5
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

'Tanımam demek işe yaramaz'

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin ek protokolü onaylaması durumunda, "Hükümet böyle bir durumda istediği kadar ben Rum'u tanımam desin, bizi mahcup eder kendisi de mahcup olur" dedi.

Denktaş, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Sinerji Kolu tarafından düzenlenen "Kıbrıs-AB ve Türkiye" konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilgi nedeniyle öğrencilerin bir çoğu salon dışında kalırken, söyleşiye Batı Trakyalı Burhan Hüseyin'in konuşmaları damgasını vurdu. Denktaş, söyleşinin yapılacağı Mithat Özhan Amfisi'ne geldiği zaman dışarıdaki öğrenci kalabalığını görünce, öğrencilere burada bir konuşma yaptı.

Öğrencilere Atatürk'ün Nutku'nu mutlaka okumaları gerektiğini hatırlatarak, "Nutku okumayan okusun. Okuyun bu güzel Cumhuriyet nasıl kurulduğunu görün. Atatürk'ün gençliğe hitabesini cebinizden eksik etmeyin. Türkiye'yi bölmek isteyenler var sakın oyuna gelmeyin. 1960'larda sağ-sol meselesini çıkardılar sizleri birbirinize vurdular, yetmedi terörü çıkardılar, yetmedi şimdi dinli dinsiz Atatürk dinsiz, meselesini çıkardı.

Söyleyeceğim size şudur. Bu memlekette Atatürk gökten inse dinimiz sancağıdır, dinimiz gökte ise Atatürk sancağıdır. Biri diğerinden ayrılamaz. Atatürk bu güzel memleketi size armağan etti bunun kıymetini bilin, diri durun milli davalarda boyun eğmek yok. Sakın ola size kimse Amerika güçlü devlet böyle istedi, ne yapalım demeyin. Atatürk Sakarya'da ne yapmışsa onu yaparsınız. Büyük güçlü onurlu bir devletin gençlerisiniz Atatürk'ü okuyun" diye konuştu.

Dışarıda yaptığı konuşma sonrası ayakta alkışlandığı salonda konuşmasını sürdüren Denktaş, Türkiye'de AB'ye giriş sürecinin halka anlatılmadığını ileri sürerek, "Türkiye Kıbrıs'ı bırakıp çekip gidebilir mi? Türkiye nehirlerini AB'nin idaresine verebilir mi? Türkiye bazı vilayetlerin nasıl kullanılacağını bildiği halde üniter bir devleti federal bir devlete dönüştürecek illere özerklik verebilir mi? Türkiye azınlık olamayan milletin parçası olan bir millete azınlık hakkı verebilir mi? bunları bilmiyorsunuz tabi.

Başka ülkelerde AB'ye bir memleketin girip girmemesi, giriş şartlarını iyice halka anlattıktan sonra referanduma gider ve halk oylar. Burada hükümet karar verdi, "ben geçiyorum", her şey iyi güzel demek suretiyle yoluna devam etmektedir. Bu hükümet memleketi satacak mı? hayır ancak öyle yollara gireceğiz ki dönüşü olmayacak" şeklinde konuştu.

"EK PROTOKOLÜ ONAYLAMAK RUM KESİMİNİ TANIMAKTIR"
3 Ekim tarihinde Avusturya'yı ikna çabaları sırasında İngiltere'nin dostluğu yönündeki söylentileri de sert bir dille eleştiren Denktaş, "İngiltere Avusturya'ya dedi ki, ayının derisini yüzmek istiyorsan bırak evvela kapana girsin. Rum ve Yunan Avusturya'ya diyor ki aman veto etme bırak Türkiye girsin müzakere başlasın çünkü biz ancak o zaman istediklerimizi söke söke alacağız. Türkiye ek protokolü eğer Büyük Millet Meclisi'nden geçirirse artık istediği kadar ben Rum'u tanımam desin bizi mahcup eder kendisi de mahcup olur.

Onun için her gittiğim yerde Büyük Millet Meclisi üyelerine yalvarıyorum, lütfen protokolün giriş şartlarını çok iyi okuyunuz ve ek protokolü onaylamayınız" açıklamasını yaptı.

Konuşmasının son kısımlarında Adana'ya söyleşi harici Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ı öpmek için geldiği esprisini yapan Denktaş, Durak'la ilgili bir anısını anlatarak, "İlk defa Adana'ya geldiğim zaman, karşılama esnasında şapur şupur öperek sıradan geldim. Birine geldiğim zaman ise adam şöyle demir gibi elimi tuttu.

Yüzüne baktım eyvah dedim kötü bir muhalif var herhalde burada, meğer Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, sağlık açısından çok isabetli bir kararla bu erkeklerin şapur şupur öpüşmesini kabul etmiyormuş. Orda öğrendim, gençler sizde vazgeçin bu şapur şupur öpüşmeden, ha güzel kızlar olursa başka bir şey o zaman" öpebilirsiniz" dedi ve salondan gülüşmeler ve alkış koptu.

Konuşmasının ardından salondan gelen soruları cevaplayan Denktaş, Batı Trakya Türkleri'nden Burhan Hüseyin'in konuşması ile irkildi. Batı Trakyalı Burhan Hüseyin, sahnenin kenarına kadar gelerek yaptığı konuşmada Kıbrıs'ın Yunanlılar'ı kabul ederse, Batı Trakya gibi olacağının altını çizerek, "Ben öğretmenim, 1968 'te Yunanistan'da görev alamadım Türkiye'ye iltica ettim. İstanbul öğretmen okulu mezunuyum. 2000 yılında Yunanistan'a gittim arkadaşlarıma öğretmenlik nasıl gidiyor dedim.

Arkadaşım bana dedi ki "Bir gün öğretmenliğe müsaade etseler yarın istifa et deseler, ölsem gözüm açık gitmeyeceğim. Bu sene Ağustos'ta gittim diğer arkadaşlarımı gördüm, mezuniyetlerinden 40 yıl geçti halen bir gün öğretmenlik yapamadılar. Bir gün dahi Batı Trakya'da hizmet etme şansı bulamadılar. Kıbrıs, Yunanlılar'ı kabul ederse bizim gibi olacak bizim. Uyanın uyanın, Kıbrıs'takilere iletin bunu 40 yıl görev alamadılar, halen de alamadılar" diye konuştu.

Hüseyin'in konuşmasını ayakta dinleyen Denktaş, elini sıkarak, "Doğru söylüyorsun, bunu ileteceğim" dedi.
Söyleşi, Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun, Denktaş'a plaket vermesi ve öğrenci derneğinin de bir yağlı boya tablosunu hediye etmesiyle son buldu.

.
Yayın Tarihi : 24 Ekim 2005 Pazartesi 22:31:55
Güncelleme :26 Ekim 2005 Çarşamba 20:44:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?