11
Haziran
2024
Salı
ANASAYFA

Fraport: Antalya’ya inandık

Avrupa’nın havayolu trafiğinin merkezi olan Frankfurt için “Dünyanın en küçük metropolü” deniliyor. Nüfusu 700 bin dolayında ama bir büyük bir şehir gibi hareketli ve yoğun. En bilinen önemli festivaller, spor etkinlikleri, fuarlar burada düzenleniyor. Örneğin Müzeler Gecesi etkinliği, otomobil ve kitap fuarı gibi organizasyonlar sayesinde bu küçük kent çok sayıda konuk çekiyor. Almanya’nın finans merkezi olmasının yanında siyasi olarak da önemli bir kent. Frankfurt merkezli yayın yapan 5 gazetenin bütün Almanya’ya dağıtımı yapılıyor. Ve bu gazeteler de oldukça güçlü. 
Asıl önemlisi Avrupa havayolu trafiğinin kavşağı durumunda olmasıyla Frankfurt’un ayrı bir yeri var. Fraport, Frankfurt Havalimanı İşletmesini yapan kurumun ismi. Antalya’ya hiç de yabancı değil Fraport. Antalya Havalimanı işletmesini IC grupla birlikte yapıyor. Turizm sezonu başlarında Frankfurt Havalimanı’nın dört bir yanı Antalya bayrakları ile donatılıp tanıtımda önemli bir katkı sağlanıyor. İşte bu önemli bir havalimanı işletmecisi olan Fraport’un konuğu olarak hafta sonu Frankfurt’daydık.
Dünya üzerinde Antalya’da dahil 12 havalimanı işletmesini yapıyorlar. Türkiye’de de Antalya Havalimanı’nı IC Grup ile birlikte ICF Airport ismiyle işletiyorlar. ICF Airport Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Döngel ile Genel Müdür Dirk Schusdziara, Kurumsal İletişim Şefi Tuğba Soğukpınar ile Güvenlik Danışmanı Natık Canca ile bir grup gazeteci birlikte gittik Frankfurt’a.
Fraport’un merkez binası camdan kule gibiydi. Sade ama kullanışlı düzenlenmişti. 12 bin dolayında çalışanından 1100’ünün Türk olduğu bilgisi verildi. Habip Altıok, Müşteri Hizmetleri İletişim sorumlusu olarak görev yapıyor. Fraport ile ilgili ilk bilgileri o verdi. Altıok, Frankfurt Havalimanı’nın Avrupa’nın ön önemli aktarma merkezi olduğunu hatırlattı. Geçen yıl 57.5 milyon yolcu geçmiş havalimanından. 500 binden fazla uçak trafiği, 2 milyon metreküp kadar da kargo trafiği gerçekleşmiş.
Antalya başarı hikayesidir
Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Peter Schmitz, şirketle ilgili bilgi verdi, sorularımızı da yanıtladı. Havalimanından yükselen gürültü ve emisyon konularıyla ilgili Frankfurt halkının çok tartıştığını bu nedenle acil uçuşlar dışında gece 23.00 ile 05.00 arası uçuş yasağı konulduğunu anlattı. Oysa Frankfurt için havalimanı çok önemli. Schmitz, dünya üzerinde 12 adet işlettikleri havalimanı olduğunu hatırlattı.
Avrupa hava trafiğinin geleceği hakkında da görüşlerini dile getirdi Schmitz: “Biz kapasitemizin üzerindeyiz. Pazar doğuya kayıyor. İstanbul bu açıdan çok önemli. Avrupa’da havacılıkta büyüme yüzde 4’ten yüzde 2’lere düşecek. Ama doğuda bu rakam iki haneli olacak.”
İstanbul Havalimanı ihalesiyle ilgili bir değerlendirme yapmasını istedik Schmitz’den. Aynen şöyle dedi: “Bizim belirlediğimiz bir limitimiz vardı.  Ona ulaştık ve bıraktık. Rakibimiz agresifti ve aldı. Bu kadar basit. İstanbul Havalimanı’nı alamadık ama başka fırsatlar var. Mesela Brezilya var.”
“Antalya” dedik ve heyecanla başladı anlatmaya: “Antalya’ya inandık güvendik ve başardık. Türkiye genç bir nüfusa sahipti. Ekonomik olarak da büyüyordu. Bunu tahmin ettik. Biz de fırsatlar arıyorduk. Antalya çıktı karşımıza. Başlangıçta zordu. Ama bugün geldiğimiz noktada Antalya bizim için tam anlamıyla bir başarı hikayesidir. Türkiye’ye bakışımız son derece olumlu. Türkiye ile büyümek ve yatırım yapmak önceliğimiz olmaya devam edecektir.”
Belgesel tadında bir apron turu
Fraport Havalimanı’na sık sık turlar düzenleniyor. Çünkü bu kadar büyük bir trafiğin nasıl yönetildiğini görmek öğrenmek çok ilginç geliyor insana. Sanki National Geographic Chanel’ izliyoruz. Otobüs ile apronda tur atarken daha çok Lufthansa markasını görüyoruz. Çünkü burası onların merkezi. Rehberimiz, ‘Türkiye’nin önemi nereden geliyor’ diye sordu sonra yanıtını verdi. En hesaplı uçuşlar maksimum 4 saatlik mesafe ve 2 motorlu uçaklarla yapılan uçuşlarla elde ediliyor. Türkiye’yi merkez alıp bir çap oluşturunca, Avrupa, Rusya, ortadoğu uçuş noktaları ortaya çıkıyor. İşte Frankfurt gibi Türkiye’nin de aktarma amaçlı merkez olacağı düşünülüyor.
