Akdeniz’in yağmuru öyle ahmak ıslatan gibi yağmaz, yağdımı bardaktan boşanırcasına yağar. Hafta içinde hava hem soğuk hem de yağışlışdı. Lara’da, Konyaaltı’nda, Varsak’ta caddeler refüjleri bile görünemeyecek şekilde suyla kaplanmıştı. Kepez, Aksu, hatta Döşemealtı’nın bir çok sokakları göle dönmüştü.
Rögarlar suyu çekmeye yetişemiyordu kent merkezinde. Araçlarıyla su birikintilerine hızla giren dikkatsiz sürücüler nedeniyle kaldırımdaki, duraktaki yayalar sırılsıklam ıslanıyordu. Mağdur vatandaşlar bu şikayetini anlatacak makam bulamamaktan yakındılar. Suyla kaplı yollardaki görünmeyen çukurlar ise araçlar için tam bir tuzak.
Akdeniz’in kıyıcığında, Konyaaltı sahilinde dalgalı denize bakıp hayal kuranlar, kafelerde sıcak çay içip sohbete dalanlar, otomobillerinin içinde manzarayı seyredenler ve yağmurun altında ıslanarak romantizmi yaşayan genç sevgililer vardı. İsimlerini vermiyorlar ama hemen herkes “Yağmurun sesini dinliyoruz” diyordu.
YAĞMUR ÇOK YAKIŞIYOR
Lise öğrencileri Gülsüm Kalın ve Erkan Yağmuroğlu, Beşiktaş maçı için Antalya’ya gelen arkadaşları Erdal’ı konuk ediyordu. Yağmur deyince Gülsüm’ün aklına ilk gelen cümlesi, “İnsanlar insan olsun, araçlarıyla yayaları ıslatmasınlar. Lütfen dikkat etsinler” oldu. Erkan ise, “Yağmurlu hava Antalya’ya çok yakışıyor. Dolaşmak çok güzel oluyor yağmur altında” dedi.
Kadınyarı köprüsü kaldırımı üzerindeki Milli Piyango bayisi emekli Yücel Mol, 16 yıldır yaptığı işini soğuk yağmur demeden sürdürüyor. “İşler nasıl” diye sorduk, Mol da, “Kimin işleri iyi ki. İşi iyi olan var mı allah aşkına. Yağmur olunca da vatandaş kayboluyor, işler iyice düşüyor” karşılığını verdi.
NEREDE YOLUN GİDERİ
Mol devam etti: “Yaz bülent bey ne olur yaz. Esnafın durumu inan çok kötü. Emeklinin hali zaten belli. Emekli maaşım daha yeni 690 lira oldu. Neye yetecek.” Mol’un emekli arkadaşı Erol Çıtak araya girdi; “Ekonomi bir yandan, gerginlikler bir yandan herkesin psikolojisi bozuldu” dedi.
“Kentin sorunlarına ne diyorsunuz” diye konuyu değiştirmeye çalıştım, Yücel Mol, söze girdi: “Su sıçratıyor araçlar. Bundan şikayet ediyor vatandaş biliyorum. Su sıçratan saygısız sürücülere kızalım da yolu yapana niye kızmıyoruz. Nerede bu yolun gideri, rögarı. Antalya’nın yağmuru belli. Yağdımı tam yağar. Ona göre önlemi alınır. Yarım yamalak yapılırsa böyle olur. Ona buna niye su sıçratıyorsun diye kızarız.”
Hakan Türkoğlu oğlu Doruk ile masaya yaklaştı ve bir milli piyango bileti çektiler. Yücel Mol, biletin arkasını mühürledikten sonra “Bol şans” diledi. Doruk bileti aldı, numaralarına bir göz attı ve katlayıp cebine koydu. Baba-oğul Türkoğlu’lar umutla uzaklaştılar.
SAKİN PAZAR
Lara’da Perşembe pazarı sakindi. “Yağmur nedeniyle pazara çıkan da azalıyor” dedi pazarcı Özkan Dönmez. Dönmez, Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme bölümü mezunu olduğunu anlattı. Sonra ekledi: “Ben bu işi severek ve bilerek yapıyorum. Özel sektörde kazandığımın 3 katını kazanıyorum. İlerde kontrollü tarım ürünlerini satacağım çok güzel bir manav açacağım.”
Kış sebzeleri el yakıyor pazarda. Biber 8 lira ile en pahalı ürün. Karnıbahar 2 lira, bakla 5, ıspanak 3 lira. Sera ürünleri domates, patlıcan, kabak tezgahların olmazsa olmazı.
Mine Teke 1 yaşındaki oğlu Arda ile pazara gelmiş. “Evin ihtiyacı, soğuk yağmur demeden geldim oğlumla pazara” diye konuştu hızlıca. Kış sebzeleri ile sofra kurduğunu anlattı. “Yağmurda zor olmuyor mu” diye sorunca, “Yağmur da olsa soğuk da olsa yemek pişecek evde. Ama şu su birikintileri olmasa, arabalar su sıçratmasa daha iyi olacak” karşılığını verdi.
-BİLİM YAPAY GÖZ PEŞİNDE-
Avrupa Göz Hekimliği Yetkili Kurulu Diploması (FEBO) sahibi 19 Türk göz hekiminden birisi olan Op.Dr. Ferşat Muhacir’i ziyaret için Özel Anamas Şelale Tıp Merkezi’ne gittiğimde ameliyattan çıkmak üzereydi. Seyit Ahmet Göynükara’nın yakınları ayrı bir odada LCD monitörden Op.Dr. Muhacir’in ameliyatını izliyordu.
Herşey yolunda gitmişti. Odasında konuştuk Dr. Ferşat ile, herkesin gözünü, “Gözü gibi” korumasını, özen göstermesini istedi. En güzel gözü sordum, “En ileriyi gören göz en iyi gözdür” dedi.
“Kartal göz”den bahsetti Op.Dr. Ferşat Muhacir. Özellikle askeri pilotların kartal göz denilen görme yeteneği olan kişilerden seçildiğini anlattı. Bilim dünyasının bir çeşit yapay göz denilebilecek çalışmaların olduğunu, ileride gerçekten bir yapay gözün yapılabileceğini umduğunu belirtti.
Saygıdeğer Bülent Bey. İç politikanın etrafa saçtığı toz - duman içinde yazılarınız ve yerel konulara eğilmeniz bizlere ilâç gibi geliyor. İyi ki Kenthaber'de varsınız.