22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Simitçi de turistten şikayetçi

Turizm merkezlerinde kurulan açık semt ve köy pazarları turistlerin de ilgisini çeker oldu. Kemer’de, Tekirova’da Göynük’de merkezi çarşılar henüz tam hareketliliğe ulaşmadı ama Çamyuva’nın Çarşamba pazarı oldukça canlıydı. Yöre halkıyla beraber turistler rahatsız edilmeden, neşeyle ve zevkle dolaşıyor, pazarlık edip, alış-veriş yapıyor. Eskisi gibi ne yaka-paça tutan, zorla mal satmak isteyen, ne ayakkabısına istemeden boya süren var. Çocuklar da turist peşinde koşturmuyor tabi. Fiyatlar ‘birazcık’ fark ediyor, o da ‘Kur farkı’ndan. Bu hafta yolumuzu çarşı-pazara çevirdik. Hem esnafı dinledik, hem de turistleri. Lokanta sahibinden, butikciye, pazar yerindeki satıcıdan simitçiye kadar herkes yakındı. Turistlerin yakındığı tek durum ise ‘kazıklanmak’ korkusuydu. SİMİTÇİNİN İSYANI Kemer’in çarşısı, yürüyüş yolunun tam başında Simitçi Ferhat , fırından yeni gelmiş dumanı tüten öğle simidi müyterilerine yetiştirmeye çalışıyordu. 40 Ykr’a günde 600-700 arasında simit sattığını söyledi. Hem çalışıyor hem de bize yanıt veriyor Ferhat Tatlı (27). 3 yıldır simitçilik yapıyormuş, “Şükürler olsun kazanıyorum abi. Millet açtır, fakirdir. Herkes simide koşuyor” diye özetledi durumu. Liseyi bitirmiş avukat bürosunda çalışan İlknur Ceylan (18) köpeği Biber ile simit almaya gelmiş. Rusca ve İngilizce biliyor. Üniversite sınavına girip Hukuk Fakültesi’ni kazanmak istiyor. O nedenle avukat yanında çalıştığını söyledi. Özgün Akbulut (23) ise cafe-restoranda çalışıyor. O da simiti tercih etmişti. TURİSTTE DE YOK Simitçi Ferhat, yabancı müşterilere karşı para üstü vermede biraz hesabı karıştırsa da “Bazen zarar ediyorum, denk gelmiyo kuruş hesabı” diye yakındı. Geçen yılki turizmden memnun kalmamış Ferhat, “Sezon erken kapandı. Bu yıl turist erken geldi ama canlı değil, para yok. Turisti soysan soğana çevirsen 100 Dolar çıkmaz cebinden. Ben onlardan daha zenginim yemin ederim. Adam gelmiş buralara kadar simit bile yemiyor. Otele gidecek illa, orada bedava yaa” diye turizmi ve turist izlenimlerini aktardı. Teşekkür edip yanından ayrılırken hala söyleniyordu Simitçi Ferhat: “Alıyor bakkaldan iki bira bi köşeye çekilip içiyor. Yahu sen buraya tatilemi geldin dilenmeye mi geldin.” ESNAF PAZARA KARŞI Çamyuva pazarında tekstil ürünleri satan Muhtar Polat (34) kapri pantolonun fiyatını soran yabancı müşterisine 10 Euro diye işaret etti. Türkçe-Almanca karışık süren pazarlığın ardından 7 Euro’ya el sıkışıldı. Polat, pazarı anlattı. Son yıllarda turistler daha çok gelir olmuş pazara. Çarşı esnafları bunu fark edince belediyeye şikayetçi olmuş, ‘Kazanamıyoruz, turist pazarlara gidiyor’ diye. Belediye meclisi de toplanıp pazarı kapatmayı düşünüyorlarmış. Muhtar Polat, “Biz nerede olsa ekmeğimizi çıkarırız. Her gün bir pazara gidiyoruz zaten. Burası olmazsa başka yer fark etmez. Ben 20 yıldır pazarcılık yapıyorum. Ama benim gördüğüm, turist pazara gelince çok mutlu oluyor” diye devam etti. Ayakabı satıcısı Seyit Yıldırım (30) araya girdi; “Turistler için de çok iyi böyle pazarlar ama, bakalım artık. Tekstil olmadığı zaman turist pazara gelmez zaten. Bu son pazarımız olabilir. Her yıl gelen müşterilerimiz var bizim. Onlarca çeşit ürün alır giderler.” ESKİ MÜŞTERİ MEİNHARD Meyve-sebze satan Birol Sarı ile Alman Meinhard pek samimi görünüyordu. El sıkışırlarken görünce sorduk; “Bu samimiyet nereden” diye. Sarı, “Benim kaç yıllık müşterimdir kendisi” diye karşılık verdi. “Beni herkes bilir burada” diye soyadını vermeyen Alman Meinhard, yıllar önce Türkiye’ye gelmiş yerleşmiş. Önce Alanya’ya gelmiş ama sonra Çamyuva’yı tercih etmiş; “Belediye Başkanı arkadaşım benim. Çok seviyor ben onu. Çarşıdaki herkes benim arkadaş. Hep buradan alışveriş yaparım. 10 yıldır buralıyım, Çamyuvalı’yım” diye anlattı kendisini Meinhard. Ama son yıllardakı betonlaşma nedeniyle doğallığın bozulduğundan da yakınmadan edemedi. SESSİZ ÇARŞI Tekirova caddeleri bomboş. İşyerleri kapalı, açma çalışmaları için de henüz bir hareket yok. Açık bulduğumuz bir butikde, Tayfun Kaplanlar ve Yaşar Aydınlıoğlu ile konuştuk. Tekirova’da 15 bin kadar yatak var, geçen sezon da bu otellerin hepsi doluymuş. “Ama” dedi Tayfun Kaplanlar, “Ama, turist çıkmadı ki dışarıya. Oteller full ama çarşı bomboş. Bir kere biz turisti gezdirmeyi, eğlendirmeyi bilmiyoruz. Kaliteyi de kendimiz düşürdük. Kendi kendimize zarar verdik, veriyoruz” diye de devam etti. TURİST ENAYİ Mİ? Ulupınar Havuzbaşı Alabalık Üretim Çiftliği’ne ‘Kiremitte Alabalık’ için her yıl binlerce yerli yabancı turistin geliyor. 67 yaşındaki Ramazan Akkelle’ye ‘turizm’ deyince bastı isyanı; “Turiste ayrı yerliye ayrı adisyon olmaz. Bir çok işletme böyle yapıyor ve çok ayıp ediyorlar. Turist bizim misafirimiz kazık atılır mı hiç. Yetkim olsa böyle işletmeleri lokantaları kapatırım hemen. Düzgün değiller çünkü.” Tecrübeli işletmeci duraksamadan devam etti düşüncelerini söylemeye: “Turisti kazıklaya kazıklaya turist kalmadı artık. Serbest bırakmamışız turisti şimdi de yok oldular tabi. Çıkmıyorlar dışarıya korkularından Ben olsam bende çıkmam. Tavuk gibi yolmuşuz, yoluyoruz da hala. Turist enayi mi? Kimse kazıklanmak istemez. Dürüst olun yeter. O zaman 10’a katlarız turizmi.”
Yayın Tarihi : 24 Nisan 2007 Salı 21:21:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?