3
Mayıs
2024
Cuma
EKONOMİ

İş dünyasında AB keyfi

Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer, Avrupa Birliği (AB)u ile müzakere sürecinin başlamasının tarihi bir gün olduğunu belirterek, "Tam üyeliği 6-7 yıl içinde gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum" dedi.

Koçer, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli günlerden birisinin yaşandığını, tam üyelik sürecinin başlamasının Atatürk'ün işaret ettiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmada önemli bir adım olduğunu söyledi.

35 müzakere başlığının 27 tanesinin iş dünyasını doğrudan etkilediğine işaret eden Koçer, Türkiye'de 235 bin üretici firmanın ancak 1000-1500 civarının AB müktesebatına uyumlu olduğunu, diğerlerinin bu sürece kendini uydurması gerektiğini kaydetti.

Toplumun bir kesiminde (AB'ye girdik) gibi bir düşünce olduğunu, bundan sonraki sürecin zorlu geçeceğini belirten Koçer, AB'ye uyum sağlayamayan işletmelerin sıkıntıya düşebileceğini ifade ederek, "Bu anlamda herkesin kendini çok daha iyi hazırlaması gerek diye düşünüyorum" dedi. GSO Başkanı Koçer, Gaziantep'in son 5 yıl içinde ihracatını ağırlıklı olarak AB ülkelerine, Batı'ya kaydırdığının altını çizerek, şöyle konuştu: "Ağırlıklı ihracatını AB ülkelerine yapan bir il olarak uyum sürecimizi daha yumuşak geçireceğimizi düşünüyorum. Çünkü, onların istediği kalite ve normlarda üretim yapan bir şehiriz. Ama, bundan sonra özellikle kalite standartları, CE belgesi, çevre yönetmeliği konusunda artık çok daha hassas, çok daha verimli çalışmak durumundayız. Bu müzakere sürecinde önümüze konacak çeşitli koşullar var. Bu koşulları da hep birlikte yerine getireceğiz. Gaziantep'in müzakere sürecinde Türkiye'deki iller içinde en fazla müzakere gücü oluşabilecek bir şehir olduğunu düşünüyorum. Gaziantep'in hem dünyaya dönük yüzü hem AB ile olan ilişkileri açısından zor bir dönem olmayacak" dedi.

Koçer, Gaziantep'in 2005 Ocak-Eylül döneminde 1 milyar 229 milyon dolar ihracatıyla Türkiye'de 8. sırada yer aldığına işaret ederek, "Anadolu illeri içinde Güneyde veya Orta Anadolu'da başka bir il yok. Demek ki, ihracat potansiyeli ile de şu anda Türkiye'de özellikle yurtdışı ilişkileri en fazla gelişmiş illerden birisiyiz" diye konuştu. GSO olarak iş dünyasının çatı örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile AB müzakere sürecinde yer aldıklarını anlatan Koçer, uyumu gerektiren konularda işdünyasına yönelik konferanslar düzenleyecelerini, AB'nin istediği bütün standartları sanayiciye anlatacaklarını dile getirdi. Koçer, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik süresine ilişkin soruya karşılık, bunun tamamen üye olmak isteyen ülkenin performansına bağlı geliştiğini vurguladı. Nejat Koçer, şöyle devam etti:

"Son yıllarda Türkiye'nin de değişime ve yeniliklere olan adaptasyonunda çok önemli başarılar var. Ben öngörülen 10 yıllık sürecin daha erken gerçekleşeceği kanaatindeyim. Bunu belki 6-7 yıl içinde gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Tabii bütün bunlar Türkiye'deki gelişecek siyasi sürecin bundan sonraki bir sonucu olacak." Koçer, Türkiye'nin müzakere sürecinde bugüne kadar kendi cebinden para harcayan bir ülke olduğunu, AB'den pek fon alamadığını belirterek, bu tarihten itibaren AB'nin kaynaklarından da istifade etmeye başlanacağını avurguladı. Nejat Koçer, Eylül ayı fiyat endekslerinin hükümetin koymuş olduğu enflasyon hedefinin tutturulacağına ilişkin güveni artırtığını, bunun ekonomik ve istikrar açısından önemli bir gösterge olduğunu sözlerine ekledi.

