5
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

ATO Meclisinden deklarasyon

Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclisi, Fransa Parlamentosunda görüşmeleri süren “sözde Ermeni soykırımını inkarı suç sayan” yasa teklifi nedeniyle bir deklarasyon yayımladı.

Deklarasyonda, Türkiye'nin bu konuda şimdiye kadar uyguladığı eksik ve etkisiz politikaları terk ederek, sadece sözde kalan beyanlardan uzak durarak doğru, gerçekçi ve etkili adımlar atılması istendi.

ATO Oda Meclisi, Fransız parlamentosunda görüşmeleri başlayan yasa teklifi nedeniyle, bugün 61 meslek komitesinin katılımıyla olağanüstü toplandı.

Toplantının açılışında konuşan ATO Başkanı Sinan Aygün, teklifle ilgili Fransa'da iki günden bu yana yaptıkları temas ve görüşmelerle ilgili bilgi verdi.

Fransa'daki odalar ve iş dünyası ile önemli görüşmeler yaptıklarını anlatan Aygün, bir akşam yemeğinde Fransız parlamentosundan geçirilmek istenen yasa teklifini eleştirdiğini, Fransa'nın bu yaptığının tarihin, gerçeklerin ve düşüncenin soykırımı olduğunu ifade ettiğini bildirdi.

Aygün, Fransa'da yaptıkları temaslarda, oda yöneticileri ve iş adamlarının, Türk tarafının bu konudaki eleştirilerini haklı bulduklarını ve bu konunun Fransa'daki popülist politikacılar yüzünden bu noktaya getirildiğini dile getirdiklerini anlattı.

Aygün, Fransa'nın alacağı kararın saçma ve Avrupa hukukunun da içini boşaltacak düzeyde bir karar olduğunu bildirdi.

Türkiye'de Ermenilere yönelik soykırım yapılmadığını belirten Aygün, yaşananların tehcir olduğunu yine bu tehcirin Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1915'lerde yaşandığını, yeni bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bundan sorumlu tutulamayacağını kaydetti.

Dünyadaki 17 ülkenin Ermenilere karşı soykırım yapıldığına ilişkin karar alındığını da hatırlatan Aygün, bu ülkelerin dostluklarına güvenilemeyeceğini belirterek, söz konusu ülkeleri kınayarak dostluklarına güvenilmeyeceğini bildirdi.

ATO MECLİSİNDEN DEKLARASYON

Aygün konuşmasının sonunda, Fransa parlamentosunda görüşmeleri yapılan sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa teklifine ilişkin hazırlanan deklarasyonu açıkladı.

Deklarasyonda, sözde Ermeni soykırımını reddetmeyi cezalandırmaya kalkışmanın, Fransa'nın Türkiye ile ilişkilerini önemsemediğini ve iki ülke arasında onarılması imkansız bir uçurumun açılmasını göze aldığını ortaya koyduğu ifade edildi.

Türkiye'nin bu durumda sadece Fransa ile ilişkilerinde değil, bütün uluslararası alanlarda geleceğini etkileyecek, kritik bir süreçle karşı karşıya bulunduğu belirtilen deklarasyonda, “şimdiye kadar uyguladığımız eksik ve etkisiz politikaları terk etmemiz ve kendimizi kandırmaktan başka bir sonuç vermeyen sadece sözde kalan beyanlardan uzak durmamız, doğru, gerçekçi ve etkili adımlar atmamız gerekmektedir” denildi.

Fransa'nın demokrasi, hukuk, düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel insan hakları kavramları ile bağdaşmayan bu tavrına, sadece devlet ya da sivil toplum kuruluşları değil, milletçe tavır alınmasının büyük önem arz ettiği belirtilen deklarasyonda, alınacak olan kararların eksiksiz olarak uygulanması, topluma mal edilmesi ve Fransızların Türk kamuoyununu tatmin ederek geri adım atması sağlanacak şekilde sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye ile Fransa arasında, 10 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunduğu, Türkiye'ye 5,9 milyar dolarlık ihracat yapan Fransa'nın, ithalat rakamının ise 3,8 milyar dolarda kaldığına işaret edilen deklarasyonda, Türkiye'nin AB bölgesi dışında, Fransa'nın beşinci en iyi müşterisi konumunda olduğuna dikkat çekildi.

Türk pazarının, Fransız yatırımcılar için çok önemli olduğu, bu yüzden iki ülke arasında mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerin bozulmasından en büyük zararı Fransızların göreceği kaydedilen deklarasyonda, Fransa'ya karşı alınacak tavırların, ekonomik alanlarda yoğunlaştırılması gerektiği belirtildi. Deklarasyonda, şu görüşlere yer verildi:

-Fransız firmaları kamu ihalelerine kesinlikle alınmamalı,

-Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, Fransız firmalarının büyük çapta mal sattıkları alanlar aynı uygulamaya tabi tutulmalı,

-Fransız firmalarının büyük ilgi duydukları nükleer santral, Marmaray ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin helikopter ihalelerine girmeleri kesinlikle engellenmeli,

-Tedbirler özellikle mal ve hizmet intikallerinde yoğunlaştırılmalı,

-Fransa'nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize ve çıkardıkları zorluklar, aynı şekilde karşılık bulmalı.

“DAVALAR AÇILMALI”

Deklarasyonda ayrıca, Fransa'nın çıkardığı bu yasanın doğrudan düşünce ve fikir özgürlüğünü yok sayma anlamı taşığına işaret edildi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, Fransa devletine hem bu yasadan zarar görecek vatandaşlar, hem de doğrudan yasanın kendisine karşı Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından davalar açılması istendi.
Deklarasyonda ayrıca bütün bunlar yapılırken, Türkiye'nin uluslararası taahhütleri ve imzaladığı anlaşmalar dikkate alınarak, suçlu duruma düşecek yanlış karar ve ifadelerden kaçınılması gerektiğine de vurgu yapıldı.

Türkiye'nin imzaladığı, sözleşme ve anlaşmalara aykırı davrandığı gerekçesi ile kendisine yöneltilecek muhtemel suçlamaları haksız çıkaracak uygun bir üslup ve yöntem izlenmesi gerektiğine de deklarasyonda dikkat çekildi.
Deklarasyonda, kararların toplumsal bir seferberlik halinde uygulamaya konulması gerektiği de belirtildi.

“BAYRAK YAKILMASINA HAYIR”

Aygün bu arada, sözde Ermeni soykırımını inkarını suç sayan yasa teklifinin Fransız parlamentosundan geçmesi halinde, Fransa'ya karşı gösterilecek tepkiler arasında, “Fransız bayrağının yakılması, sokaklarda Fransız mallarının yakılması gibi eylemlere karşı olduklarını bildirdi.

Daha sonra deklarasyon, ATO Meclisi tarafından oy birliğiyle kabul edildi. Deklarasyonun hayata geçirilebilmesi, gerekli hazırlıklar ve planlamaların yapılabilmesi için, ATO yönetim kuruluna yine oy birliğiyle yetki verildi.
A.A
Yayın Tarihi : 12 Ekim 2006 Perşembe 13:54:14
Güncelleme :12 Ekim 2006 Perşembe 13:57:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?