22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Suyun çıktığı yere yolculuk

Antalya’daki Kırkgöz ve Dinar’daki Kocapınar su kaynakları, yüzlerce tür kuş, binlerce tür bitkiye ev sahipliği yapan Akdeniz’in çok önemli doğal alanlarından sayılıyor. Bu doğa mucizesi kaynaklardan birçok belde ve köyün içme suyunu karşılanıyor, binlerce dönüm tarım alanı sulanıyor ve ayrıca bu kaynaklardan elektrik üretiminden de faydalanılıyor.
Torosların eteğinden doğan Kırkgöz kaynağı 2,5 kilometrelik bir yatağa yayılarak küçük bir göl oluşturmuş. Başta Antalya’nın ve Döşemealtı’ndaki 10’dan fazla köyün hem içme suyu hem de sulama ihtiyacını karşılıyor. Kaynak gölün etrafında Kırkgöz Han, Antik yok ve Karain Mağarası gibi tarihi ve turistik mekanlar da sıralanıyor.
Dünyaca ünlü, doğal güzelliği ile her yıl 250 bin dolayında turist çeken Düden Şelalesi’nin de ana besleyicisi olan Kırgöz Su Kaynağı’nın başlangıç noktasındayız. Neslihan Cosmoıu Romanyalı eşi Razvan ile kır lokantası işletiyorlar. Bizi karşılarında görünce suyu kirletenlerin, zarar verenlerin olduğunu anlatmaya başladılar. Birinci derece doğal koruma alanı olmasına karşın kaynağın, canlı yem tüccarlarının hışmına uğradığından yakındılar.
AKVARYUM GİBİ
Gölün doğal canlıları arasında çiçek- yayın balığı, yengeç, sazan, meke, karabatak bulunuyor. Birçok kuş türünün de göç yolu üzerinde olduğundan duraklama-dinlenme alanı olarak da önemli bir doğal alan. Gölün üzerinde nilüfer çiçekleri görülmeye değer. Su öyle berrak ki akvaryum gibi içindeki bitki ve balıkları izlemeye doyum olmuyor.
5 dil bilen ve çok yakında Türk vatandaşını heycanla anlatan Romanyalı Razvan Cosmoıu, güzel Türkçe’siyle başladı yakınmaya; “Bu güzelim doğa harikası su kaynağına küçük hesapyar için kamyonlar dolusu delikli tuğla koyuyorlar.”
TUĞLA ÇÖPLÜĞÜ
Şaşkınlığımı gizleyemedim. Tuğla ile ne yapılır ki? Razvan anlatmaya devam ettikçe şaşkınlığım daha da arttı:
“Balık avcılarının canlı yem olarak kullandığı böcekler var ya. İşte burada da o böcekler doğal olarak bulunuyor. Tabi bulunacak bunda bir sorun yok. Ama yem tüccarları kamyonlarca delikli tuğla getirip suya sıralıyorlar. Bu böcekler de buraya yerleşiyor, yetişiyor. Birkaç hafta sonra yemciler gelip bu böcekleri toplayıp gidiyorlar. Ama tuğlalar yerinde duruyor. Pırıl pırıl su kaynağı içindeki tüm canlıları, yaşamı akvaryum izler gibi sergiliyor. Ama tuğlalar var düşünebiliyor musunuz.”
TEHDİT EDİYORLAR
Eşi Neslihan Cosmoıu dayanamayıp araya girdi. Su kaynağının Devlet Su İşleri’nin yetkisinde olduğunu anlattı, suyun kullanımının da Kepez Elektrik Şirketi’ne ait olduğunu hatırlattı ve, “Her iki kuruma başvurduk. Ama gösterilen ilgi ve önlem çok yetersiz. Bu yem avcılarına dur diyemiyoruz. Buraya kamyonlarla getirip tuğla döşüyorlar. Biz, yapmayın, diye ikaz etsek de, siz karışmayın, diye tehdit ediyorlar” diye konuştu.
Su içinde tuğla yığınlarını gösteren Neslihan ve Razvan Cosmoıu çifti, “Buradan çıkarılacak tuğlalarla 10 katlı bir apartman yapılır. O kadar çok tuğla vardır ki burada inanın bana. Bu güzelim göle yazık ediliyor” şeklinde kaygılarını anlatılar.
TAŞ OCAKLARI ZARAR VERDİ
Kovanlık köyünden Arif Yalçın, Ali Cingiz, İbrahim Cingiz ve Serkan Aykuş’la Kırkgöz Su Kaynağı kıyısında karşılaştık. Ali Cingiz, “Bak sayın Ecevit, bana Avcı Ali derler. Buralar kirlenmesin yok olmasın diye meke ve ördek avcılığını bile yasakladık, yasaklattık. Kuş cenneti olsun istedik. Ama bizim duyarlılığımız bile yetmez oldu” diye seslendi.
İbrahim Cingiz, “El birliği ile kirletiyoruz, bozuyoruz, doğayı bitiriyoruz” dedi. Serkan Aykuş, gölün yakınında ,dağ yamacında yer alan kireç fabrikasını anımstarak, “Ağaçları da etkiledi. Zeytin ağaçları meyve vermez oldu. Filtre filan koydular ama yine de etkiliyor, etkiledi” diye suçladı.
Yakınlarda birçok taş ocağının bulunduğunu söyledi Ali Cingiz. Bu ocakların dinamit kullandığını ve kaynak sularının gözlerinin kapandığını öne sürdü. Cingiz devam etti:
“Ağustos ayında burada su kalmaz tahminim. Çünkü bu gölü besleyen su gözleri kapandı. Su geri kaçtı, daha derine indi. Köyümüzün suları kesildi.”
DÜDEN ŞELALESİ
‘Antalya’nın kartpostalı’ Düden Şelalesi’nin yeni çevre projesinin yakında hayata geçirileceğini İşletme Müdürü Hakan Demir’den öğrendik. Demir, vatandaşlardan düden suyunu kirletici maddeleri atmamalarını istiyor. Ne gibi kirletici maddelerin atıldığını Demir şöyle sıraladı: “Hastane yatağı bile çıktı. Silah atılmıştı. Koyun, köpek ölüleri geliyor suyla birlikte. Deniz bisikleti, kano gibi ilginç aletler. Plastik ve küçük çöpleri saymıyorum bile. Ama şunu söyleyeyim, Türk vatandaşlarımız daha çok kirletiyor. Gözümüze baka baka suya çöpünü atıyor. İsrail turistlerinin davranışlarından biraz rahatsızlık duysak da diğer yabancı misafirlerimizden ziyaretcilerimizden hiç şikayetimiz yoktur.”
===
Alabalık suya uçtu

