27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Tamirciye çırak çocuk azaldı

Sanayi çarşısı her zamanki sakin günlerinden birini yaşıyordu. Ne eskisi gibi çekiç sesleri motor gürültülerine karışıyordu, ne de matkabın, hizar makinasının uğultusu kulakları tırmalıyordu. Yaşı 12 olmuş, ilkokul 6’ya geçmişti. O yaz giydi tulumları Murat Tımartaş. Tamirci çırağı olmuştu artık. Her yaz tatilinde çalışıyordu. 
Şimdi 14’ünde. Ustasından yediği ilk tokadı anımsamıyor bile. Ama hayalleri vardı önce. İnternette ‘chat’ yaparak kızlarla tanışmak istiyordu. Oto yarışı oyunlarına katılmayı seviyordu. “2002 yılından beri çalışıyorum. Okul varken yazları geliyordum. Ortaokul da bitince hepten çalışıyorum işte” dedi utana sıkıla. 
Tamirci çıraklarının haftalıkları 35-50 YTL, kalfaların ise 125 YTL dolaylarında. Marka otomobillerin servislerinde çalışmak istiyor hemen hepsi. Kalfa Hüseyin Nizam 20 yaşında. O ilk dayağını hatırlıyor; “Bijonları tam sıkmamışım, gevşek bırakmışım. İlk dayağım o oldu. 2003 yılında. Sonra yok artık tabi. Bu dayak öyle keyfe keder değil. Eğitmek öğretmek için. Canı sıkılınca dövmek değil” diye de açıklık getirdi. Komşu tamircideki Hüseyin Küçükleke (18) ‘Kalfalık Belgesi’ ni yeni almış. İki Hüseyin de arkadaşlar, serçe otomobilleri var. 
Cumartesi akşamları çarşı içinde sanayideki çalışanlarla bir araya gelip şov-yarış yapıyorlarmış. Küçükleke anlattı: “Öyle hız yarışı filan değil, patinaj çektiriyoruz, savurma şovu yapıyoruz. Kalkış yarışı filan. Birasına, depo fullemesine yarışılıyor. Oraya gelenler bir birini tanırlar. Sanayi çarşısı çalışanları çıkardı bu işi zaten.” Hüseyin Nizam’ın hayalindeki otomobil markası Toyota, Hüseyin Küçükleke’nin ise Citroen, Peugeot. “İnternette araba yarışı oyunuyoruz” dedi Küçükleke. Nizam ekledi; “Ağabey ben chat yapmayı da seviyom. Akşamleyin internete takılıyoruz. Herşeyi buluyoruz orda. Oyunlar filan iyi oluyor, canımız sıkılmıyor. Chat yaparken zamanın nasıl geçtiğini bile unutuyoruz.” 
AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR 
İşyeri sahibi ustası Selahattin Çakmak (43) ilköğretim okulunu bitiren çocuğun çırak olamayacağını vurguladı, “Ağaç yaş iken eğilir” atasözünü anımsattı. Çakmak, işyerinin bir köşesindeki oto yağı ile eskimiş masanın önündeki koltuklara ‘buyur’ etti. “17 yaşına geldi mi bir çocuk, işi öğretemezsin iş de yaptıramazsın. Hazır asker olur artık onlar. 5 yıldır çırak mırak yok, gelmiyor” diye konuştu. “Benimde çocuklarım var” dedi Çakmak usta, devam etti: “Okusun isterim tabi. Herkes istiyor. Ama esnaf sanatkar da lazım bu memlekete. İlkokul dönemlerinde yönlendirmeler olmalı Avrupa’daki gibi. Sanat okulları gelişmeli.” 
GELECEK KAYGISI 
Eski sanayinden Cemal ve Uğur Sert kardeşler uygulanan ekonomik politikaların küçük sanayiciyi bitirdiğinden yakındı. Çırakların, kalfaların hatta ustaların bile gelecek kaygısı yaşadıklarını vurguladı. Siyasetçilerin sadece seçim zamanları esnafı hatırlamalarını anımsattı Cemal Sert ve şöyle dedi: “Sanayi esnafı zordaysa ülkede herkes perişan demektir. Şimdi hiç bir siyasetçi gelemiyor çarşıya. Kimse sormuyor işlerin nasıl diye. Vergiye gelince kazan, kazanma istiyor. Böyle bir sanayi esnafını, Avrupa Birliği’ne nasıl anlatacaklar acaba.” 
Akdeniz Sanayi’nde küçük bir çay ocağında karşılaştığımız ahşap işleri ustası Hüsnü Çelikok (45), “Çarşı esnafı oturup zaman öldürüyor. Günde on defa iktidarı indirip yeni hükümetler kurar olduk. İş yok çünkü. Kalfalara, çıraklara bıraktık atölyeleri de” diye yakındı. Çelikok, “İnşaat sektörü ve otomotiv sektörü durursa sanayi de durur. Biz mobilyacıyız, inşaat sektörüne bağlıyız. Geçen yıl iyiydi hakikaten işler. Yetiştiremedik, gece gündüz çalıştık. Ama şimdi durdu” dedi. 
ÇIRAKLIK YAŞI 
Aynı zamanda kalfası olan oğlu Zafer Çelikok, “İş yokluğundan, grantuvalet, giyinmişiz bekliyoruz baksanıza” diye durumu anlatmaya çalıştı. Çıraklarının olup olmadığını sordum Hüsnü ustaya, “Yok” dedi. Zaten yeni çırak gelmez olmuş, 8 yıllık eğitim zorunlu olunca. “Bir çocuk çıraklığa 11-12 yaşlarında başlamalı” diye devam etti Hüsnü usta ve bir de anısını anlattı: 
“Büyüdükce çıraklık dönemi geçmiş oluyor. İş yaptıramıyorsun, söz dinlemiyor. İş öğrenmek yerine alacağı haftalığı merak ediyor.” Soğuk demirci ustası Ömer Bacıoğlu (56) araya girdi: “Çırak yok artık. Kendim yapıyorum herşeyi, hem ustayım hem çırak. Gelenler oluyor bazen ama amacı iş öğrenmek, sanatkar olmak değil.”
Yayın Tarihi : 17 Aralık 2006 Pazar 16:34:37
Güncelleme :18 Aralık 2006 Pazartesi 13:23:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet ağa IP: 88.224.147.xxx Tarih : 17.12.2006 22:01:17
Bülent abiciğim ellerine sağlık çok güzel bir haber olmuş.gelecekte Türkiye'nin işi hakikaten çok zor.yetişmiş ara eleman arıyor lar ama yok liseliler üniversiteyi kazanamıyor onlar işsiz.meslek liseliler işsiz çünkü yatırım ve istihdam yok.Şehzadeler şehri Amasya'dan selam ve sevğilerimle.Bu vesile ile kurban bayramınızı kutlar esenlikler dilerim.