19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Dinler kavgasının ilacı; turizm

Dünya işini gücünü bıraktı ‘din’ işleriyle uğraşıyor. Açlıktan ölenler, küresel ısınma, doğal kaynakların yetersizliği ve geleceği gibi konuları bırakmış din konuşuluyor. Hayret. Tanrı bile buna müthiş derecede kızacaktır mutlaka.


‘Ekümenik‘ Türkiye’de, Fethullah Amerika’da. Irak’da İslamiyetin dalları –fazla detaya gerek yok- Alevi, Sünni vs. vs.
Ehh bir de ABD’ye savaş açmış olan ve halen yakalanamamış, yakalanır mı bilinmez, dünyanın belası, Başkan George Bush ve ailesinin iş ortağı El Kaide’nin lideri Usame bin Ladin var sağolsun(!)


Bizim basınımız da son günlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin kanun, kural ve yasalarınca da suçlu olan, aranan hatta mezar yeri bile saklanan bir din bağnazının reklamını yapıyor nedense. Övgüler dizilerek kime yarandıklarını çok merak ediyorum doğrusu.
Ağzında ‘barış’ kelimesini eksik etmeyenler sürekli savaşıyor nedense. Demokrasi diyenler de ağzından ‘Din’i düşürmüyor.


İnsanın aklı fikri almıyor. Nedir bu takiyye? Bence asıl sorun herkesin takiyye yapması.
Antalya’da geçtiğimiz hafta Başbakan R. Tayip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ‘Dinler Bahçesi’ 3 dine mensup kişilerin beraberce ibadet yapabileceği bir mekan. Müslüman, Hıristiyan ve Musevi dinini benimseyen tatilcilere kapılar sonuna kadar açık.
Aynı denizde, aynı havuzda yüzüp, aynı güneşin altında güneşlenmiyor muyuz. Demek ki herkes ibadetini de aynı ortamda yapabilir.


Dünya insanları açlıktan kurtulup turizm hareketinin içine katılsa acaba herhangi bir nedenle savaşır mıydı acaba. Türkiye turizm için kapılarını açmasa halkın büyük çoğunluğu Avrupa Birliği’ne katılmak için onay verir miydi acaba? Hiç sanmıyorum inanın.
Yıllar önceydi, ama çok değil yıl 1986 veya 1987’ydi. Alanya’ya gitmiştim. Aylardan Temmuz belki Ağustos. Çok sıcaktı hava. Damlataş Mağarası tarafında denize giriyorduk arkadaşlarla. Ben hemen arkadaki bulunan bir markete gittim mayo ile. Market sahibi bana bir fırça attı ki korktum açıkçası. Çünkü mayo ile neden dolaştığımı, ayıp günah gibi bir şeyler söyleyip beni uyardı.


Şimdi Alanya’ya bakıyorum tüm gençler turizm için çalışıyor, muz bahçesi sahipleri otel sahipleri olmuşlar. Caddelerde sokaklarda tatilciler istediği yaz kıyafetleriyle dolaşıyor, diskolar sabahlara kadar açık. Hatta 8 bine yaklaşan yabancı –çoğunluğu Alman- bu tatil ilçesinde ev alarak yaşamaya başlamış. Şimdilerde de ibadet hanelerini yapmaya başladılar. Yaşlanıp burada yaşamını yitirenler bile burada gömülmek isteniyor.
Alanya’da şimdiye kadar bin din kavgası yaşanmadı. Zamanın bağnaz kafaları artık değişmiş, kendi ibadetlerine bakıyor, başkasının ibadetine karışmıyor.
Demokrasiyi bu yönüyle kim sevmez. Tüm savaşanları olanak olsa da tatile göndersek birer hafta. Sanırım çok değişeceklerdir...

Yayın Tarihi : 14 Aralık 2004 Salı 00:08:44
Güncelleme :14 Aralık 2004 Salı 11:47:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?