Kargo bölümüyle ilgili ilginç bir rakam da şu oldu. günde 150 bin parça elden geçiyor. Hata payı binde 1. Kargo yüklenen uçakların arasında dolaşırken burada görevliler arasında Türklerin çoğunlukta olduğuna tanık olduk. Urfalı Yasin Kaya ile fotoğraf çektirdik. Özel bir kulaklığı var. motor gürültülerini kesiyor. Ama yakından bir ses algıladığı zaman rahatlıkla duyuyor ve konuşabiliyor. Belli bir süre geçince de sesi kısıyormuş. “Teknolojik bir alet ama insan sağlığı için çok önemli” diyor.
GAZETECİ KULÜBÜ
Frankfurt Basın Kulübü (FPC) ziyaretinde Başkan Werner D'Inka, kentle ilgili bilgileri arktardı; “700 bin nüfusuyla Frankfurt dünyanın en küçük metropolü sayılıyor” dedi. Türkiye’ye ve özellikle de Antalya bölgesine yılda birkaç kez geldiğini ve tatil yaptığını anlattı.
Frankfurt merkezli günlük 5 gazetenin Almanya’nın tamamına dağıtımı yapılıyor. Örneğin Frankfurter Algemeine Zeitung tirajı 350 bin dolayında. Bizim ilgimizi çeken Basın Kulübü’ne kurumsal üyeliklere izin verilmesi çekti. Başkan D’Inka, ‘Destek Üyeliği’ diyor buna. Her etkinliğe katılabiliyor ama oy hakkı yok. Üyelerinin eğitimine önem veriyorlar. Destek Üyeleri bunun için maddi yardım yapıyor. Bir grup genç gazeteciler şu sıralarda Kamboçya’ya gitmişler. Döndüklerinde haberleri yayımlanacak.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mevlüt Yeni ile birlikte Genel Sekreter Haşmet Öyken ile üyeler İdris Taş, Emin Demir ve Sibel Atasoy Başkan Werner D’Inka’ya plaket verdiler. Başkan Yeni, FPC ile ilişkileri geliştirmek için partnerlik teklif etti.
Uçan Market: SunExpress
Antalya merkezli havayolu şirketi SunExpress Hava Yolları bu seyahatte bizleri çok şaşırttı. Sun Express, Lufthansa ile Türk Hava Yolları’nın ortaklaşa kurduğu bir charter firması. Birçok kez bu firmayla yolculuk yaptık ama hizmette bu kadar geri gidebileceğini tahmin etmiyorduk.
Aslında birçok charter firmasının aynı şekilde hizmetten tasarruf yaptığını biliyoruz ama bu sefer hepimizi şaşırttı. Daha uçağa adım atar atmaz yolcularına ‘Hoşgeldiniz’ diye karşılayan hostesler turuncu renkli bir küçük keseciği elinize tutuşturuveriyor. ‘Bu neyki’ diye düşünürken yerinize oturunca bir bakıyorsunuzki  içince küçük peynirli sandviç, yarım bardak kadar su ve peçete. Bunun dışında ne alırsanız parayla. Çay parayla, su parayla, yastık isterseniz parayla. Hava bedava! Milliyet Gazetesi Temsilcisi Oktay Pirim, “Uçan Market gibi” diyerek tepkisini dile getirdi.
Başlık da buradan çıktı: Uçan market Sunexpress..
Kay kahve satışından sonra hostes hanımın anonsu duyuldu: İçki, sigara, çikolata ve parfüm satışları başlayacaktır. Ekranda eski bir film vardı. Şöyle öne ve arkaya doğru bakındık. Kulaklığı da parayla sattıkları için bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar bir izleyicisi vardı koca uçakta.
Dönüş daha çileli oldu. İki günlük seyahat olduğu için herkesin el bagajı vardı. Biniş kartlarımızı alırken çantalarımızın ağırlığını belirlemek için tartıya koyuyan el bagajlarını hiçbir şey söylemeden hooop attı gitti. Türkçe bilen kimse yok. Derdimizi çat pat anlatalım desek de dinleyen yok zaten. Saygısızca kafasını çeviriyor hanımefendiler. Kimimizin ilaçları, fotoğraf makinası, hediye çikolatalar vs çantada kaldı.
Söylene söylene geçtik pasaport kontrolünden. Uçağa biniş çağrısı yapıldı, girdik. Kalkışa tam 40 dakika kala 35-40 dakika kadar gecikme olduğu söylendi bu kez. Bulunduğumuz salonda yiyecek içecek büfesi de yok tuvalet filan da yok.
Yolcular tepki göstermeye başlayınca SunExpress’in personeli olduğunu öğrendiğimiz bir beyefendi geldi nihayet, ilgilendi. Çantamızı da geri getirdiler...

Yayın Tarihi : 26 Kasım 2013 Salı 23:16:37
Güncelleme :26 Kasım 2013 Salı 23:19:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?