4
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

CHP'de Erdem bombası

CHP'de Erdem bombası
Deniz Baykal'a yakın isimlerden, Ankara Milletvekili Eşref Erdem genel başkan yardımcılığı, merkez yönetim kurulu ve parti meclisi üyeliklerinden istifa etti


ANKARA Milliyet 

CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, genel başkan yardımcılığı, merkez yönetim kurulu ve parti meclisi üyeliklerinden istifa etti.
CHP'nin yeniden açıldığı 1992'den bu yana CHP lideri Deniz Baykal'ın yakın çalışma arkadaşı olan Erdem'in, Genel Sekreter Önder Sav'la yıllardır süren çekişmesi, Çankaya İlçe Başkanı Mustafa Yıldırım'ın görevden alınmasına karşı yaptığı itirazın reddedildiği merkez yönetim kurulu toplantısında doruk noktasına ulaştı.
Baykal'ın Sav'dan yana tavır koyması üzerine toplantıyı terk eden Erdem'le birlikte hareket eden merkez yönetim kurulu üyeleri Genel Sayman Mahmut Yıldız ve Fuat Çay'ın da istifa edebileceği belirtiliyor.


'Soldan uzaklaşıldı'
Erdem'in dün CHP'ye gönderdiği istifa dilekçesi şöyle: "Uzun yıllardır görev yapmaktan büyük onur duyduğum genel başkan yardımcılığı, merkez yönetim kurulu ve parti meclisi üyeliği görevlerimden istifa ediyorum. Yıllardır sağ partiler ve sağ siyasetçilerce kötü yönetilen ülkemizde, halkın çıkarlarına aykırı sürdürülen politikalar, gelir dağılımındaki adaletsizlik, insan hakları ihlalleri, terör, demokrasi anlayışındaki eksiklikler, cumhuriyetimizi tehdit eden irticai faaliyetler ve buna hoşgörü gösteren iktidar anlayışı karşısında; halkımızın CHP'ye ve sosyal demokrat bir iktidara olan gereksinimi her zamankinden daha çok artmış, ancak lehimize olan elverişli koşullara karşın istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Bu çerçevede 22 Temmuz seçim sonuçlarını başarı olarak kabul etmek ne yazık ki mümkün değildir.
Çağdaş sosyal demokrasinin vazgeçilmez asli gücü olan emeğe, bir başka deyişle emeği ile geçinen kesimlere yeterince sahip çıkılmaması, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, sol kimliğini yeterince vurgulamamış olması büyük bir eksikliktir. Yüzeysel ve konjonktürel politikalar, CHP'ye olan güvenin zedelenmesine, beklentilerin azalmasına yol açmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi giderek sınıfsal kimliğinden ve sol ideolojisinden uzaklaşmış, sağ bir kuşatmanın etkisine girmiştir.
Sayın Genel Başkanımızın son zamanlardaki açılımları geç olmakla birlikte, toplumumuzun tüm kesimlerince alkışlanmıştır. Ancak bu görüşler henüz ham görüşler olup, içinin doldurulması gerekmektedir. Geç kalınmış bir açılım, tarafımca daha önceleri her vesile ile partinin yetkili kurullarında birçok kez gündeme getirilmiş, ancak ne yazık ki seçimler öncesinde destek bulmamıştır. Genel Başkanıma duyduğum saygı ve CHP'ye zarar vermemek amacıyla, bu görüş ve düşüncelerimi kamuoyuna yansıtmamayı siyasal ahlak, olgunluk ve siyasal etiğin bir gereği saydım.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin; daha çok demokrasi, özgürlük, eşitlik, kalkınmışlık taleplerine yanıt verebilmesi amacıyla, partinin yönetim kademelerinde paylaştığım birtakım görüşlerimin benimsenmemesi bir yana, partimizin kimi önemli yöneticilerinin ülkenin ve halkın ihtiyaçlarına yanıt verecek politikalar üretmek yerine, partimize ve Sayın Genel Başkanımıza zarar veren küçük çıkar hesapları içinde olmalarına, sorunu sadece delege hesapları olmaktan ibaretmiş gibi görmelerine tanık olmaktan büyük üzüntü duymaktayım.
Başta Ankara olmak üzere partiyi, bu tür küçük hesaplar yapan yöneticilerin vesayetinden kurtarmak kaçınılmaz bir ödev haline gelmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin önerdiği politikalar; örgüt desteğini aldığı kadar halkın da desteğini almalı ve örgütlerimizin halkın görüşlerini en iyi şekilde yansıtan, seçmen profili ile örtüşen ve halkla yakın ilişki içerisinde olan kadrolardan oluşmalıdır. Siyasete ve siyasetçiye olan güvenin artırılabilmesi, partiye ve yönetimine yeni kadroların kazandırılması, sivil toplum örgütleri ile güçlü bağların kurulması çoğulcu demokrasi ve sosyal demokrasi anlayışının bir gereğidir.
Kongre sürecine girdiğimiz bu dönemde, partililer arasındaki sevgi ve dayanışma bağını ve parti içi barışı sağlayabilmek, etnik duyarlılıklara ve iç barışa katkı sunabilmek, CHP'nin taşıdığı sorumluluğun gereğidir. Çağdaş bir sol anlayışı ve sosyal demokrasiyi yerleştirebilmek, halkımızın özlemle beklediği Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına bir an önce ulaşabilmek amacıyla sade bir üye olarak partime her türlü katkıyı sunacağımdan kimsenin şüphesi olmamalıdır."


ANALİZ
Doğu delegeleri üzerinde etkili


MANSUR ÇELİK Ankara
Eşref Erdem'in parti yönetiminden ayrılması, Genel Sekreter Sav'la giriştiği ve kaybettiği 3 yarışın doğal sonucu olarak görülebilir. Çünkü, TBMM İdare Amirliği, Divan Kâtipliği ve Grup Başkanvekilliği seçimlerini Sav'ın adayları kazandı.
Son olarak da Çankaya İlçe Başkanı Mustafa Yıldırım'ı Sav'ın görevden alması ve Yıldırım'ın itirazının MYK'da reddedilmesi ipleri kopardı. 18 üyeli MYK'da, Sav karşıtı olan ve Erdem'le birlikte hareket edenlerin sayısı üçte biri buluyor. Aynı şey 80 kişilik PM için de geçerli. Kulislerde, Baykal'ın devreye girmesi halinde MYK'da 4 üyenin, PM'de de 30 Erdem yanlısından ancak yarısının ilk aşamada ayrılabileceği konuşuluyor.
Ancak mart ayında yapılacak kurultaya kadar Baykal'ın Sav yanlısı tavrını sürdürmesi durumunda bütün Erdemcilerin partiden kopması gündeme gelebilir. Erdem'in istifa etse de parti içi muhalefetle ortak hareket etmesi bekleniyor. Erdem'in Kürt kökenli olduğu göz önüne alındığında bugün gelinen nokta, parti içi muhalefet ve kurultay dengesi açısından da önem taşıyor. Tezkereye karşı çıkan Erdem, Doğu-Güneydoğu delegeleri üzerinde etkili olduğu için, buralarda sıkıntı yaşayan yönetimi de zora sokacak.

Yayın Tarihi : 17 Kasım 2007 Cumartesi 15:49:26
Güncelleme :17 Kasım 2007 Cumartesi 15:53:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?