25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kışı boş turizm

 Turizm esnafı, kış aylarını canlandıracak bir proje ve çalışma geliştiremeyen turizm belediyelerine, dernek ve birlik yöneticilerine veryansın ediyor.
Kış turizmini canlandırmak için Toros eteklerinde dağ yürüyüşleri, bisiklet turlarıyla hobisi olan Avrupalıların ilgisinin çekilebileceği vurgulandı.
Türkiye’nin ilk turizm bölgelerinden Kemer’in sokaklarında kültür, sanat ve sporla ilgili bir faaliyet yok ne yazık ki. Sanatçı Münir Özkul’un adını taşıyan çarşının esnafı kitap, gazete okumuyor, ama okey, iskambil, tavla oynayarak zaman geçiriyordu. Oysa 30 yılı aşkın turizm geçmişi bulunan Kemer’in müdavimleri arasında, sanata ve kültüre çok ilgili Alman ve Rus turistler birinci sırada bulunuyor.
Çarşı esnafınları Sezgin Türk, Halil Özcan, Adem Şahin, Mehmet Bilici ve Erdoğan Gündoğdu, Birol Sarıyar’la okey başında konuştuk; “Zaman çok, oturup oyunla zaman geçiriyoruz” diye gerekçe açıkladılar. Çaylar söylendi, dertler de ortaya döküldü. Adem Şahin, “Batan esnafın sesi çıkmıyor, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtik diyoruz. Utanıyor esnaf, battım, zarar ettim demekten utanıyor. Bakın birçok iş yeri kapatmış gitmiş. İşte bunlar zarar eden arkadaşlarımız. Yoksa niye boşaltsın ki dükkanını” diye konuştu.
TURİSTE DAVRANIŞ KURALLARI
Birkaç gün önce, Belediye Başkanı Mustafa Gül imzasıyla esnafın uymasını istediği davranış kuralları sıralandığı bir bildirinin dağıtılmış. Duyuruda, farklı ve yüksek fiyat talep edilmesi nedeniyle turistin esnafa olan güveninin kaybedildiğine işaret edildi. Israrcı davranılmaması, hanutculuk yapılmaması, temizliğe önem verilmesi, kaldırımları engelleyici birşey konmaması, kaldırımda, yolda iskambil, okey, tavla oynanmaması, yemek yenmemesi, lokantaların açıkta yiyecek içecek servisi yapmaması, fiyatç tarifelerinin asılması, görüntü ve gürültü kirliliğine dikkat edilmesi, ve tüm turistlere, yerli yabancı ayrımı yapılmaksızın eşit ve kibar davranılması, ihtiyaçları olduğunda da giderilmeye çalışılması gibi önerilere de bu duyuruda yer verildi.
Mehmet Bilici, “Bu kuralları hemen tüm esnafımız uyuyor. Şimdi sezon başlamadığı için esnaf zaman geçiriyor. Aslında bu oyunlarımız da bizim kültürümüzün bir parçası. Turistler merak ediyor, onlara da gösterdiğimiz, öğrettiğimiz oluyor” dedi.
“Müstehcen” olduğu gerekcesiyle sökülen ‘Aşk Yağmuru’ heykelinin bulunduğu meydanın çok sıradan bir hale geldiğinden yakındı Birol Sarıyar. Ve sürdürdü konuşmasını; “Burası Kemer’in göbeği. Bak allah aşkına boş boş duruyor. Beğeniriz beğenmeyiz ama o söküler heykel burada olduğu zaman gelen giden daha çoktu. Fotoğraf çekiyorlardı, çektiriyorlardı. Bunun etrafında dolaşıp esnafa da katkısı oluyordu. Cafede oturuyordu, alış veriş yapıyordu.”
MARKA DEĞİL TAKLİT ÜRÜNLER
Çarşıdaki hediyelik eşya satan mağazalarda bize özgü pek ürün yoktu. Ama Çin’den ve uzakdoğu ülkelerinden getirilen sanatsal özellikli pek çok eşya vitrinlerdeydi. Tekstil, deri, saat, halı-kilim veya kozmetik mağazalarının bir çoğunda marka ürünler yerine imütasyonları, taklitleri yer alıyor. Altın’da taklite rastlanmasa da kuyumcular, işlenmiş altına ilginin git gide azaldığından yakındı.