Dinar sınırları içinde bulunan Kocapınar Su Kaynağı’ndan 12 ayrı köy yararlanıyor, elektrik elde ediliyor ve devamında Büyük Menderes nehrine kadar ulaşıyor. Pınarbaşı’ndaki 45 yıllık alabalık üretim çiftliği sahipleri İstiklal ve Beyazıt Uluturhan kardeşler, yağışların az olması nedeniyle bu yıl su miktarının azaldığını vurguladılar. Havaların ısınması ve elektrik santraline su verilmesi nedeniyle son 7 günde seviyenin 10 santimetre kadar düştüğünü söyleyen İstiklal Uluturhan, “Yaz ortasında bölgede su sıkıntısının çekilebileceği” uyarısında bulundu.
KAÇAN BALIK
1994 yılından beri koruma altında tutulan gölde bu yıl olta balıkcılığına izin verildi. Koruma uğruna kuş bile avlayamayan göl kıyısındaki 7 köyde, bu karar olumlu karşılanmış. İstiklal Uluturhan, gölde yükselen sazlıkların kesilip değerlendirilmesi ile göletteki doğal yaşamın daha hareketleneceğini ve havzanın kendi kendini temizlemesini sağlayacağını vurguladı.
Üretim çiftliğinden kaçan alabalıklar içgüdüsel olarak doğruca suyun çıktığı yere gidermiş. İstiklal Uluturhan ile elinde çiftlikten getirdiği balıkla su gözünde konuşurken, balık elden kaçtı, kayaların altına, suyun en soğuk bölgesine yöneldi; “Alabalık suyun kaynağına gider. Engel varsa sıçrayarak, neredeyse uçarak yine ilerler. Balığın lezzeti burada bulunan Gammarus diye bildiğimiz doğal bir böcek var, ondan geliyor. Hatta turuncuya çalan rengi de bundan dolayıdır.”

Yayın Tarihi : 20 Mayıs 2007 Pazar 02:23:10
Güncelleme :24 Mayıs 2007 Perşembe 01:38:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ayşegül korkut IP: 212.175.115.xxx Tarih : 22.01.2008 10:29:54

benim köyümmm tabi çok güzel bir yer özellikle yazları çok güzel oluyo ama ben köyümdeen uzakta okuyorum ya köyümü çok özlüyorum keşke şimdi köyümde olsaydım bu yorumu okuldaki bilgisayrdan yazıyorum ben köyümü çoooook SEVİYORUM


güzel köyüm IP: 84.178.59.xxx Tarih : 27.01.2008 01:04:52

köyümüz cok güzeldir her firsatda ordayim baliklarida ascilardanmi bilmem cok lezzetli:) köksal uluturhan.


bayazit uluturhan IP: 78.187.47.xxx Tarih : 26.01.2012 22:49:06

burada yaşayıpta neredeyse unuttuğum bir doğa bir manzara ve tadı hatırladım birden sevgili bülent ecevite bu haber için tekrar teşekkür ederim hatırlamamıza neden oldu