ASLAN: İSTİKRAR GELECEK

GTO Başkanı Mehmet Aslan, AB’ye tam üyeliğin sevincini yaşarken, yeni süreçte Türkiye’de her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da istikrarın yaşanacağını ve bunun herkese olumlu yansıyacağını söyledi, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, AB ile müzakerelerin başlamasının, Türkiye'deki ekonomik istikrarı güçlendireceğini ve yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelmesini sağlayacağını belirtti. Aslan, yaptığı yazılı açıklamada, müzakerelere başlanmasının Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olduğunu kaydederek, yepyeni bir dönemi başlatan bu süreçte toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düştüğünü belirtti. Aslan, şunları kaydetti:

"Bu karar ile Türkiye'nin insan hakları, özgürlükler ve serbest piyasa kurallarının geçerli olduğu Avrupa düşünceler sistemine dahil olduğu kesinleşmiş, aynı zamanda ülkemizin Batı ile Doğu dünyası arasındaki önemli konumu bir kez daha tescillenmiştir. Ülkemizin AB üyeliği ile birlikte, Avrupa ülkeleri ve Ortadoğu ülkeleri sınır komşuları olacaklar. Bu durum, ülkemizin dünyadaki etkinlik ve önemini daha da artıracak. Aynı zamanda AB de, Türkiye'nin üyeliği ile Ortadoğu ve Asya'da söz sahibi olan küresel bir aktör haline gelecek."

Gümrük Birliği sayesinde AB ile ekonomik bütünleşme anlamında önemli adım atan Türkiye'nin diğer alanlarda entegrasyonu da başarıyla gerçekleştireceğini belirten Aslan, müzakerelere başlanmasının, yabancı yatırımcıların çekilmesi için bir fırsat olduğunu ifade etti. Aslan, müzakerelerin başlamasının, Türkiye'deki ekonomik istikrarı güçlendireceğini ve yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yönelmesini sağlayacağını vurgulayarak, yatırımcılara kolaylık sağlayıcı önlemlerin alınması gerektiğini kaydetti.

ŞERBETÇİ: GELECEK AYDINLIK

Gaziantep Genç İşadamları Derneği Başkanı Ataman Şerbetçi, 3 Ekim tarihinde Müzakerelere başlama kararı alınmasıyla ilgili bir değerlendirme yaptı ve yaşanan gelişmelerin geleceğin aydınlık olacağının gösterdiğini söyledi. Müzakerelere başlanması kararı ile 3 Ekim tarihinde tüm Dünya , hem Türkiye hem de AB’nin geleceği açısından önemli köşe taşlarından birine tanıklık ettiğini belirten Şerbetçi, şunları söyledi:

“Sonuçta gerek Türk diplomasisi açısından ciddi bir sınav niteliği taşıyan bu zorlu süreç bizlere aslında aynı zamanda AB'nin de Türkiye ile masada oturmak konusundaki hazırlıklarının yeterince tamamlanmamış olduğunu göstermiştir. Diğer bir deyiş ile bugüne kadar hep Türkiye’nin bu süreç için hazır olup olmadığını düşünürken, 3 Ekim ile birlikte Avrupa’nın da bu süreç için hazır olup olmadığını kendi içerisinde yeterince sorgulamamış olduğunu görmekteyiz. Bu düşünceden yola çıkarak, 3 Ekim sonrası sürecin yürütülmesinde Türkiye’nin bu kendinden emin ve kararlı tavrının elimizi güçlendirdiğini düşünmek yalnış olmayacaktır. Diğer önemli bir nokta da Türk toplumunun bundan sonraki çok daha uzun ve zorlu olan sürece dönük bakış açısı ile ilgilidir. 3 Ekim tarihinde televizyonlarda eşzamanlı seyretme imkanı bulduğumuz görüşme süreci AB’nin ortak demokratik akıldan oluşan yapısının somut bir göstergesi olmuştur. Önümüzdeki müzakere süreci de tamamen benzer bir şekilde, bu çok sesli demokratik yapıda uzun süreli müzakere ve tartışmalara sahne olacaktır. Türk toplumu olarak bu demokratik ve ortak akıl ile oluşturulan AB yönetim şeklinin bizlere örnek olması önemlidir. AB kültürüne entegre olacak bir Türkiye’nin insanları olarak bizler de bu ortak akıl ile iş yürütme ve politika oluşturma kültürüne sahip olmak zorundayız.”

Bundan sonra çok daha önemli bir sürecin başladığını kaydeden Ataman Şerbetçi, "Türkiye’nin 3 Ekim sürecinde sergilediği kararlı tutum ve tavırlar ve elde edilen başarı takdir edilmelidir. Sonraki süreçte de müzakere edilecek olan ve 35 bölümden oluşan Avrupa Birliği Müktesebatı ile ilgili müzakerelerde de Türkiye’nin iyi hazırlıklarla , yere sağlam basarak ve kararlı bir tavır ve toplumsal bir mutabakat ile ortaya koyacağı çabalar, mutlaka yerini bulacaktır" diye konuştu.

Davut Uçar / Kenthaber / G.Antep
Yayın Tarihi : 6 Ekim 2005 Perşembe 15:04:23
Güncelleme :11 Ekim 2005 Salı 15:48:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?