Türkiye’nin en önemli ve çok özel bir portakal üretim ovasına sahip Finike’nin Belediye Meclisi’nce geçen yıl alınan ‘Birleşme’ kararı, ortalığı karıştırmaya devam ediyor. Hasyurt, Sahilkent, Turunçova ve Yeşilyurt belde belediyelerinin kapatılarak Finike Belediyesi sınırlarına dahil edilmesini istemesi vatandaşları ikiye böldü.
2014 yılındaki yerel seçimlerde Turunçova, Sahilkent, Yeşilyurt ve Hasyurt belediyeleri kapatılıp Finike Belediyesi’ne dahil edileceği söylentisine çeşitli kesimlerden değişik tepkiler geliyor. Birleşme gerçekleşirse 40 bini aşkın nüfuslu tek belediye oluşacak.
Finike Belediyesi, Akdeniz Üniversitesi’ndeki bir hocaya Finike havzasındaki belde belediyeler ile Finike’nin birleşmesi konusunda bir rapor hazırlattı. Belediye Kanunu’ndaki, “Birleşme ve Katılma”yı düzenleyen 8’nci maddesine göre bir beldenin bir başka beldeye katılabilmesi için meskun merkezlerinin uzaklığının 5 bin metreden fazla olmaması gerekiyor. Söz konusu beldelerin durumu da buna uygun.
Finike’nin 5’nci dönemdir Belediye Başkanlığı yaparak bir rekoru elinde bulunduran Nail Dülgeroğlu, bu rapora ve kanuna dayanarak geçen yıl meclisten bu kararı geçirtmişti. Yolumuz Finike tarafına düşünce bu karar aklımıza geldi. Her beldeyi ziyaret edip karşılaştıklarımıza ‘Birleşme’yi sorduk.
Portakal bahçelerinin arasında dolaştık. Henüz hasat edilmeyen bahçeler de vardı. Öğrendik ki portakal bu yıl maliyeti bile karşılamamış. İşçi parasını dahi zor çıkarmış. Aslında dalında bırakacak üretici ama, hem ağaçın özüne zararı olacağından hem de gelecek yılki verimi olumsuz etkileyeceğinden zararına da olsa işçiyi bahçeye sokup daldaki ürünü toplamak gerekiyor.
TURUNÇOVA’DA NARENCİYE DALINDA KALDI
Turunçova beldesi toptancı halinde karşılaştık Finike Ziraat Odası’nın bir önceki dönem başkanı Hüseyin Uygun ile. Narenciye komisyoncusu Osman Pay’ın iş yerinde kadınlar çocuklarıyla birlikte waşington portakalları kasalara sıralıyorlardı. Ülkenin değişik yerlerinden gelen tüccarlar komyonlarını dolduruyorlardı.
“4 beldenin Finike’yle birleşmesi için ne diyorsunuz” diye sordum, Hem Pay, hem de Uygun, birleşmeden yana olduklarını söylediler. Tarım sektörü için birleşmenin önemli olduğunu şöyle savundular: “Hızlı büyüyen bir geliyen bir dünyadayız. 26 Mart’ta yeni hal yasası yürürlüğe girmiş olacak. Bölgenin ekonomisi tarım. 3 yıl sonra birçok küçük ölçekli hal kapanacak. Birleşme sayesinde hal sorunu yaşamayız. İş dünyasının da lehine olur. Güçler birleşmiş olur.”
Narenciye piyasasını konuştuk sonra, Osman Pay anlattı: “Ben üreticiden 70 kuruşa alıyorum, işçiliği depo gideri, ulaşım vs gibi derken 1 liraya satarsam para kazanıyorum. Ama aslında biz üreticiden 1 liraya almamız lazım ki, onlar da para kazanabilsin. Limon dersen elimizde kaldı zaten.”
Hüseyin Uygun bölgenin narenciye nabzını çok iyi biliyordu; bir çıprıda özetledi narenciye piyasasını: “10 yıl önce 800 bin liraydı (80 kuruş) o günkü girdilerle bugünkü girdilerin fiyatları yüzde 400, yüzde 500 hatta yüzde 700 artmış olan var. Waşington üreticisinin mutlu olmasına imkan var mı hiç. Çiftçi kazanamadığı gibi bir de hal rüsumu kesiliyor. Olması gereken fiyat bu değil ne yazık ki. Pazara bakın 3 kilo limon 1 lira. Türkiye’nin 3,5 milyon ton narenciye üretimi var. Üretimimiz fazla. Dünyada da üretim fazla, o nedenle ihracat yapılamıyor. Yani sizin anlıyacağınız, tarım politikasında bir zayıflık var.”
HASYURT VE SAHİLKENT KARARSIZ
Kumluca’yı geçince hemen Hasyurt’un verimli arazilerinden içeri daldık. Seralar ve portakal-limon bahçeleri arasından geçerken gördüm, Neriman ve Nazmi Can isimli öğrencileri. Çiçek topluyorlardı. Sordum, “Kim için bu çiçekler” diye. “Öğretmenimiz için” dediler.
Yarbaşı Mahallesinin bakkalı Muhammet Parmaksız, “Birleşsin belediyeler. Birleşsin belki o zaman daha iyi hizmet gelir” dedi. Bakkala Sabahattin Yanatma ile Ali İhsan Uras girdi. İkisi de birleşmeden yana değil. “Neden” deyince, “Şimdi belediyeye, başkana çabuk ulaşıyoruz. Büyük bir bölge olursak başkana ulaşamayız ki. Sesimizi duyuramayız” karşılığını verdiler.
Sahilkent sakinlerinden İsmail Poyraz birleşme konusunda kararsız. Finike Limanı’nda Bayram Arıgüzel ve simitçi Muharrem Gök ile oturmuş çay içiyorlardı. Poyraz, “Aslında karşıyım ama buralar zengin tarım alanları, tek elden planlama yapılsa daha iyi olur. Kimisi siyaseten istemiyorlar, kimisi de güçlü olmak için istiyor” dedi kısaca.
KÜÇÜK VE SAKİN
Finike çarşısında karşılaştığımız kadın erkek, genç yaşlı kısaca sorduk birleşme konusunu. Özlem Sipahi ve Sevgi Sipahi adlı kadınlar, “Birleşsin, ilçemiz büyüsün. Çocuklarımız için daha güzel eğitim şartları oluşur” dediler. Derya Korkmaz, çalıştığı Cafe Alternatif’de semaverde demlediği çayı müşterilerine sunuyordu. Birleşmeyi istemedi; “Kalabalık olunca sorunlar da büyümez mi. Küçük bir ilçede daha rahatız. Büyüdükçe çöp artar, vergi artar, pahalılaşır ilçemiz. Sosyal açıdan iyi de ekonomik açıdan vatandaşa yük gelir” dedi.
14 yaşında Bayram Yaşar, “Finike böyle şirin kalsın abi yaa” dedi. Elif Ulutaş ve Serkan Özcan, “Kalabalık olunca karışıklık da olur. Sakinlik iyi değil mi. Ne güzel işte. Hepimiz bir birimizi tanıyoruz bak. Tamam belki büyüyünce belki sosyal aktiviteler gelir, sinema gelir filan ama, sakinlik daha güzel be abi” diye tepki verdiler.