Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Musal, bu yıl ki kuru üzüm rekoltesinin 230 bin ton civarında gerçekleşeceğini, geçen yıl ise bu rakamın yaklaşık 300 bin ton olduğuna dikkat çekerek, çiftçiden ürününe sahip çıkmasını istedi.
Üzüm üretiminin sıkıntılarına ilişkin değerlendirme yapan Mehmet Musal, üzüm üreticisinin başlıca dört sorunu bulunduğunu belirtti. Üreticinin artık organizeli bir şekilde örgütlenmesi gerektiğine işaret eden Musal, "Çiftçi artık kendi geleceğini düşünmek zorunda. Çiftçinin karşısındaki birinci problem bu. Gerek yaş, gerekse kuru üzüm ihracatçıları organizeli bir şekilde hareket ediyor. Çiftçi ise bu bütünlüğü yakalayamadı. Bazı çevrelerde üzümünü depolama sorunundan dolayı açıktan satan çiftçilerimiz var. Yani ürününü alıcıya teslim ediyor, fiyatını alıcının belirlemesini istiyor. Alıcı da üreticinin istediği fiyatı değil, kendi işine gelen fiyatı veriyor. Üretici sadece istediği zaman parasını alıyor. Bu çiftçinin kendi kuyusunu kazması manasına geliyor ve üzüm fiyatlarının gerçek değere ulaşmasını etkileyen en önemli etken oluyor. Çiftçiden açıktan üzüm alıp hammaddesini depolayan tüccar ya da ihracatçı, üzüme gerçek değerini verir mi? Ziraat Odası olarak bu yıl sigortalı depo tuttuk. Depolama konusunda sıkıntı çeken üreticimiz bu depolardan ücretsiz olarak yararlanabilecek. Yeter ki, üreticimizin elindeki ürün ucuza gidip piyasa düşmesin. Böylece üretici ürününü kendi istediği zaman, istediği fiyattan satma imkanına kavuşacak.

"HÜKÜMET ÜZÜM ÜRETİCİSİNE DESTEK ÇIKSIN"
Çiftçinin önündeki 2. büyük sorunun hükümetin çiftçiye destek çıkmamasından kaynaklandığını, bu gün dünyadaki gelişmiş ya da gelişmekte olan tüm ülkelerde tarıma destekleme yapıldığını belirten Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Musal, "Hükümet, Tariş vasıtasıyla üzüm üreticisine destek çıkmalı. Hükümet Tariş'e sezonda 60 trilyon lira gibi bir destek çıksa ne kaybeder ki? Üzüm üreticisinin korunması için bunun yapılması lazım. Hükümet, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu kanalıyla verdiği krediyi, yüzde 25 faizle veriyor. Türk üzümcüsü bu faiz rakamlarıyla, hükümetleri tarafından desteklenen rakipleriyle nasıl mücadele etsin? Tariş'in rekabet etme gücü elinden alınıyor. Türkiye kuru üzüm üretiminde ve ihracatında dünya 1.'si. Ürettiğimiz ürünün yüzde 90'ını ihraç ediyoruz ve ülkeye dövizin yanı sıra katma değer girdisi sağlıyoruz. Örneğin Amerika, ürettiği ürünün 100 bin tonunu ihraç ederken, 195 bin tonunu iç piyasada tüketiyor. Hükümetimiz bu noktada ülkeye döviz kazandıran ihracatçıyı desteklemeli, önünü açmalıdır. Tır başına verilen 50 dolarlık ihracat teşviki, bu yıl 35 dolara düşürüldü. Bu anlayıştan vazgeçilmesi gerekir" diye konuştu.

"ÜRETİM DESTEKLENMELİ"
Dünyanın tüm ülkelerinde tarım desteklendiğini, oysa Türkiye'de IMF, Dünya Bankası, Gümrük Birliği, Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği'nin (AB) baskısıyla çiftçiye destekleme yapılmadığını belirten Musal, "Türkiye'de sadece Doğrudan Gelir Desteği yapılarak çiftçi destekleniyor. Bu destek de, defaten verilmediğinden amacına ulaşmıyor. 2006 yılında yeni bir destekleme yapılacak. Bizim isteğimiz toprağa değil, üretime destek yapılmasıdır. Hükümetimiz bu destekleme programını hazırlarken, ziraat odaları ve üretici birliklerinin görüşlerini de almalıdır. Ayrıca çiftçiye verilen mazot desteğinde de dengesizlik var. Örneğin, üzüm üreticisine dekar başına 5 litre mazot desteği verilirken arpa, buğday üreticisine dekar başına 8 litre mazot desteği veriliyor. Halbuki üzümde hasat dönemine kadar traktör 18 defa bağa girerken, hububatta 3 kez giriyor. Burada sebze meyve üreticisine sanki 'Bu işi bırak' deniliyor. Bu dengesizliğin giderilmesi gerekir" dedi.