6
Mayıs
2024
Pazertesi
GÜNCEL

Fırınlara gece baskını

Erzurum Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Yakutiye Belediyesi Zabıta ekipleri, 10 ayrı fırında denetim yaptı. Fırınlarda hijyenik şartlar, çevrenin temizliği, çalışanların el ve tırnak temizliği ile ekmek gramajlarının kontrol edildiği denetimlerde el konulan çok sayıda eksik gramajlı ekmek yoksul ailelere dağıtıldı.

Yakutiye Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, günün ilk saatlerinden itibaren belediye sınırları içerisindeki 10 ayrı fırında denetim gerçekleştirdi. Denetlenen fırınlarda sağlık şartları, çalışanların temizlik kurallarına uygunluğu, hijyen ve çevre temizliği incelendi. Ayrıca denetimlerde ekmek gramajları da kontrol edildi. Gramajlarında eksik çıkan bin adet dolayında ekmeğe el konuldu. Ekmekler, yoksul ailelere dağıtıldı.

Denetimler sırasında çevre hijyeni, çalışanların temizliği ve eksik gramaj nedeniyle bazı fırınlar uyarıldı. Uyarıların dikkate alınmaması, eksik konuların giderilmemesi durumunda sonraki denetimlerde para cezaları başta olmak üzere çeşitli cezaların uygulanacağı uyarısında bulunuldu.

Yakutiye Belediye Başkanı Fahrettin Atınç, fırınların insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu belirterek, "Sabah kahvaltısıyla başlıyor, günün her saatinde ekmek tüketiyoruz. İnsanımız yediği ekmeğin hangi şartlarda yapıldığını bilmiyor veya bilemeyebiliyor. Belediyeler vatandaşın yerine fırınları kontrol edip, temizliğe, hijyene uygun ekmek üretilip üretilmediğini, ekmeğin yapıldığı mekanın gıda sağlığı koşullarına uyup uymadığını öğrenmek zorundadır. Belediye Zabıta ekiplerimiz belirli aralıklarla halk adına bu denetimleri yapmaktadır. Ayrıca denetimler sırasında eksik gramajlı ekmekler, bazı fırınların da fakir aileleri düşünerek verdiği ekmekleri ekiplerimiz yoksul ailelere dağıtmaktadırlar" dedi.

.
Yayın Tarihi : 14 Aralık 2005 Çarşamba 16:30:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mahmut IP: 85.102.225.xxx Tarih : 19.12.2005 21:10:28
Serdar Devrim Son Güncelleme 13:13 06.05.2004 Fakir çocuklara çamurdan ekmek DHA Erzurum Temsilcisi Kadir Sabuncuoğlu ile çamur-ekmekleri incelerken Erzurum’un Çat ilçesindeki Yatılı ilköğretim bölge okulunu gezerken, şeytan dürttü, ekmek dolabını açıp, bakacağım tuttu. Gördüğüm manzara inanın kanımı dondurdu. Hani bu tür baskınların bir numaralı ismi, gazeteci abimiz Uğur Dündar, “tüyü bitmemiş çocukların hakkını yiyorlar” der ya, çocuklara ekmek diye çamur yediriyorlarmış meğer. YİBO dediğimiz yatılı ilköğretim bölge okullarında kalan çocuklar, genelde çok fakir köylerden geliyor, biliyorum. Karavana da olsa, sıcak iki kap yemek, (pis değil Allah için) yıkık dökük de olsa kaloriferli bir okulda eğitim, eski püskü de olsa yumuşak bir yatakta yatmak... bu çocuklar için bir nimet, bunu da biliyorum. YİBO’lar koca koca binalar, genelde şehrin dışında, dünyadan uzak, loş, uzun uzun koridorlar... Yatılı okumak çocuğun içini ezer, hele hele 6-7 yaşındaki o bücürüklerin içine hüzün çöker, analarını özlerler! Ana babaların, fukaralıktan, okulsuzluktan, çaresizlikten ‘gurbete’ yolladığı bu çocuklar, yılın sekiz ayı öğretmenlerine, müdürlerine, yani Devlet’e emanet. Devlet biziz. Biz bu çocuklara sahip çıkmalıyız... Neyse, lafı uzattım. Diyeceğim, bunlar fakir, garip köylü çocukları, sahipleri yok... * Erzurum’un ilçesi Çat’taki YİBO’yu geziyorduk, Haluk Hoca ile. Gazetecilik bu ya, sağı solu kurcalıyorum bir yandan. Hangar gibi mutfağın girişindeki iki büyük çelik dolap gözüme çarptı. Ekmek dolabı. Kapağını açınca, inanın gözlerime inanamadım! Küçük yere tıkıldıklarından da belki, ekmekler eğri büğru, hamur gibi, çamur gibi, içleri sanki ıslak, lastik mubarek, koparmaya çalıştığınız zaman kopmuyor, ciklet gibi uzuyor önce, sonra yırtılıyor... Benim rengimin attığını görünce, aşçıbaşı koşup müdürü çağırdı. Adamcağız “Sana ne oluyor, sen Millî Eğitim Müfettişi misin?” diyeceğine, sağolsun, önünü ilikleyerek koşup geldi. - Gece nöbetçi öğretmen kabul etmiş bu ekmekleri. Soruşturma başlattık... Daha müdür sözünü bitirmeden, bu sefer yeşil kadife ceketli biri belirdi yanımda. Fırıncıymış. Okulun ekmek ihalesini kazanan müteahhit yani... Yok gece elektrik kesilmişmiş de, yok hamur soğumuşmuş da, yok çocuklar aç kalmasın diye iyi kötü çıkan ekmeği getirmişlermiş de, yok zaten parasını almayacaklarmış da... ”Ne diyorsun sen Bey? Sen şu evsafta ekmek vereceğim diye ihaleye girmedin mi? Fırının bozuksa ekmeği başka yerden alır getirirsin? Sen bu çocuklara bu çamur gibi şeyi nasıl yedirirsin?” Gazetecilik sınırlarını aştığımı, işin boka sarmaya başladığını görünce, efelenmeyi denedi önce... Yakasındaki bir sarı ampulü göstererek: - Ben AK Parti’nin Çat İlçe Başkanı’yım... - Bana bak Bey, ben öyle tehdide pabuç bırakmam. Baktı yemedi... - Yoook, öyle demek istemedim. Yani benim bir siyasî kariyerim var, şimdi laf çıkarsa bana zarar verir. Fırınını gezmeyi, yemek davetini reddettiğimiz fırıncıyı, hareket eden aracımızın penceresende asılı bırakıp Çat’tan ayrıldık. * Bir torbaya üç dört parça çamur-ekmek atmıştım göstere göstere. Bir parçası Çat Kaymakamı’na, bir parçası Erzurum Millî Eğitim Müdürü Ahmet Er’e... Az önce açıp sordum, Ahmet Bey “Çok vahim bir mesele Serdar Bey, çocuklarım adına size teşekkür ediyorum. Aynı gün inceleme ve araştırma başlattım, sonuçları size bildireceğim” dedi. Artık, YİBO’da gördüğüm bu acıklı manzarayı anlattığım bir Çatlı’nın bana söylediklerini Ahmet Er’e anlatmadım. İhaleyi alan müteahhidin, YİBO’daki öğretmenleri “Getirdiğim ekmeği imzalayıp almazsan canını yakarım!” diye tehdit ettiğine ihtimal vermem!...