Son 50 yıldır uygulanan yanlış politikalar ve bunları uygulayan siyasetçilerin günümüz Türkiye’sinde de hala çeşitli yönetim kadrolarında yer almaları ve almak istemelerinin sebepleri neler olabilir? Başta ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel konular olmak üzere diğer alanlarda da ülkemize verilen zararlar hala bize ders olmadı mı?

Artık, kişisel ihtirasları bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Hemen hemen tüm parti genel başkanlarının ve onların belde teşkilatlarına varıncaya kadar tüm teşkilatlarının yöneticilerinin ağızlarından düşürmediği Mustafa Kemal Atatürk ve onun ilkeleri, acaba oy avcılığından başka ne olabilir? Çünkü, söylenen farklı, uygulanan farklı. Bu durum da akla başka bir şey gelmemektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusumuzun önüne altın tepsiyle sunduğu ilkeler ve gösterdiği yollar, eskimiş siyaset anlayışı ile köreltilmiş ve kapatılmak istenmiştir.

Atatürk’ün ortaya koyduğu ilkelerden, Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Laiklik ve Milliyetçilik ilkelerine kısaca göz atıldığında bu konudaki gerçekleri bir kez daha görmek mümkündür.

Cumhuriyetçilik ilkesi ; demokrasi prensibinin en modern ve mantiki uygulamasını sağlayan devlet şekli olduğunu ortaya koyar. Cumhuriyet yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir iradedir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir. Türkiyedeki siyasal partilerde bugüne dek faziletli ve namuslu insanların az olması rejim tartışmalarınıda sık sık gündeme getirmiştir ve getirmektedir.

Cumhuriyet’te son söz millet tarafından seçilmiş Meclistedir. Ancak, günümüz Türkiyesinde milletvekili seçilecek kişiler, siyasi parti Genel Başkanların’ca tesbit edilerek, milletin önüne koyulmakta ve halkın iradesine set çekilmektedir.

Halkçılık ilkesi; halkçılık ile demokrasi eş anlamdadır. Demokrasi presibinden, egemenliğin millette olması anlaşılmaktadır. Ancak siyasi parti örgütlerindeki parti içi demokrasi anlayışının terk edilmesi ( antidemokratik uygulamalar ) bazı soruları da akla getirmektedir. Ancak gözden kaçırılan bir husus var! Mezhepçilik ve hemşehricilik gibi unsurlar. Bu tür siyaset anlayışı, ülkemizin bütünlüğüne zarar vermektedir.

Laiklik ilkesi ; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması ve vicdan hürriyetidir. Günümüz Türkiyesinde devamlı güncelliğini korumaktadır.

Milliyetçilik ilkesi ; Türk milletinin şeref , onur ve çıkarlarına ilişilmesine asla izin vermez. Bu bakımdan milli olmayan ve Türk milliyetçiliğine aykırı akımların ülkeye girmesi ve bu akımların teşkil ettiği yurt dışındaki kuruluşlara katılmayı kabul etmez.

Atatürk’ün koyduğu ilkelerden uzaklaşan Siyasi Partiler, eski siyaset anlayışıyla, artık ticari bir işletme haline dönüşmüş, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri zedelenmiş ve Türk devletinin dinamik idealinin gerçekleştirilmesinde çağdaş bir anlayış ortaya koyamamışlar ve koyamamaktadırlar.

Ulusumuz, artık eski siyasetçileri ve bu anlayışları tasfiye etmeli ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin önemini bilen, çağdaş düşünceyle yorumlaya bilen ve bu ilkeleri yüreğinde yaşatan genç, dinamik, namuslu, dürüst ve söylediği ile yaptığı uygulamalar aynı olan kişilerin, siyaset sahnesinde ön plana çıkmalarını sağlamalıdır.

Gökçen ŞENYİĞİT

gsenyigit@e-kolay.net