Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Ekonomi Danışmanı Doç. Dr. İbrahim Öztürk, Japonlar'ın 2. Dünya Savaşı'ndan çıktıktan sonra, savaşır gibi ticaret yaptıklarını söyledi.
MÜSİAD Gebze Şubesi tarafından Gebze Ticaret Odası'nda düzenlenen "Kalkınmada Japon Modeli" konulu konferansa Gebze İlçe Kaymakamı Mehmet Emin Avcı'nın yanı sıra, İlçe Emniyet Müdürü Ali Şahinli, Çayırova Belediye Başkanı E. Faruk Taşcı, ASKON Gebze Şube Başkanı Yaşar Alkan, Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Faruk Başaran, MÜSİAD Kocaeli Şube Başkanı Nurullah Yılmaz, MÜSİAD Gebze Şube Başkanı Kaşif Şahinkesen ile dernek üyeleri, sanayici ve işadamları katıldı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. İbrahim Öztürk, konuşmasının büyük bir bölümünde, konferansın konusu olan kalkınmada Japon modeline değinerek, Japonya'daki sistemin fazla abartılmaması gerektiğini belirtti. Japonların özgüven sorunu olan bir topluluk olduğunu da iddia eden Öztürk, "Japonların önünde 3 seçenek vardı; ya savaşacaklardı, ya ticarete atılacaklardı, ya da başka yerlere göç edeceklerdi. Japonlar 2. Dünya Savaşı'nı kaybetmelerine rağmen, ticareti de savaşır gibi yaptılar.
Kalıcı yabancı uzmanları hiçbir zaman ülkelerinde barındırmadılar. İşi biten yabancılar, bir şekilde ülke dışına çıkartıldı. Japonlar, ticareti çok iyi öğrendiler ama paranın idaresini öğrenemedikleri için büyük zorluklar çektiler. Japonlar, savaş ve ticaret aşamasını gerçekleştirdiler, şimdi ise göç aşamasına başladılar. Asya'nın büyük bir bölümünde, artık Japonlar'ın ticareti hakim. Son bir yıl içerisinde Japonya dışındaki Japonlar daha çok ihracat yaptılar" dedi.
MÜSİAD Gebze Şube Başkanı Kaşif Şahinkesen de, yaptığı konuşmada, tarihin motor gücünün hep büyük gruplar olduğuna dikkat çekti. Şahinkesen, "Tarihin büyük gücü sadece baş değildir, omuzları da görmek lazım. Japonya'ya bakıyoruz 380 bin metrekare, Türkiye'nin sadece yarısı. Ancak hiç dış borç almamış bir ülke. Birleşmiş, şirketleşmişler ve marka olmuşlar. Önce Japonya'nın sonra bizim çıkarlarımız önde gelir demişler. Bu modelden yola çıkarak, küçük olsun benim olsun yerine, 'büyük olsun hepimizin olsun' deyip gelin birleşin.
Bizler Gebze'de bunu yapmazsak, dışarıdan gelen biri bunu yapacaktır. Türkiye'nin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Gelin ortak projeler üretin" diye konuştu.
Konuşmaların ardından konferans, soru cevap bölümüyle sona erdi.