Hasan Saygan’ın hediyelik eşya mağazası hayli zengin. Saygan’a “Türk kültürüne ait neler var” diye sorduğumda, “Var tabi ama ithal ürünler fazladır galiba” dedi. Türkiye’yi anlatan hediyelikler arasında avize, nargile, tavla, dansöz kıyafeti, seramik tabak, porselen bardak, kütahya çinisi değişik ürünleri sayabildik. İthal hediyeliklar arasında el işlemesi tablolar, bakır işlemeli hayvan figürleri, biblolar gözümüze çarptı.
KIŞ KONUKLARI KİTAP SEVER
Kemer Yat Limanı’nın kış konukları vardı. Limanın 60-70 sakini Navigator Restoranda yemek dersi alıyordu. Türk yemeklerini, zeytinyağlı mezeleri, börekleri, yöresel yemekler, soğuk mezeler ve et yemeklerinin yapımını öğreniyorlardı.
İşletme sahibi Yılmaz Çoşkun, kış konuklarının yaşamlarına ilişkin bilgiler verdi. Çarşıyı dolaşmaktan, yakınlardaki doğal güzellikleri ziyaret etmekten hoşlandıklarını, bisikletlerine binip civar merkezleri dolaşmayı sevdiklerini söyledi Çoşkun. Bol bol kitap okuyup ve film seyrettiklerini anlattı.
“Nelerden şikayet ediyorlar” diye sordum; Çoşkun, “Yolların bozukluğundan şikayet ediyorlar, çarşıda alışverişe çıktıklarında aşırı ilgiden rahatsız olduklarını söylüyorlar” diye yanıt verdi.
Limanın sakinleri Kemer Marina’sının kütüphanesini kitaplarla doldurmuşlar yıllar boyu. Ellerindeki okuduğu kitapları getirip kütüphaneye bırakıyorlar, okumadıkları varsa alıp götürüyorlar. Aynı şekilde DVD film değişimi de yapılıyor. Yılmaz Çoşkun, “Bu değişimler için bir kayıt filan tutmuyoruz, kendiliğinden dönüyor sistem” dedi.
TOROSLAR BİSİKLETE AÇILMALI
Doğa yürüyüşü ve dağ bisikleti turları için Torosların etekleri çok elverişli olduğu halde, Kemer’de , Tekirova ve Çamyuva’da bu konuda bir faaliyet duymadık hiç. Daha çok kış aylarında ilgi duyulan bu aktivitelere öncülük yapılsa, tanıtımına geçilse ciddi bir pazarı olabilir.
Yat limanında Yılmaz Coşkun ile konuşurken bisiklet konusu da açılınca “Gel abi sizi turizmci bir aileyle tanıştıracağım” diyerek bize az ötedeki masada oturan Nevin ve Erol Karaoğul çiftinin yanına götürdü.
Karaoğul çifti, Bolu Kartalkaya’da Villa Neva isimli küçük bir butik otelin sahipleri. Erol Karaoğul, “Biz de buraya kafa dinlemeye geliyoruz. Kışın çok keyifli bir yer. Yazı cehennem gibi ama, kışın tadını çıkarmak lazım buralarda” dedi. Sonra devam etti: “Bolu’da tipiden kaçar gibi yazın burada sıcaktan kaçmak lazım. Ben şaşıyorum işte; buralar, bu dağlar kış aylarında daha güzel satılır aslında. Doğa turizmi yapılmalı. Dağ bisikleti turları düzenlenmeli, spora gönül verenleri hobileri olan insanları çekmek lazım buralara.”
Tahtalı dağına teleferik yapılmasına karşın yürüşüş ve bisiklet ve motorsiklet severler için patika yolun eksik olduğunu vurguladı Erol Karaoğul. Heyecanla anlattı: “Ben çıktım biliyorum. Tahtalı’nın arkasında Çukuryayyla mevkisi var. Aşağıdan oraya kadar yol çıkıyor. Oradan Tahtalı’nın zirvesine 3 kilometre var yok, patika yapılsa çok güzel bir parkur olur.”
Bir Alman’ın Antalya’dan Fethiye’ye kadar 35 noktadan geçen bir bisiklet parkuru belirlemiş, kimsenin haberi yok. Hatta kitap olarak yayınlanmış. Erol Karaoğul, “Avrupa’da dağlar bisiklet kaynıyor. Bu gurupları kış aylarında Türkiye’ye Kemer’e çekmek mümkün. Bunun için tanıtım çalışmaları yapılmalı. Yerel yönetimler küçük parkurlar oluşturabilir” dedi.

 

Yayın Tarihi : 15 Mart 2010 Pazartesi 10:47:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?