, gerçek çağdaş uygarlık simgesi, insan hakları savunucusu güçlü bir sesi (Türkiye’nin en usta siyasal analisti Tarhan Erdem’in telkinine rağmen) Parlamentoya girmekten mahrum ettiğim için köpekler gibi pişmanın.

Ve dehşetengiz haber: istifa söz konusu değil; önceki seçimdeki oy oranını muhafaza ettiği gerekçesi ile CHP politbürosu bir yere gitmiyor. Dedilerdi ya, Baykal için, muhalefet sıralarından gümbür gümbür ötmek harikûlâde bir keyif.

Bundan sonra Baykallı ve programını ıslah etmemiş bir CHP benden ödünç oy isterse, bakalım ne alacak?

İşte, bir Baykal muhalifinden haberler böyle…

Kuzum Üstadım, sizin gazetenizde bu mesleğin okulunda okumuşlar var; oğlunuz yerine olacak ama, bu işi bilimsel düzeyde yürüten Can Dündar’dan, siyasal eylemciliğin bedelini ödeyerek deneyim geçirmiş Hasan Cemalden, Güngör Uras, Güneri Cıvaoğlu, Metin Münir, Semih İdiz, Derya Sazak gibi olgun kalemlerden ders alsanız çok yararlı olacak


tytorun@hotmail.com
Yayın Tarihi : 24 Temmuz 2007 Salı 12:02:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K.Mükremin BARUT IP: 85.99.3.xxx Tarih : 25.07.2007 13:26:48
SAYGIDEĞER TEOMAN TÖRÜN ÜSTADIM. YAZINIZA NOKTASINDAN VİRGÜLÜNE KADAR KATILIYORUM. HEMEN "SAVE" ETTİM. ANCAK; BİR MİTOLOJİ ÜSTADI OLAYA BU KADAR ANALİTİK BAKABİLİRDİ. ÇOK DEĞERLİ VE BİLGİ TEMELLİ SAPTAMALARINIZ VAR. NE OLUR ARADA BİR GÜNCELLE İLGİLİ BU TÜRDEN MAKALELER DE YAZSANIZ. "Baykal’’ın akıl almaz tutarsızlıklarından:" DİYE SIRALADIĞINIZ KONULAR GİBİ YÜZLERCESİ VAR. BEN ARTIK ELEŞTRMEK YERİNE, DÜNYADA ROCKEFELER BURSU İLE YETİŞMİŞ SİYASET ADAMLARININ, KENDİ ÜLKELERİNDE NASIL DURDUKLARINI MERAK EDER OLDUM. ANTİEMPERYALİST BİR ULUSUN, EFSANELMİŞ BAĞIMSIZLIK SAVAŞININ, YAKIN TARİHİMİZDEKİ YER ALIŞ BİÇİMİNE BATILILAR MÜDAHALE EDEMEMİŞLERDİR. BU NEDENLE O ŞEHİT VE GAZİLERİN TORUNLARI, BU GÜN KAÇINILMAZ OLARAK ANTİEMPERYALİST OLMUŞLARDIR. YAHUDİ BURSLARIYLA EĞİTİLİP ÜLKELERİNE GÖNDERİLENLER, ONALRIN ÇİZDİKLERİ SINIRLARIN DIŞINA ÇIKABİLİRLER Mİ ? CHP GİBİ TÜRKİYE'NİN HARCINI KARAN BİR PARTİNİN BU KADAR ACIMASIZCA VE ISRARLA BLOKE EDİLMESİ ARAŞTIRILMAYA DEĞMEZ Mİ ? BENCE ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK BU İŞİN PEŞİNE DÜŞMELİ. A SAYGILARIMLA. K.Mükremin BARUT 25 Temmuz 2007