5
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT

Ankara'yı keşfetmenin zamanı

Ankara tarihiBaşkentte yaşayan birçok insanın belki de varlığından hiç haberdar olmadığı, kentin yüzyıllar öncesine ışık tutan bir çok tarih hazinesi, keşfedilmeyi bekliyor. 

Galatlar tarafından kurulduğu tahmin edilen Ankara, sırasıyla Galatlar, Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Ankara tarihiOsmanlıların hakimiyetine girdi. Başkent, günümüzde bu uygarlıkların bıraktıkları birçok eser ile geçmişin din, kültür ve yaşam tarzı mozaiğini sınırları içinde barındırıyor.

Tunç Çağı, Antik dönem, Helenistik, Roma, Bizans dönemleri ile Müslümanlığın ilk dönemlerine ait hanlar, hamamlar, tümülüsler, tapınaklar ve camiler ziyaretçilerini bekliyor.

ÖREN YERLERİ
Ankara’nın önemli ören yerlerinin başında Frig krallığına başkentlik yapan antik yerleşim yeri Gordion (Yassıhöyük) geliyor. 1950 yılından bu yana Pensylvania 
Üniversitesi tarafından kazılan Gordion, tümülüsleriyle ünlü bir tarihi mekan... Kazılar sırasında, büyük tümülüsün mezar odasında, keten ve yün kumaşlarla kaplı bir sedirde yatan, üzerinde tunç kabaralı bir giysi ile dokuma gömlek bulunan bir erkek iskeleti bulunmuştu. Çubuk Çayı kıyısında bulunan ve tarihi İ.Ö. 3000-2500 yıllarına kadar giden Eti Yokuşu Höyüğü ile Haymana ilçesinin Çayırlı köyü yakınlarındaki Gavur Kale de önemli 
ören yerleri arasında sayılıyor.

ANTİK ESERLER Ankara tarihi
Ankara Kalesi, bazı araştırmacılara göre, Frigler döneminde kral Midas tarafından yaptırıldı. İ.Ö. 278 yılında Avrupa’dan gelen Galatlar tarafından genişletilen kale, İ.Ö. 189 yılında Romalılar tarafından askeri üs olarak kullanılmış. Frig dönemi eserlerinden olan Augustus Tapınağı, Ulus’ta Hacıbayram Camii bitişiğinde yer alıyor. Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak, zamanla yıkılarak, Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirildi. Defterdarlık ve Valilik Binası arasındaki havuzun kenarında bulunan Julianus Sütunu, Bizans İmparatoru Julianus’un M.S. 361-363 tarihleri arasında Ankara’dan geçişinin şerefine dikilmiş. Sütun, Belkıs Minaresi adıyla da anılıyor. Bizans Mezarlığı, Saat Kulesi ve Ankara’da bulunan tek Bizans dönemi yapısı Clemens Kilisesi Başkentin tarihine tanıklık eden eserlerden...

CAMİLER, HANLAR, HAMAMLAR...
Ankara, antik, Roma ve Bizans dönemini yaşadıktan sonra Malazgirt Savaşı’nın ardından 1073 yılında Selçuklular tarafından fethedildi. Bu dönemden sonra sürekli Müslümanların elinde kalan Ankara’da o döneme ait sayısız eser bulunuyor. Bu eserlerin başında hanlar, hamamlar ve camiler geliyor. Sulu Han, Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında yer alıyor. Sulu Han’ın, Şeyhülislam Cevvar Zade Emin Bey tarafından 1685 yılında Zincirli Camii’ye vakıf olarak yaptırıldığı tahmin ediliyor. 

Ankara Kalesi’ne giden yol üzerinde bulunan Kurşunlu Han, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında inşa edilmiş. Kurşunlu Han’ın bitişiğinde yer alan Mahmut Paşa Bedesteni, 1421-1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmış. 

15. yüzyılda inşa edilen Hacı Bayram Camii, Anadolu tüccarlarının piri sayılan “hoşgörü sultanı” Hacı Bayram Veli’nin türbesi olarak kabul ediliyor. İstiklal Mahallesi Acı Çeşme Sokak’ta bulunan Şengül Hamamı ve geçmişi 15. yüzyıla dayanan Harap Hamam, bu dönemin önemli eserleri arasında sayılabilir. Klasik Osmanlı şehir içi hanlarına örnek olarak gösterilen Atpazarı Meydanı Sefa Sokak’ta bulunan Çengel Han, Atpazarı’ndaki Zafran Hanı, Pilavoğlu Hanı, Yeni Han, Kıbrıs Hanı, Çengel Han’ın bitişiğindeki Çukur Han bu döneme ait önemli yapılardan...

Hamamönü Semti, adını Osmanlı paşası Ankaralı Karacabey’in yaptırdığı tarihi Karacabey Hamamı’ndan alıyor. Tüm bu eserlerin yanı sıra İslamiyet dönemine ait onlarca camii de bu tarih hazinesi içindeki yerini alıyor. Zincirli Camii, Ağaçayak Camii, Ahi Elvan Camii, Alaaddin Camii, Eskicioğlu Camii, Hacı İlyas Camii, Kurşunlu Camii, bu eserler arasında sayılabilir.

“ANCYRA, ANGORA, ENGÜRÜ, ANKARA...
Ankara’nın adının nereden geldiğine dair çeşitli söylentiler olmakla birlikte, tarihe geçmiş adının Eskiçağdan zamanımıza kadar hemen hemen hiç değişmemiş gibidir: Ankyra (Ancyra), Angora, Engürü ve şimdi Ankara. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkenti olan Ankara’da, birçok Cumhuriyet dönemi mimarisi eserleri de bulunuyor. 1. Ulusal Mimari dönemine ait eserler arasında, 1. Meclis ve 2. Meclis binaları Ankara Palas, Etnografya Müzesi Binası geliyor. Günümüzde, Büyük Önder Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir ile yeni Meclis binası da ziyaretçi akınına uğruyor.

ÇARŞILAR VE PASAJLARDA NOSTALJİK BİR GEZİ
Büyük alışveriş merkezleri yapılmaya başlamadan önce Ankaralıların geçmişten günümüze uzayan önemli alışveriş mekanlarından olan çarşı ve pasajlar, bugün önemini yitirmiş gibi görünüyor. Ancak, zamana ve büyük alışveriş merkezlerine direnen çarşılar ve pasajlar da var. 
Altındağ’daki tarihi yerleri gezenler daha sonra çocukluklarının kozmetik ve kumaş kokularıyla dolu eski çarşı ve pasajlarında mini bir gezinti yapabilirler Lale Pasajı adıyla da bilinen Amerikan Pazarı, 1966 yılından itibaren Ankaralılara hizmet vermeye başlamış, 1980 yılında hizmet vermeye başlayan Kuğulu Pasajı ise Kavaklıdere’nin en ünlü alışveriş merkezi olarak adını tarihe yazdırdı. Kocabeyoğlu Pasajı, Büyük Çarşı, Ulus Çarşısı, Amerikan Pazarı, Soysal Çarşısı, Ülkealan Pasajı... Bir dönem elektronik eşya almak isteyenlerin uğrak yeri olan Menekşe Pasajı da eski günlerini arıyor.
aa
Yayın Tarihi : 29 Nisan 2006 Cumartesi 15:08:54
Güncelleme :29 Nisan 2006 Cumartesi 15:22:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?