16
Haziran
2024
Pazar
EKONOMİ

TMSF Başkanı Gebze'de

Gebze Sanayici ve İşadamları Derneği (GESİAD) tarafından, bugün akşam, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Çayırova Kampüsü'nde düzenlenen, aylık geleneksel sohbet toplantısına katılan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, arkeolojik kazı gibi, batan bankaların arşivlerini ve dosyalarını inceledikçe bir yerlere vardıklarını söyledi.

GESİAD tarafından, TSE Çayırova Kampüsü'nde düzenlenen sohbet toplantısına, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün yanı sıra, Gebze İlçe Kaymakamı Mehmet Emin Avcı, GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Azem Güngör ile çok sayıda sanayici ve işadamı katıldı.

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, sistemin çökmesi üzerine batan 22 bankanın kendilerinin kucağına teslim edildiğini belirterek, "Batık özel bankaların Türkiye'ye maliyeti kabaca 50 milyar dolar, buna kamu bankalarının kabaca 25 milyar dolarını da eklerseniz, bankalar sektörünün krizi Türkiye'ye işte bu kadar büyük rakamlara mal olmuştur. Banka sahibi olmaması gereken insanlar, banka sahibi olup, istediği gibi çalışmıştır. 1994 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra, devlet banka mevduatlarına yüzde 100 garanti getirdi. İşte sistemin çöktüğü nokta da budur. Devlet, kredi kartı bile verilemeyecek kişiye, 'git banka kur, mevduat topla, ben sana kefilim' dedi.

İşte sistem de tam burada çöktü. Haksız rekabete uğrayan bankalar, bu konuda o zaman seslerini yükseltmeliydi. Sonunda maalesef olan oldu ve 22 banka battı ve şimdi bizim kucağımıza teslim edildi. İşte biz de şimdi bunlarla uğraşıyoruz" dedi.

"ARTIK ESKİSİ GİBİ HAR VURUP HARMAN SAVURMA YAPILMAYACAK"
Arkeolojik kazı çalışması gibi bankaların arşivlerini ve dosyalarını karıştırdıkça bir şeylerin çıktığını da ifade eden Ahmet Ertürk, "Bankaları biz teslim aldığımızda çok sağlam bir borç, çok çürük alacaklar tespit ettik. Borç çok sağlam olduğu için, hepsini kuruşuna kadar ödedik. Hatta burada dünyada olmayan bir şey yapıldı. Sadece mevduatlar değil, bankanın bütün borçları ödendi. Elimizde batmış müesseseler ve banka sahiplerinin sıfır varlığı olan şirketleri var.

Tabii ki kağıt üzerindeki alacak ile gerçekten kaybedilen para arasında bir fark var. Yani şimdi biz dönüp, o arşivlere ve dosyalara girdikçe bunları buluyoruz. Ben buna arkeolojik kazı diyorum. Nasıl arkeoloji de, aşağıya doğru kazdıkça, batmış şehirler ve kalıntılar bulursunuz. Biz de bu arşivleri ve dosyaları inceledikçe bazı ipuçları buluyoruz. Bu ipuçlarını izleyerek de Isparta'ya, İkitelli'ye, İsviçre'ye ve ABD'ye gidiyoruz. Geçenlerde bir hesapladım, yabancı ülkelerde böyle 15 ülkede dava izliyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin geçmişte bir dokunulmazlıklar ülkesi olduğunun da altını çizen Ertürk, "Sıkıntı yaratan bu müesseseler ya çalışıp paralarını ödeyecekler, ya varlıklarını satacaklar ya da tasarruf yapacaklar. Artık eskisi gibi har vurup harman savurma yapılmayacak. Biz de onlara vade vereceğiz ve oturup dua edip bekleyeceğiz. Bu şekilde anlaştığımız şu anda 11 banka var ve bunları çok sıkı takip ediyoruz. Türkiye geçmişte dokunulmazlıklar ülkesiydi. Ona dokunamazsın, onun televizyonu var. Buna dokunamazsın, onun derneği var. Geriye sadece sokaktaki gariban kalmıştı. Şimdi ise kim devletin parasını çalmışsa, onlardan hesap soran birileri geldi" diye konuştu.

Hazineye şu ana kadar 2.5 milyar dolar para aktarıldığını vurgulayan TMSF Başkanı Ahmet Ertük konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu ana kadar, henüz onaylanmayan çimento fabrikalarını varsayarak, Telsim hariç, 5 milyar 250 milyon dolar tahsilat yapmış bulunuyoruz. Biz Telsim'i ilan ettiğimiz fiyattan satarsak eğer, toplamda en az 8 milyar dolar tahsilat yapmış olacağız. Hazineye de bu arada 2.5 milyar dolar para aktardık. Bu hafta içinde 1 milyar dolar daha aktaracağız. Bütün bunlar da çalınan paranın bir bölümünün geri gelmesidir."

Yaklaşık iki saat süren ve zaman zaman toplantıya katılanların uyukladığı sohbet toplantısı, soru cevap faslıyla sona erdi.

.
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2005 Çarşamba 02:40:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?